İnsan Evriminde Yeni Yüz



40 yıl süren çalışmaların ardından, 40 yıl önce Kenya'da bulunan hominin kafatası insan evrimine yeni bir yüz olarak eklendi.

Paleoantropolog Meave Leakey 1972'de, Turkana Gölü'nün doğusunda bulunan Koobi Fora kazı alanında yeni bir insansı türüne ait olduğunu düşündüğü bir kafatası bulmuştu. Koobi Fora 1960'lardan beri kazılan ve bugüne kadar birçok farklı insansı türünün bulunduğu ünlü bir kazı alanı. 1972'den beri bu fosilin farklı bir takson mu yoksa bilinen taksalardan birindeki çeşitlilik mi olduğu sorusunu cevaplamak için yeni fosiller bulmaya çalışan ekip, Nature'da yayınlanan bir makaleyle çalışmalarının işaret ettiği sonuçları duyurdu.

2 milyon yıllık bu kafatasının büyük bir beyne sahip olduğu anlaşılıyordu, bu da onu bizim de dahil olduğumuz Homo cinsinin bir üyesi yapıyordu. Ancak uzun, düz suratı ve bazı başka detaylar onu, Homo'nun o dönem bilinen iki diğer üyesinden farklı kılmaktaydı. Bu sebeple bu kafatasının sahibine Homo rudolfensis denildiyse de Doğu Afrika'da 2.3 ila 1.4 milyon yıl önce yaşamış olan Homo habilis'in sıradışı bir bireyi olabileceği ihtimali hep vardı.

Önce 2008'de iyi korunmuş bir halde, bir çocuğa ait orta yüz kemikleri ve dişler bulundu. Bu ufak kafatası tıpkı 1972'de bulunan H. rudolfensis'inkine benziyordu. H. habilis'te bulunan çıkık üst çenenin aksine düz bir yüze sahipti. 2009'da bulunan iyi durumdaki bütün bir alt çene ise araştırmacılara çok daha kapsamlı bir bakış kazandırdı çünkü 1972'de bulunan ilk örneğin alt çenesi bulunamamıştı. Bu çene kemiği ile H. rudolfensis'in u-şeklinde bir damağa sahip olduğu, köpek dişlerinin H. habilis'inkinden farklı konumlandığı ve kesici dişlerin büyüklüklerinin farklı olduğu görüldü. Bu da H. habilis ve H. rudolfensis'in kayda değer miktarda gelişimsel farklılık gösterdiği anl***** geliyordu.

Bu bulgular H. rudolfensis'in, H. habilis ve H. erectus ile birlikte Koobi Fora bölgesinde yaşayan üçüncü hominin türü olmaya hak kazandığı anl***** gelebilir. Kaliforniya Üniversitesi'nden paleoantropolog Tim White, H. habilis'e ait çok az fosil bulunduğuna dikkat çekse de, bulgular bölgede H. erectus haricinde iki ya da üç taksa daha olduğuna işaret ediyor. Ancak bu durum yeni soruları da beraberinde getiriyor. Bu üç tür aynı yerde aynı zamanda beraber yaşadıysa birbirleriyle yaşam alanları ve yiyecekleri için nasıl bir rekabet içerisindeydiler? Farklı diyetlere mi sahiplerdi, farklı hayat tarzları mı vardı, taş aletleri farklı şekillerde mi kullanıyorlardı? Şimdi bu soruları cevaplamak üzere yeni hipotezlerin ortaya atılması gerekiyor.

Sonuç olarak kimi palaeontologlar mevcut verilere göre insan evrimini şöyle özetliyor: Taş alet yapan ilk türler olan Homo habilis ve Homo rudolfensis 2-2,5 milyon yıl önce Afrika'da evrildiler. 1,8 milyon yıl önce bu iki türün birinden, daha büyük beyinli, hem de daha gelişkin taş aletler yapan Homo ergaster / erectus türü evrildi.

Homo habilis, Homo rudolfensis ve torunları Homo erectus, bir süre Doğu Afrika'da yan yana yaşıdılar. Daha sonra ilk iki türün soyu tükenirken, Homo erectus'un bir kolu da Asya'ya yayıldı.

Günümüz insanı ise 200 bin yıl önce, Afrika'da yine bir Homo erectus popülasyonundan evrildi ve dünyaya yayıldı. Bu arada Neandertal ve Homo floresiensis gibi başka insansı türleri, bilinmeyen sebeplerden yok oldular.

Bu tablo, insan evriminin doğrusal değil, çok daha karmaşık bir süreç olduğunu, Homo cinsine ait çok sayıda türün zaman içinde evrildiğini ve yokolduğunu doğruluyor. Uzmanlar ayrıca, insan evrimini Avrupalı bir erkeğin bir şempanzeden evrimi olarak yansıtan ünlü resmin de, yalnızca toplumsal mesaji itibariyle değil, bilimsel olarak da sakat olduğunu vurguluyorlar.