Son veda, son haykırış
Şimdi nasıl başlamalıyım bilmiyorum, yazdıklarımdan alınırsın üzülürsün diye gerçekten korkuyorum. Ama yazmam gerekiyor, bugün senin doğum günün canımlı cicimli yapmacık mesaj atıcağıma kalbimden geçenleri yazmak istedim, kalbimden geçenlerde arkadaşlık hissi falan değil, biliyorsun işte hepsi sevgi aşk dolu sözler olucak, istersen oturur hepsini okursun, istersen okumadan en sona yazıcağım “Doğum günün kutlu olsun Mavişim” mesajını okursun, dediğim gibi hayat senin hayatı yaşa istediğini yap.
Neyse en baştan başlıyalım istersen, hani şu twitter muhabbetinden falan değil taa en başından, benden kendimden başlıyalım, beni tanıdığın kadarıyla değilim birazda eskilerden bahsedelim, yaşadıklarım yaptıklarım yapamadıklarım pişmanlıklarım hepsi, umrunda olmaz gerçi ama hayırlısı herşeyin. Öğrencilik yılları işte ilkokul muhabbetleri başarılı öğrenci durumları karneler gelir takdir belgeleri onur belgeleri notlar aynıdır hepsi “5”, alışmışım bende hepsi 5 olmaya, lys'den çıkan 400 puanla meslek lisesine giden bi öğrencinin hayatı nasıl kayar izle işte, diploma puanı 4,80 lys puanım 400 ve ben demirtaşpaşadayım, hep asabi bi çocuk oldum hayatımı geleceğimi herşeyimi ben belirledim, fen lisesine gidip doktor olmakta vardı, anadolu lisesine gidip öğretmen olmakta, ama ben geleceğimi düşünmedim mutluluğumu seçtim, mutlu olduğum yer arkadaşlarımın yanı, gezmek tozmak kavgalar kafama göre yaptığım işler ve demirtaşpaşa yılları. Derslerim güzel ilk sene gene takdir belgesi ve teknik lise geçişim. Lise 2 yıllarım çok iyiydi yeni arkadaş ortamı yeni alışkanlıklar ve bugüne kadar tanışmadığım bişey “AŞK”. Aslında bugüne kadar kızlarla ilgilenmedim değil umrumda olmadı, seviyordum ben mutlu olmayı takılmayı unutmayı, yani şu ki bağlı kalmak hiç hoşuma gitmezdi, bağlanmazdım yani bişeye, giderim gezerim tozarım aşk nedir ki onun için üzülcen onun için ağlıcan peşinden koşcan falan hiç bana göre değil dediğim yıllar işte. Heh işte o yıllar “Sude” isimli kız şuan nefretim olan. Tanımadığım biri, tanışmak istedim. Muhabbet etmeler işte gezmeler falan filan. Ne bileyim bne içten içe bağlandığımı. Bırakamadım işte geçti seneler okul gitti dersler düşmeye başladı devamsızlık desen tavan lise sona geldim maçtı Sudenin peşinden koşmaktı deplasmandı falan hoop sınıfta kaldım ve hala bu Sude devam etti içimde, hep aynıydı oynadı benimle, onun için kavgalar ettim hastanelik oldum karakolluk oldum sigaraydı içkiydi herşey bildiğin.Bu yaşıma kadar görmediğim herşey. Üzüldüm kırıldım parça parça oldum bildiğin yok oldum, ailem arkadaşlarım hepsi yok oldu, yok ettim. Bir kızın uğruna herşeyim gitti. Derken 3. sene yılbaşında 16 senelik arkadaşımı trafik kazasında gözlerimin önünde kaybettim kendi kollarımda can verdi. O gün bana öyle koydu ki, ne Sudesi kaldı ne başka biri. Öyle böyle yıkılmak değildi. Nefret ettim kendimden ölmek istedim intihara sürekledi yaşadıklarım beni. Aradan 2-3 gün geçti toparlanmaya çalışırken sen çıktın karşıma, o twitter muhabbeti oldu arkadaşlarda kaldığım gece, eğlendik o gece mutlu oldum çok uzun bi aradan sonra, işte o gün buluşmamızda herşey koptu. Yanımdayken sana hep sarılmak istedim o elini tutup hiç bırakmamak istedim, çünkü o kadar çok şey yaşadım ki bi anda biri karşıma çıkıp herşeyi unutturmuştu onu bırakmak istemedim, seni bırakmak istemedim. İşte o gün koptu herşey hayata yeniden başladım yeniden tutundum, okuluma arkadaşlarıma aileme. Yani bildiğin herşeye yeniden başladım, sen beni hayatta tuttun, bana diyorsun ya hani neden seviyorsun beni diye, sen benim silbaşımsın, ben o 3 sene peşinden koştuğum kızın elini bile tutamadan sevdim biliyormusun, yüzüne bile bakamadan, ama sen bana dünyanın en iyi iyiliğini yaptın, sen bana herşeyi unutturdun, bu durumdayken sana sarılmama izin verdin, hani sana o gün sarıldım ya o herşeye değerdi, o gün canımı istesen verirdim, basit gelebilir ama yaşadıklarımdan sonra çok iyi geldin sen bana, ben hissetmiştim ama, ilk günkü gibi değildin, bi soğuktun konuşmaların bile değişikte, konuşurken ses tonun bile başka geliyordu, ben seni kaybetmeyi bildiğim halde sevdim, seviyorum çünkü sen benim sil başımsın, sen herşeye değersin, sen ondan çok ayrısın, o beni üzüyordu sen beni mutlu ediyorsun. Evet çok güzel şeyler yaşadık, çok eğleniyorduk mutluyduk, çok kısa sürdü. Ne bileyim. Ama şöyle bişey söyleyeyim sana alınmaca falan yok. Sen beni hiç sevmedin, senin hissettiğin sadece o bahsettiğin sevdiğini unutmaktı, sadece ben sana biraz iyi geldim, seviyorum dedin kaybetmeyi sende istemedin. Ama olmadı sonra, sıktım ben seni, kıskançlıklarımaptallıklarım söylediklerim söyleyemediklerim, herşeyimle ben kaybettim seni. Senin istediğin tek şey aslında eğlenmek. Eğleniyordun benimle gülüyordun falan. Sonra ? Sonrası belli değil mi zaten ? Birazda kendine sor bu soruları aslında, ben sana burda sabaha kadar beni sev yazarımda sen beni severmisin önemli olan o. Çok isterdim herşeyden çok ama olmadı. Senin için herşey bitti, benim içinse herşey yeniden başladı. Sen sanıyormusun ki beni engellicen telefonlarımı açmıcan mesajlarıma cevap vermicen ben seni unutcam, sen bana cevap vermediğin her gün acaba bişeymi oldu diye okulunun çıkışına geliyorum seni görmeye, sen beni görmüyorsun ama ben seni görüyorum. Sen gülüp eğleniyorsun, ben ise paramparça. Ama hayat böyle olması gerekmiyormu zaten, birileri üzülecek ki diğerleri mutlu olsun. Evet çok üzülüyorum, sen yazıyorsun ya güzel gülsün benim olsun, ayy çok tatlı benim olsana, yok kanki falan çok koyuyor bunlar bana, 1 ay önce benim için ağlayan birinin 1 ay sonra başkalarına bunları yazması bana harbiden çok koyuyor. Harbiden söylesene beni gerçekten sevdin mi ? O gözyaşları gerçekten banamıydı ? Sensiz yapamam dediğin birini kaybedince nasıl gülüp eğleniyorsun ? Ben yapamıyorum. Ne bileyim o kadar içten konuşuyordun ki inanmıştım, inancımı kaybetmedim ama kırıldım paramparça hesabı. Keşke sevmediğin birine bu akdar içten seni seviyorum demeseydin, tutamııcağın sözler vermeseydin, bırakacağın birinin elini tutmasaydın, bırakacağın birine sarılmasaydın. İstediğin ne bende bilmiyorum. Ben hep istemiştim şu Bursaspor'a canımı verrim, onun yolunda “Yeşil dediğimde Beyaz dicek” birini bulmak. Yeşil dediğimde beyaz demiştin demi, gitme dediğimdede gitmeseydin keşke. Güzel 1-2 satır var bak oku.
“Tribün çocuğu olmak ayrıcalıktır, çünkü onlar karşılıksız sever. Biz yıllarca tek bi çıkarımız olmadan arma peşinden koştuk. Bizde bilirdik 1-2 kız bulup park köşelerinde öpüşmeyi yiyişmeyi eve kız atmayı, ama bize hep ters geldi, biz sadece sevgi aradık, bağlılık aradık, sadece sevsin istedik. Bizim tek çıkarımız yoktu, biz takımımız kadar sevebileceğimiz bi kız aradık, kimimiz buldu mutlu mesut yaşadı, kimimiz peşinde paramparça oldu. Ama hiç bir zaman vazgeçmedik sevdiğimizden”
Çok sevdiğim bi abinin hayatımızı kısaca anlatan 1-2 sözüydü buda. Yazdığı gibi işte ben böyleyim sevmiyorum hiç bi kızı, özel olucak benim için, Biri laf yaptığında canını alabilecem gerekirse, biri baktığında gözlerini oyucam gerekirse. Ya ne bileyim yazamıyorum işte duygularımı dile getiremiyorum böylede bi insanım. Olmuyo bazen seni kırmaktan korkuyorum, kaybetmekten korkuyorum. Neyse.
Herşey seni hatırlatmak için çıkıyor sanki karşıma, kaçırdığım otobüsler, zamanında gidemediğim yerler, yağan yağmurlar, habersizce geçip giden bu zamanlar, özlenen bütün güzellikler..
Aslında ben sana geç kaldım. Çünkü; ilk başkası için ağladın sen. İlk başkası vurdu sırtından. İlk başkası yalan attı sana. İlk başkası gitti senden. İlk başkası hayallerinle oynadı. İlk başkası öldürdü seni. İlk başkası sevdiğini söyledi. Sonrada sevmediğini. Hatta daha sonra neden sevemediğini. Çok geç kaldım sana.
Neyse bugün doğumgünün, herkesin duvarına süslü cümleler yazacağı iyiki doğdun diyeceği bir gün. Sana hediyeler alacağı, seni sevindireceği, beni üzeceği bir gün. İyiki doğdun diğer yarım. İyiki doğdun Mavişim.
Artık sen yoksun, artık ben yokum, artık biz yokuz. Yanlış zaman doğru insan demiştin ya, o doğru zaman yanlış insan olucaktı sanırım. Doğru insanı bul ve mutlu ol.
Bilirsin ben pek beceremem elvedaları
Elbet, birgün bir yerde karşılaşacağız gene seninle. Sen bana bakacaksın, ben elini tutan o lavuğa. Sonra gözgöze geleceğiz. Ben hafif somurtacağım. Sanki birbirini hiç tanımayan iki yabancı gibi.Sanki daha önce beni seven o kişi sen olmadığın gibi, Sanki daha önce o elini tutan kişi ben olmamışım gibi. Sanki seni ilk defa görüyormuşum gibi. Herşeyin hayırlısı..
Sen birilerini sevmeyi seviyorsun, bense birilerini sevip acı çekmeyi seviyorum. Sen bi beni sevmedin, ama ben seni sevip acı çektim.
“Sevdiğin insanda seni sevecek arkadaşım. Biz elmayı seviyoruz diye elmanın hep kurtlu olması gerekmiyor değilmi ? Hiçmi mutlu olamayacağız ? Hiçmi Adam gibi seven olamayacak bizi ? Yada Aynı şehirde olmamızda gerekmiyor sevmemiz için mesela değilmi ? İşte öyle soruların cevaplarını buluyoruz bir gün . Bir daha kimseyi sevmeyeceğim cümlesi, senden başkasıyla işim olmaz cümlesine dönüşüyor artık. Mesela , uzattığın eli bir gün yarı yolda bırakacakmış gibi olanı değilde, o ele yüzük takacağını düşündüğün insanla birlikte olmamız gerektiğini anlıyoruz zamanla. Yada olmalıydık , Benim param diye değilde, bizim paramız diye başlayan bir cümle ile başlamalı bütün cümlelerimiz artık, ama aslında cebimizde olmayan 5 kuruş paramız yokken. Yada ne bileyim bir cafede yemek yerken, hesabı hep senin ödemesini beklediğin biriyle değil.Yada onun yanından ayrılırken , bi an kendini yanından değilde ondan gidiyormuş gibi düşünebilen birini. İşte öyle biri..”
Ne güzel yazmış demi adam ? Aslında tek sorun ne biliyomusun, tek sorun bir daha, bu kadar acıyı başka birisiyle denemekten korkuyor olmam.
Yaptıklarım, yapmadıklarım, söylediklerim, söylemek isteyipte söyleyemediğim, söylemek istemeyipte söylediğim, üzdüğüm kırdığım yaptığım yapamadığım ve sana Enes Ünal'ın formasını getiremediğim için özür dilerim. Umarım affedersin beni. Arkadaş olduk, sevgili olduk ama biz olamadık Mutluluğu hakediyosun, mutlu ol.
Bu mesajı bi arkadaşın falan okursada “Beni çok seven herşeyden çok seven, gecenin bir saatinde fotoğraflarıma bakıp sabahlayan, benim için uykusuz kalan, benim için herşeyi yapan eski bir arkadaştan nacizade bir doğumgünü mesajı aldım dersin. Mutluluklar diğer yanım, önce Allah'a, sonra sevdiklerine emanetsin.