Her çay bardağıma üç dal sigara düşüyor

Her çay bardağıma üç dal sigara düşüyor. Her masalın sonunda gökten üç elma düştüğü gibi. Her aşka üç kişi düşerken üçüncü kişi bile olamadığım, ve sana bir türlü benim düşmediğim gibi; düş gibi…

Darmadağınıklığıma cüretsiz birer kuş konuyor. Ümit vadedermişçesine ötüyor, ötüyor, ve ölüyorlar. Darmadağınık ruhumun içinde kayıp birer sulh oluyorlar. Senin bu dağınıklığımın içinde kaybolamayışın gibi, ötüşlerin arkasında nelerin saklandığını bilemeyeceğim gibi…

Tam üç defa fısıldamadan ismini, göz kapaklarımdan kaldıramıyorum uykumun derinliğini. Üç defa fısıldamadan ismini, baş koyamıyorum yastığıma. Öylesine bir yaşamak fikri geçiyor aklımdan, üç defa ölüyorum göğsümün ortasından.

Her üç dal sigaram senin dumanlı gözlerine denk. Fakat gülüşüne denk olamıyor hiçbir nikotin oranı. Ve hiçbir şiir üç kelimenin dokunuşu kadar hüzünlü değil. Hiçbir şiir senin sesin değil.

Değil işte her ne varsa, her ne yoksa; sen değil.