’Geçmişime anıt diktirecek kadar değerli, geçmişte bırakılmayacak kadar gerekli olan’ım...Gelecek vaatsizliğine rağmen şimdi’m ve belki de düşleyemesem de yarın’ım...’

Benden giderken bıraktığın suskularım ve boş sol tarafım, sabrımın sınanmaya nazır envai köşelerini zorluyor. Içim öyle sen titriyor, öyle pırpırlıyor ki heyecandan, ağzımdan çıkacak sözcükleri yüzdüremiyorum beynimin ne karasından ne suyundan.

Bu sevda omuriliğimi bebekliğime götürüyor, denge güçlüğü çekiyorum.

Kırgın düşlerimden uzak kırgın kalbimi avutuyorum. Kimbilir kaç zaman geçti sensiz sayamadığım... Senden uzak sesinden uzak... Bir kez dokunamadığıma mı yansaydım sana yoksa sesinden uzak kaldığıma mı hangisi daha çok canımı yakıyordu...anlayamadım.
Yıllardır içimdeydin belki de asırlardır... belki de doğmadan önce de biliyordum seni. Hep beklediğimdin sen ama sana bunu anlatamadım...

Seçkin bir kimse değilim
İsmimin baş harflerinde kimliğim
Bağışlanmamı dilerim...