eğer bir gün gidersen
bana veda etmeden git/ ne olursun
seni, aynı yerde bekliyor bilsin yüreğim
gözlerimdeki nemi yağmurdan farz ederim
ara ara yağar, geçer gider derim

hayat, konukluktur madem
elbet bir gün, seni yeniden bulurum

gidersen /bana veda etmeden git ne olursun
senden sonra
o mutlu tablo, düşlerimde dursun
düşündükçe/ sen çıkıp gel, elinde çiçeklerle
yine geç kalmışlığını örtsün gülüşün
pürtelaş, tavşan kanı çay söyle ikimize
saatleri kurmadan geçip gitsin zaman
yine öyle bilmeden

gidersen /bana veda etmeden git ne olursun
aşk, tek kişilik de dokunur nasıl olsa
varsın durulmasın/ dağ ateşi kadar harlı olsun içim
aşk, biraz da cennet düşleyerek cehennem yaşamak
değil midir zaten

her gün biraz daha sararsa da ömrüm
yine de / yaşanmamış mevsimleri beklerim
ikbahar yaz olmaz gölgemde
senden sonra veda ederim güne
alt tarafı /efkârıma, masallar anlatır gece
varsın olsun

uysal görünen
hırçın bir kedi pençesi hayat
mutlu göz yanılgısı çoğu zaman
gündüz görülmeyen fosforlu iz
bilinmeyen/ ayın karanlık yüzü biraz
hayatın kalesini yıkan ölümdür esas
eğer bir gün gidersen
bana veda etmeden git ne olursun
bu sevginin arasına ölüm girmesin