31 Ağustos Büyük Zafer Sabahı | Atatürk Günlüğü.



''31 Ağustos sabahı muharebe meydanı düşmanın bıraktığı toplar, ağır silahlar, motorlu araçlar ve malzeme ile dolu idi. Düşmanın 2.000’den fazla ölü bıraktığı anlaşılıyordu. O kadar da esir alınmıştı. Yaralılar, ağır yaralı olupta yolda ölenler hesaba katıldığında, düşman zaiyatı 8.000’e yaklaşıyordu.
Mustafa Kemal Paşa gördüğü manzarayı şöyle anlatır:

“Muharebe meydanını dolaşırken ordumuzun kazandığı zaferin büyüklüğü ve buna karşılık düşman ordusunun duçar edildiği felaketin dehşeti beni çok duygulandırdı. Karşıki sırtların gerilerindeki bütün vadiler, bütün dereler, bırakılmış toplarla, otomobillerde, sayısız donatım ve gereçlerle bu kalıntıların arasında yığılar teşkil eden ölülerle, toplanıp karargahımıza sevk edilen sürü sürü esir kafîleleriyle hakikaten bir kıyamet gününü hatırlatıyordu. Bu kadar şiddetli ateş ve saldırı çemberinden bugün için kurtulabilenler birkaç bin kişilik kılıç artığından ibaretti. Fakat onlar da daha büyük Türk çemberinin içinden çıkmaya muaffak olamıyarak başlarında Başkomutanları olduğu halde beyaz bayrak çekmeye mecbur olacaklardı.”

Evet bu muharebe alanı sadece hezimete uğramış, mahvolmuş bir ordunun mezarı olmayıp aynı zamanda beş yüz yıl önce ebediyyen tarihe gömülmüş bir imparatorluğu hortlatmak ameliyle isterik bir Bizans ve Elenizm rüyası görenlerin (Megali İdea) de mezarı olmuştu.

Yunan Ordusunun Durumu:
5 nci Yunan Tümenini, bir kısmı, tümen komutanının emrinde Kızıltaş Deresi’nden Gediz istikametinde çekilmekte idi. 9 ncu Tümen komutanı Gordlikos komutasındaki bir kısım kuvvetler de 5 nci Tümene katılmak üzereydi.

Trikopis 8.000’e yakın bir kuvvetle, Frangos Grubu ile birleşmek üzere Keçiler-Yüyülük istikametinde yürümekte idi. 4 ve 12 nci Tümen komutanlarının bulunduğu 2.000 kişilik bir kol, Sarp dağlardan kuzeye ve Kızıktaş Vadisi’ne dönmüştü ki, bu kolun önemli bir kısmı 1 Eylül’de esir edilmiştir. Küçük Asya Mağlubiyeti isimli kitab, bu çekilmeleri şöyle ifade etmektedir:

“Birlikler Murat Dağı’nın korkunç tepeleri üzerinden alın yazısı ölüme iniyorlardı”.

General Frangos Grubu 31 Ağustos sabahından itibaren 1 nci Kolordu karşısında Uşak istikametinde çekilmeye başlamıştı.

Trikopis’in emrine girmek üzere Dumlupınar istikametinde yürüyüşe geçen 15 nci Yunan tümeni, Dumlupınar yolu kesildikten sonra, Uşak’a yürümek emrini almış ve bu amaçla, Alayont’a gelmişti.

Eskişehir batısındaki 3 ncü Yunan kolordusu henüz mevziîde bulunuyordu. Bu kolorduya da Eskişehir üzerinden Bursa istikametinde çekilme emri verilmişti. Sonuç olarak, Başkomutan meydan muharebesinde beş tümene yakın bir kuvvetin büyük bir kısmı imha ve esir edilmiş, diğer kısmıda dağlara atılmıştı. 15 ve 9 ncu tümenlerin birer kısmı Gediz istikametinde, General Frangos emrindeki güney Grubu da (Üç piyade, bir süvari tümeni + yedi tabur) Uşak istikametinde çekiliyordu. Bu kuvvetlerin birleşmesi, yeni bir mukavemet hattı yaratabilirdi.

Türk Ordusunun Durumu:
Kocaeli Grubu (Bir tümen ve üç müfreze) Bilecik genel istikametinde, 11 nci Yunan Tümenine Taarruza devam ediyordu. Gruba toplıyabileceği kuvvetlerle İzmit Gölü-Gemlik Körfezi arasından Bursa istikametinde düşman gerilerine taarruz etmek vazifesi verildi. Burada kazanılacak başa¬rı, üç Yunan kolordusunu güç durumda bırakabilirdi. Ancak, Grubun bu maksatla toplayabileceği kuvvet, altı piyade taburu, bir miktar topçu ve süvariden ibaretti.

Güneyden aynı maksatla Kütahya-İnönü istikametinde sevk edilen mürettep süvari tümeni 30 Ağustos’ta Kütahya’yı ele geçirmişti. 31 Ağustos günü bir piyade tümenide Altıntaş kuzeyinden Kütahya istikametinde yürütülmüş ve bu iki tümen 3 ncü kolordu komutanı, Albay Şükrü Naili Bey’in emir ve komutasına verilmişti.

2 nci Ordu (16, 17 ve 61 nci tümenler) kuzeyden Gediz’e doğru hareket emrini aldı. Bu Ordu duruma göre Gediz üzerinden Uşak’a, düşman Uşak’ta mukavemet etmediği takdirde Kula istikametinde ilerliyecekti.

1 nci kolordu, bütün gücüyle General Frangos (Franko) Grubunu Uşak istika metinde kovalamakta idi. 31 Ağustos öğleye kadar Çal-Aslıhanlar-Dumlupmar bölgesinde üç kolordu toplu bir halde idiler.

Önemli Bir Karar Safhası:
Başkomutan Bursa istikametinde çekilen kuvvetleri imha etmekle beraber, bütün orduyu İzmir istikametinde yürütmek kararını vermişti. Düşmanın beş piyade ve bir süvari tümenine yakın bir kuvveti İzmir genel istikametinde çekiliyor, dört tümende Eskişehir-Bursa bölgesinde bulunuyordu, İzmir istikametinde çekilen kuvvetlerin, çekilmelerine ve toplanmalarına meydan vermemek bakımından asıl kuvvetin İzmir istikametinde yürütülmesi çok yerinde bir karardı. İzmir siyasi bir hedef olmakla beraber, Yunan kuvvetlerinin İzmir’in batısında toplanabilmesi bakımından da askeri bir hedef olmuştu. Başkomutan’ın Ordularına Akdeniz’i hedef vermekle beraber kuzeyde hedefin elde edilemediğini görüyoruz.

Bursa-Eskişehir bölgesinde dört tümenden fazla ve muharebede sarsılmamış 50000 kişilik bir Yunan kuvveti vardı. Bunun karşısındaki Türk kuvvetleri ise, iki piyade tümeni ile üç müstakil Alay’dan, 20000 kişiden ibaretti. Bunlara zayıf bir süvari tümeni ile 7.000 mevcutlu bir piyade tümeni ilave edilerek istenilen imha maksadına varılamazdı.

26 Ağustos’ta Eskişehir Grubu’nu pek az bir kuvvetle oyalıyarak Afyon’da üstün kuvvet toplamak suretiyle parlak bir başarı elde edilmişti. İzmir istikametinde ilerlerkende asıl ordunun kuvvetli olması yerinde bir tedbir idi. Ancak, güneyde Yunan ordusu mevcudunun yarıdan fazlasını kaybetmiş olduğundan, durum Kütahya-İnönü istikametinde üç tümenli bir kolordu kullanmaya müsaitti. 3 ncü kolordunun 61 nci tümeni güneyde bırakılmıyarak, kendi kolordusu ile kuzeye yürüyebilirdi. 3 ncü kolordu ile Kocaeli Grubu’nun bir elden idaresi için 2 nci Ordu Komutan’ı kuzeyde yapılacak harekâtın başında bulunabilirdi.

Hakikatte yapılan hareketle, General Fahri Belen’in fikri arasındaki fark bir ordu karargahı ile bir tümen ilavesinden ibaret imiş gibi görünürse de General Fahri Belen bu tümenin çok büyük yararlar sağlıyacağı kanısındadır.

Kuzeyde muharebelerin kızıştığı sırada, oradan 41 nci tümenin de alınarak Kütahya üzerinden İzmir istikametinde yürütülmesi üzerine, kuzeydeki Yunan kuvvetlerini imha için bir piyade ve bir süvari tümeni kalıyordu. Kuzeye yeterli kuvvet tahsis etmemenin ilk olumsuz neticesi bugün görüldü. 15 nci Yunan tümeni kendisine batıya doğru yol açmak için, 31 Ağustos sabahından itibaren Kütahya’daki süvari tümenine taarruza başladı. 1 nci tümen de bölgeye ancak gece yetişebildiğinden, Yunan tümeni kendisine batıya doğru yol açmak için, 31 Ağustos sabahından itibaren Kütahya’daki süvari tümenine taarruza başladı. 1 nci tümen de bölgeye ancak gece yetişebildiğinden, Yunan tümeni geceden yararlanarak batıya doğru çekilmeyi başardı.

Bugünün önemli bir sorunuda ihtiyattaki 2 nci kolordunun vaktinde kullanılmamasıdır. Dumlupınar güneyinde Oturak-Paşacık-Çiftlik bölgesinde bulunan bu kolordunun sadece 4 ncü tümeni 1 nci ordunun emrine verilmişti. Muharebenin neticesi belli olduktan sonra bütün kolordunun 1 nci kolordunun güney kanadından General Frangos Grubunu kuşatacak şekilde kullanılması ile bu Grubun tamamen imhası sağlanabilirdi.''

Kaynak:
ATATÜRK KÜLTÜR DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU

ATİLLA KOLLU
1 Suna Kili; Türk Devrim Tarihi, 3. Basım, Tekin Yayınevi, İstanbul, 1982, s. 105.
2 Suna Kili; a.g.e., s. 105.
3 Sabahattin Selek; Anadolu İhtilali, 8. Basım, Kastaş A.Ş. Yayınları, İstanbul, 1987, s. 707.
4 Atatürk’ün söylev ve Demeçleri (1906-1938), 2. Cilt, TTK Yayınları, Ankara, 1959, s. 495., Suna Kili; a.g.e, s. 108.
5 Sabahattin Selek; a.g.e., s. 707.
6 Utkan Kocatürk; Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kronolojisi 1918-1938, 2. Baskı TTK Ankara, 1988, s. 293.
7 İsmail Sosyal; Türkiye’nin Siyasal Andlaşmaları, TTK Yayınları, Ankara, 1989, s. 36.
8 Sabahattin Selek; a.g.e., s. 685.
9 Moskova Andlaşması; 15. Madde “İşbu Türk-Rus Andlaşması’nda Güney Kafkasya Cumhuriyetlerine ilişkin hükümlere Türkiye ile bu Cumhuriyetler arasında yapılacak Andlaşmalarda uyulmasını zorunlu kılmak için, Rusya sözkonusu güney Kafkas Cumhuriyetleri katında gerekli girişimlerde bulunmayı yükümlenir.”
10 Kazım Karabekir; İstiklal Harbimiz, Türkiye Yayınevi, İstanbul 1960, s. 1002.
11 Sabahattin Selek; a.g.e., s. 689.
12 Salahi R. Sonyel; Türk Kurtuluş Savaşı ve Dış Politika II, TTK Yayınları, Ankara, 1991, s. 186.
13 Sabahattin Selek; a.g.e., s. 692.
14 Sabahattin Selek; a.g.e., s. 692.
15 Sabahattin Selek; a.g.e., s. 692.
16 Esat Uras; Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, Ankara, 1960, s. 718.
17 Nutuk; 1952 baskı, Cilt II, s. 620-625.
18 Ergün Aybars; Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, 2. Baskı, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara, 1989, s. 993.
19 Gotthard Jaeschke; Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi, Mondros’tan Mudanya’ya kadar (30 Ekim 1918-n Ekim 1922), TTK Yayınları, Ankara, 1989, s. 141, 144.