Çankaya’da Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde Türkiye İdman Cemiyetleri Ortaklığı Kongresi adına gelen heyet söylenmiştir:



Türkiye İdman Cemiyetleri Ortaklığı’nın yıllık kongresini kuran saygıdeğer heyeti ve karşısında olmakla onur duyduğum belirtir seçkin heyetinizi saygı ve sevgiyle selâmlarım. Son sene sürecindeki iç ve dış çalışmanızı ve hizmetlerinizi dikkatle ve büyük ilgi ile izledim. Bugünlerde de kongrenizin konuşmalarını takip ediyorum.



Efendiler! Şikâyet ettiğiniz, hatta duygulanmış olduğunuz birtakım konular ve sebepler var olmakla beraber, ben hizmetlerinizin sonuçlarını mutlu olmaya ve tebriğe değer buluyorum. Çünkü, spor hayatında memleketçe, milletçe ve hükümetçe başlanılmış gerçek ve anlayışlı çalışma tarihi çok yenidir. Gerçekten bütün dünya milletlerinin bu konuda harcadıkları derin dikkat, büyük çaba ve çok uzun zamana bakılırsa memleketimizde bu önemli iş için bugüne kadar geçmiş zaman çok değildir.



Tekrar ederim; memleketimizde spor hayatında gerçek, bilinçli çalışmaların başlaması çok eski değildir. Buna karşın bugün elde edebildiğiniz sonuçların asla ümitsizlik getirmemesi gereğine inanmış bulunuyorum.



Efendiler! Devamlı ve art arda olan çalışmanız sırasında çok zorlukları yendiğinizi öğrendim ve yenmek çaresini bulamadığınız engeller karşısında kalacağınızı da biliyorum. Özellikle çok şikâyet ettiğiniz ve önünde acı ve üzüntüyle durduğunuz engelin, ekonomik yönde olduğu görünüyor Sizin çok duygusal olduğunuzu anladığım bu engel karşısında benim size tönereceğim şudur: Bu noktada asla ümitsiz olmayınız. Bu sözümün sizi avutmak veya sadece yüreklendirmek için söylenmiş bir söz olduğunu düşünmeyeceğinize inanıyorum. Benim güvenimin sizde de doğmasını sağlamak isterseniz bazı açıklamalarda bulunayım.

Efendiler! Yıllar önce bu memleket bu güzel ve kıymetli millet büyük bir felâket içinde bırakılmıştı. Ben, memleket ve milleti düştüğü felâketten çıkarabileceğim inancıyla Anadolu’ya geçtiğim ve amacın gerektirdiği girişimlere başladığım zaman cebimde, beş para olmadığını açıklayabilirim. Fakat parasızlık, benim milletle beraber atmaya başarılı olduğum hedefe yönelen adımları değil durdurmak, zerre kadar azaltmaya bile neden oluşturamamıştır. Yürüdük, başarılı olduk. Yürüdükçe başarılı oldukça maddî zorluklar ve engeller kendiliğinden çözümlendi.



Efendiler! Ankara’da kutsal topraklarımızı her taraftan sarmış ve fiilen işgâl etmiş düşman ordularını bu kutsal topraklardan atmanın mümkün olabileceğinden söz ettiğim zaman, bana en bilinçli, önlem sahibi oldukları ileri sürülen kişiler, bütün bu girişimlerin paraya bağlı olduğundan söz ettiler. Ne kadar paran vardır, veya nereden nasıl para bulabilirsin gibi sorular yöneltiyorlardı. Benim verdiğim cevap şu idi: Türk Milleti kendi hayat ve kurtuluşuna yönelmiş olduğuna inanacağı girişimleri başarabilecek kadar bir güce sahiptir. Ve girişimin gerçekçiliğine inanması durumunda, onun gerektirdiği kadar servet kaynağını ise girişimcilerin emrine verir.

Efendiler! Bu dediklerim sözden uygulamaya geçmiş gerçekler değil midir? Bu noktada şunu da ekleyeyim ki, etraftakilerin Ankara’da ilk millî hükümet kurulduğu zamanki duraksamalardan söz etmeyeceğim. Fakat o hükümeti kuran ileri gelen kişilerin bile bana “Hükümeti kurduk, fakat devlet ve hükümet idaresi için nereden para alacağız” dediklerini hatırlarım. Verdiğim cevap çok sade olmuştur: Çalışmanız devleti, milleti kurtarmaya yöneltilince ve bu çalışma amacınız büyük Türk milletince bilinince sorunuz tekrarlanmayacaktır. Türk milleti, kendi için, kendi geleceği ve kurtuluşu için çalışan girişimcileri, heyetleri, zorluklar karşısında bırakmayacak kadar yüksek vatanseverlik ve yüksek şeref duygularıyla süslenmiştir.



Efendiler! Aradan yedi sene geçtikten sonra bugün Türk milletinin içinde bulunduğu durum ve ulaştığı uygarlık sınırı mutluluk gerektirmez mi? Henüz iddia etmiyorum ki, memleketin bütün servet kaynakları açılmış ve millet hak ettiği mutluluk ve rahatlığa kavuşmak için Cumhuriyet Hükümetinin faydalanmasına geçmiştir. Fakat bugüne kadar olduğu gibi millî girişimlerimizde iman ile, kararlı olarak yürüyecek olursak, ki yürüyeceğiz. Bu son işaret ettiğim başarı noktası bile tamamen görünecektir. Bundan dolayı Efendiler, sizin de içinde bulunduğunuz çalışma ve girişimlerinizin hedefi, milletin hayatla ilgili bir sorununu, ırkla ilgili bir sorununu, uygar bir sorununu çözmeye yöneltilmiş bulundukça, önünde tereddütlü durduğunuz maddî engellerin kendiliğinden ortadan kalkacağına ve bütün önünüze çıkan zorlukların hallolunacağından şüpheniz kalmasın.



Efendiler! Dünyada spor hayatı, spor âlemi çok önemlidir. Bu kadar önemli olan spor hayatı, bizim için daha önemlidir. Çünkü ırk sorunudur. Irkın iyileştirilmesi ve rahatlığı sorunudur. Ayıklama sorunudur ve hatta biraz da uygarlık sorunudur. Ben bu noktaları size ayrı ayrı açıklamak istemiyorum. Yalnız ben size millette, memleket evlâdında, gözümde sporculuğun ne kadar önemli olduğunu açıklamak için şunu diyebilirim: Kutsal vatanı, Türk milletinin yüksek şeref ve yararını savunan ordudur. Bundan daha önemli, daha büyük bir dayanak noktası düşünülmüş müdür?



En çok bugünkü Cumhuriyet ordusundan söz edilirken bundan daha büyük bir kuvvet düşünülmüş müdür? İşte bu kıymetli, bu yüksek, bu yüce kuvvetin karşısında size hitaben diyorum ki, bütün millet ve bütün memleket evlâtlarını sportmen yapmak için harcanılacak çalışmanın önem ve kutsallığı, aynı derecede kıymetli ve önemlidir. Ve şerefli ordumuzca da en yüksek duygular ile değer verilmeli, kutsal ve de korunmaya değer yüce bir kaynak kutsallığını kazanmalıdır.



Efendiler! Cumhuriyet Hükümetimiz ve saygıdeğer Türkiye Büyük Millet Meclisi, millet için temel ve hayati olduğuna şüphe etmediği bu sorunda kendilerine düşen görevleri yapacaklardır. Buna elbette şüphe etmezsiniz. Fakat Efendiler, çok yüce bir işin girişimcisi bulunan sizlere açık ve kesin söyleyeyim ki, başarılı olmak için her türlü yardımdan fazla, bütün milletçe sporun iç yüzü, kıymeti anlaşılmak ve ona yürekten sevgi duymak, onu vatanî görev kabul etmek gereklidir. İşte sizin omuzlarınızdaki ağır yüklerden biri bu gerçeği ortaya çıkarmak olmalıdır. Gerçi köylülerimiz, bütün hayatlarını tarlalarda, meralarda, ormanlarda beden hareketleri ve çalışması içinde geçirirler. Fakat yöntemi dairesinde, olmadığı için beklenilemez.



Efendiler! Türk ırkında geçmişin uğursuz, olumsuz, anlamsız izleri kalmıştır. Bunun tarihi nedenlerini başka nedenlerle çok kere açıkladım. Tekrar etmeyeceğim. Yalnız görüyorsunuz ki, tarihte dünyalar hâkimi olmuş koskoca Türk milletine, bugünkü neslimiz mirasçı olduğu zaman, bu koca milleti biraz zayıf, biraz hasta, biraz cılız bulmuştuk. Efendiler; gürbüz yavuz evlâtlar isterim. Bunları yetiştirmek önlemlerini ve sorumluluğunu üzerinize almış adamlarsınız. Bu sonucu görmezsem hakkınızdaki sevgim, güvenim ancak o zaman sona erer.



Fakat sizin kadar vatansever insanlar bunda ilgisiz kalabilir mi? Efendiler, siz şimdiye kadar bence başarılısınız. Bu şekilde kararlılıkla, fedâkarlıkla yürümeğe devam ettikçe mutlaka başarılı olacağınızı şimdiden size müjdelerim. Başarılarınızın alanını yalnız sizin çalışmanızla sonuçlanacağı kabul edememek durumunda bulunduğunuzu bana içtenlikli olarak söylediniz.



Bunda tamamen hakkınızı teslim ettikten sonra size diyorum ki, sizin başarınızla millet başarısını ilân edecektir. Fakat buna şunu yazıyor ve ekliyorum ki, hatırınızda kalsın: Bir sosyal toplum yalnız spor ile renk ve kuvvet değiştiremez. Orada egemen olan sağlık ve sosyal, yönden birçok nedenlerin ve şartların sağlanmasına yöneltilmiş girişim ve önlemler uygulamak gereklidir ki, bu mümkündür. Siz bu akışta dikkatli ve incelemelerinizde daima duyarlı bulunarak memleketin her köşesinde bütün bu önlemlere uygun yürüyebileceğinizden ben şüphe etmem. İşaret ettiğim bu dikkate önem verirseniz, mutlaka başarılı olacaksınız.



Böylece Türk sporculuğu milletlerarası sahnede hak ettiği konumunu kazanacaktır. O zaman yukarıda işaret ettiğim gibi, Türk sporculuğu memleket ve millet hayatında etki yaptığı kadar, biraz da uygar ve belki de benim tahminimden fazla bir uygarlık izi olacaktır.



Efendiler! Yüce heyetinize tekrar bana bu sözleri söylemeye fırsat verdiğinden dolayı teşekkür ederim. Sizi bana gönderen kongrenize, vatan ve millet aşkıyla, gençlik hareketiyle dolu duygusal insanlarınıza teşekkür ederim. Sizi ve Türkiye idman Cemiyetleri Birlikteliği’nin kurulmasına neden olan bütün insanları, güzel niyetleri ve açık başarılarından dolayı teşekkürle selâmlarım. Sözlerimde işaret ettiğim gerçek başarıları bana, Cumhuriyet Hükûmetine ve Cumhuriyetin gerçek sahibi ve koruyucusu olan büyük Türk milletine fiilen gösterebileceğiniz zamana, büyük Türk milleti adına, gözlediğim sözlerini, son sözlerim olarak söylerim.



Ayın Tarihi: 1926, sayı:30, s.1602-1603