Şenol hocanın klasik idmanların aksine sürekli topla çalışması futbolcular için kampın son derece verimli geçmesini sağladı. Geçmiş yılların aksine taraftarlar hep takımla birlikteydi, aile havası vardı. En önemlisi ise sistem... Siyah-Beyazlılar, Güneş’li Beşiktaş’ı çok sevecek!

Yerli yabancı birçok hocayla kamplarda bulunduk. Böyle bir kamp dönemi görmedik. İşte Beşiktaş’ın Almanya’da öne çıkan özelliği bu oldu. Bunu sadece biz değil, futbolcular ve diğer meslektaşlar da her fırsatta dile getiriyor. Şöyle ki; kampın ilk gününden son gününe kadar topsuz tek idman olmadı. Klasik düz koşu, 5’e iki top kapmaca, dar alanda çift kale maç rutini hiç yaşanmadı. Yaklaşık iki saat süren çift idmanlarda, oyuncular hiç farkında olmadan müthiş tempoda çalıştılar.

Taraftarla iç içe

Örneklerine rastlamadığımız en önemli olay ise, takımın taraftarla bütünleşmesi oldu. Antrenmana gelen gurbetçiler çalışma bitiminde kenarda beklediler. Takım tam kadro halinde, taraftarların yanından geçip, imza dağıttı, fotoğraf çektirdi. Bu uygulama istisnasız her Allah’ın günü ve her idman bitiminde tekrarlandı. Bunu sağlayan Şenol Güneş ve ekibi apayrı bir teşekkürü hak etti.

Hücum, hücum, hücum

Napolyon’un, ‘para, para, para...’ sözü gibi Şenol hocanın parolası da hücum!.. Yapılan tüm taktik idmanlarda saha kenarındaydık. Kartal’ın genel oyun anlayışı şöyle olacak: Sosa kilit isim. Topu kanatlara katacak. Bunu yaparken, çok hızlı hareket edecek. Gökhan Töre, bir kanada hapsolmayacak. Serbest oynayacak. Top ani ve uzun paslarla kanat değiştirecek. Ofsaytta kalmama için sürekli hareket ve özen gösterilecek. Savunma daha önde kuruluyor, rakip ataklarda ise, ‘huni’ sistemi gibi herkes geri dönüp alan kapatıyor. Topun olduğu bölgede kalabalık olunuyor, top kazanıldığı anda hızlı şekilde herkes papatya gibi açılıp boş olan yaratıyor.

Tek eksik transfer

Sistem, disiplin, mütevazılık, uyum, çalışma ortamı, iletişim konuları tam. Takım üstünden kara bulutlar kalkmış! Bunlara bir de adı geçen yıldızlar eklenince Kartal, uçup gider! Kim gelirse gelsin yeni sistem içine uyum sağlar. Sorun yaşayıp, yaşatmaz. Beşiktaş, herkese zevk verecek oyun anlayışı ile, lige damga vuracak. Bunu daha ilk etapta apaçık gözlemledik.

Önce hoca geliyor

Şenol Güneş bir olayı daha değiştirdi Beşiktaş’ta. Güneş, bundan önceki hocaların aksine, idmana ilk önce çıkıyor. Takım sonradan geliyor. Kamptan ayrılırken dikkat ettim. Otobüse ilk binen Güneş olurken, ilginçtir en son binenler alt yapıdan gelen gençler oldu. Daha önceleri ise, ilk önce gençler sonra oyuncular ve en son teknik direktör biner, kafile hareket ederdi.

Simetri bile önemli!

Takım disiplini için çok küçük, ama anlam olarak bir o kadar büyük bir olayı da yazmadan geçmeyelim. Kamp yapılan otelde futbolcular, kramponlarını soyunma odasının önündeki alana koyuyorlardı. Tesisin farklı bir binasında kalan teknik direktör Şenol Güneş, futbolcuların kaldığı yeri sürekli kontrol ediyordu. Bazı kramponların simetrik olmadığını gören tecrübeli hoca, malzemeciye, “Bu ayakkabılar kimin ise, git söyle gelip düzeltsinler” dedi. İşte disiplin ve sistem kavramı birkaç santim önde ya da arkada kalan ayakkabıdan başlıyor. Gerisini siz düşünün.

İtici güçler

Kampta çalışkanlıklarıyla önplana çıkan, takıma ivme kazandıran isimlerin sayısı da oldukça fazlaydı. Bu anlamda özellikle geçen sezonun yıldızlarından Gökhan Töre hayli istekliydi. Yeni transfer Andreas Beck de kısa sürede arkadaşlarına uyum sağladı. Kerim, Ömer, Oğuzhan ve Tolgay takım adına iyi işler yaptılar.

Kampın şanssızı

Her şeyin güzel gittiği Beşiktaş kampının kâbus olarak nitelendirilecek olayı kuşkusuz ki Tolgay Arslan’ın yaşadığı şok sakatlıktı. Genç orta saha oyuncusunun sol diz içi yan bağlarının kopması hem kendisinin, hem teknik ekip hem de takım arkadaşlarının moralini yerle bir etti.

Keyifleri kaçanlar

Avusturya kampında dikkat çeken konulardan biri de bazı oyuncuların keyifsizliğiydi. Bundan önceki kamplarda Ersan Gülüm ve Olcay Şahan takımın maskotu, neşe kaynağıydılar. Ancak Avusturya’daki durum bu söylediğimizin tam tersiydi. Her iki oyuncu bu kez sessiz sedasız kaldılar!

Yeni transfer gibiler!

Hazırlık kampının Almanya ayağında oyuncuları tek tek değerlendirmek sağlıklı değil. Zira sadece antrenman performansına bakarak kanıya varmak gerçekçi olamaz. Fakat Cenk, Sosa ve Milosevic’in performansları parmak ısırttı.

Yeni transfer Milosevic

Geçen sezonun devre arasında takıma katılan Milosevic, Avusturya kampına son derece moralli geldi. U-21 ile İsveç forması altında şampiyonluk yaşayan Sırp Asıllı oyuncu, fiziği, oyun anlayışı, tekniği, yüksek toplardaki hakimiyeti, geriden oyun kurmasıyla tüm dikkatleri üzerine çekti. Gönderilmesi gündemde olan Milosevic, takımda kalmayı garantiledi.

Tosun damgası

Cenk Tosun, Avusturya kampında müthiş bir çıkış gösterdi. Bilic döneminde kabuğuna çekilen genç santrfor yeni teknik ekiple öne çıkmasını bildi. Çift kalelerde attığı ayak içi golleri, bitirici vuruşları, isteği, kuvveti ve etkili performansıyla dikkat çekti. Yeni sezonda, geçen yıla oranla çok daha fazla şans bulacağı kesin.

Kilit adam Sosa

Arjantinli ofansif orta saha oyuncusu apayrı bir heyecan içinde. Avusturya kampında inanılmaz bir tempo yakaladı. Ülkesinden, eski takımı Estudiantes’ten teklif alan başarılı futbolcu, geçen sezon pek açığa çıkaramadığı özelliklerini Şenol Güneş yönetiminde ortaya koymaya başladı. Sezonun yıldızlarından olmaya aday.