Bir Garip Forum Dizisi #4

Aradan bir hafta geçmişti. Zei ve Filinta mahalleye yerleşmiş, insanlarla tanışmış ve dükkanın bütün hazırlıklarını tamamlayarak açılış yapmaya karar vermişlerdi. ''Antidepresan Cafe & Bar açılışımıza bekleriz'' davetiyeleri mahalleliye dağıtılmıştı. Sıcak bir pazar günüydü. Filinta son süsleri de etrafa asarken Zei koltuğundan yavaşça kalktı. ''Mekanı sünnet çocuğuna çevirdin, nasıl zevklerin var senin ''.
Filinta duymamazlıktan gelerek işini yapmaya devam etti. ''Kuzen içeceklerin tamamı geldi değil mi ? Birazdan insanlar gelmeye başlar.''
'' Her şey tamam sen onun için endişelenme.''

Akşam üzerine doğru partiye katılmaya karar verenler yavaş yavaş hazırlanmış ve kafeye gitmeye başlamışlardı.
Damla , Regex'in koluna girdi. Aklında kalanlardan ve son dönemde rahatsızlığından dolayı evden çıkamamaktan yeteri kadar sıkılmıştı. İşinin başına geçmek istiyordu.
Regexle yürürken konuşmaya başladı.'' Bu akşam eğlence bana da iyi gelecek.''
''Evet'' dedi. Regex '' hepimizin böyle bir şeye ihtiyacı vardı.''
Damla kafasından geçen soruyu sormaya kararlıydı. '' Ya sana bir şey sormak istiyorum. Bir hafta önce falan akşam beni bıraktıktan sonra Farkedmez sana bir kağıt verdi. Sende kağıdı yakıp attın. Neydi o ne yazıyordu ''
Regex soruya şaşırmıştı. Herhangi birinin değil de Damla'nın görmüş olabileceği hiç aklına bile gelmemişti. Çok düşünerek cevap vermemesi gerektiğini biliyordu. Meseleyi ne kadar uzatırsa Damla'nın şüpheleri artacaktı. Hızlıca düşündü ve açıklamaya başladı.
'' Farkedmezi biliyorsun arada ajancılık oynamayı seviyor tuhaf takıntıları var. Filinta ile Zei evi kiralamak istiyorlardı. Bende onlarla ilgili araştırma yapmasını istemiştim. Kağıda adamlar temiz yazmış getirip onu bana verdi. Aklı sıra gizem katıyor işte.''
Damla Farkedmez'in böyle garip huyları olduğunu biliyordu fakat yine de çok tatmin olmamıştı.
''Peki'' dedi.
Mekandan içeri girdiklerinde Filinta onları kapıda karşıladı.Sahneye yakın bir yerde güzel bir masa hazırlamış onlar için ayırmıştı. Oturacakları yeri gösterdi. Birazdan içecek servisine başlayacağız dedi. Gülfem yeni komşularına yardım etmek için pastanesinden kurabiyeler ve açılışa özel çok güzel bir pasta yapmıştı. Her şeyin mükemmel olması için çabalıyor elinden geleni yapıyordu.
Bir taraftan tatlıları ve tuzluları ayırt ediyor bir taraftan da Zei ile sohbet ediyorlardı.
Süreyya ,Döngüsel ve Emily yol boyunca koyu bir sohbete dalmışlar eğlenceye birlikte gelmişlerdi. Filinta onları da karşılayıp masalarına doğru eşlik ederken Döngüsel etrafına baktı. '' Mekan çok güzel olmuş elinize sağlık Zei nerelerde göremedim ? '' Filinta güldü '' sorma doktor mutfakta, çok hamaratlaştı bugün.''
'' Böyle söylediğini duymasın , kuzen falan dinlemez haberin olsun.''
Süreyya ciddiyetle mekanı inceliyordu. '' Bu tasarım senin fikrin mi ''
'' Tam olarak öyle diyebiliriz. Kuzenim böyle detaylarla uğraşmaktan çok hoşlanmaz. Bu arada sizi gördüğüme sevindim. Hoşgeldiniz.''
Süreyya gülümsedi '' hoşbuldum.'' dedikten sonra yerine geçti.
Filinta dikkatli bir şekilde Emily'e baktı. ''Sen buralara gelir miydin ?''
''Aslında çok merakımı cezbetmiyor sizin mekanınız ama sonuçta komşu sayılırız.O kadarda hukukumuz olsun ama daha fazlasını aklından bile geçirme elimde kalırsın.''

Timur hoca ve Juliette birlikte yavaş yavaş mekandan içeri girerken, Juliette hararetli hararetli hocasına bir şeyler anlatıyordu.
'' Hocam birkaç ay sonra okul bitiyor, gelecekle ilgili planlar yapmanın zamanı geldi de geçiyor bile, aslında buraya çok gelme heveslisi değildim ama arkadaşlar sende gel eğlenceli olur dediler kırmak istemedim. ''
Filinta '' Timur hocam hoşgeldiniz, sizde hoşgeldiniz Juliette nasılsınız ''
İkisi de Filintaya teşekkür ettikten sonra mekanı incelemeye başladılar.
'' Her şey çok güzel görünüyor, bölgeye gerçekten farklılık kattınız elinize sağlık '' Juliette'in yüzündeki ifadeden mekanı çok beğendiği anlaşılıyordu.
Timur bey tavandaki işlemeleri ışıklandırmayı dikkatlice inceledi.
'' Tek kelimeyle kusursuz.''
Filinta şaşırmış gibi baktı '' hocam sizden uzun tarihi açıklamalar beklerdim böyle özet geçmeniz olmadı '' diyerek kahkaha attı.
Timur hoca Filinta'nın güler yüzlü ve şakacı tarafını sevmişti. '' Merak etme en kısa sürede bütün tarihi açıklamaları eklerim.'' dedi, gülerek. Döngüsel ve Süreyya'nın oturduğu masaya doğru ilerlediler.
Filinta karakola da davetiye bırakmıştı.
Farkedmez yardımcısı Penia ile birlikte mekandan içeriye girdiğinde yavaş yavaş müzik sesi yükselmeye başlamıştı. İçerideki insanlara selam verdikten sonra yerlerine oturup masalardaki çerezlerden atıştırmaya başladılar.
Filinta bu akşamki eğlencede kendilerine yardım etmesi için arkadaşı Dione'yi çağırmıştı.
Dione merdivenlerden inerken müziğin ritmine kendini kaptırmıştı. Kapıda durdu uzun uzun içeriyi seyretti.
Filinta onu karşılarken '' nerelerdesin sen, her zaman ki gibi geç kaldın sözde yardım edecektin.'' dedi.
'' Sorma ya, malum şehir trafiği her yer kilitti bir türlü gelemedim. Yalnız ben buraya bayıldım çok güzel olmuş.''
'' Beğendiysen gel bizimle çalış. Bildiğim kadarıyla yapacak daha iyi bir işin yok ''
''Ciddi misin ? '' Dione bu teklif karşısında şaşırmıştı. Uzun zamandır kendisine uygun bir iş arıyordu. Filinta'da sonuçta tanıdığı bir insandı. Bugün için yardıma gelmişti fakat burada çalışma fikri çok cazip gelmişti.
Filinta devam etti '' iş konusunda hiç şaka yapmam burada çalışmanı isterim.''
Dione arkadaşına yardım için geldiği yerden iş sahibi olarak geri dönecek olmanın keyfi ile çalışmalara yardım etmek için mutfağa yöneldi.
Zeiback etraftaki kalabalıktan memnun gibiydi. Elindeki kokteyli yudumlayarak Filinta'nın yanına yaklaştı.
'' Sen bir kadından bahsediyordun. Davet ettim falan çok zengin birisi demiştin. Nerede o niye gelmedi. Neydi onun adı ? ''
'' Dua ''
''Nasıl isim lan o, o kadar mübarek birimi bu ?''
Filinta kafasını çevirip kuzenine dikkatlice baktı. '' Yerinde olsam onun yanında böyle bir şey söylemezdim. Hanım ağa olur kendisi, bildiğin milyon dolarlık kadın buraya gelmesi bile mekanın isim yapmasına yeter.''
''Hadi bakalım göreceğiz. Hah bak senin adamın geliyor.'' Zeiback kapıdan içeri giren Hıhım'ı işaret etti. '' Baksana koltuğunun altında kitap var, adam tam senin kafadan yine sana kitap hediyecek galiba.''
'' Öyledir.'' Filinta'nın kaşları çatılmıştı.
Zeiback merakını gidermeye çalışıyordu. '' Siz bununla çok eskiden tanışıyordunuz değil mi ?''
''Doğrudur kuzen sen İzmir'deydin o dönemlerde çocukluktan beri tanışırız.''
Zei devam etti '' birbirinizi çok mu seviyorsunuz yoksa nefret mi ediyorsunuz çözemedim ?''
'' Her ikiside diyebilirsin kuzen hem dostum hem düşmanım olur kendisi ''
Zei kahkaha attı '' O nasıl oluyor. Hadi hepsini geçtim kitapçıyla nasıl düşman olunuyor onu bana anlatırmısın ? Mantığı çok kavrayamadımda. Ne geçti aranızda ? ''
'' Detayını sonra anlatırım ama şu kadarını bil bizim düşmanlığımız aynı kızla olmaya çalıştığımızda başladı.''
Zei 'nin yüzündeki ifade şaşkınlığa dönüşmüştü. '' İkinizinde kızla olmayı başarmış gibi bir haliniz yok,kız nerede peki ? ''
Filinta merdivenlerden yavaş yavaş inen Hıhım'a doğru baktı. Gözleri dolmuştu '' kız mezarda kuzen neyse daha fazla sorma.''
Hıhım elindeki kitapları Filinta'ya uzattı.
''Sen seversin açılış için aklıma daha mantıklı bir hediye gelmedi.''
'' Sağol, seni burada görmek güzel.''
Hıhım'ın gözü Zei'nin elindeki kokteyle takıldı.
'' Bunlardan bize de var değil mi ? Hepsini kendiniz içmeyeceksiniz ? ''
Zeiback kahkaha attı '' Gel kardeşim seni membasına alalım dilediğin kadar içersin.''
Filinta gülümsedi .'' Dilediğin kadar demeseydin iyiydi kuzen bu şimdi iki kitap getirdi diye bütün barı içebilir.''
Hıhım ve Zeiback gülerek bara doğru ilerlediler. O sırada Filinta telefonuna gelen mesaja baktı. İki dakika sonra oradayız.Filinta koşar adım merdivenlerden çıkarken kapıda duran siyah jeepten Dua ağır adımlarla indi.
Filinta ceketini ilikledi '' hoşgeldiniz efendim sizi burada görmek güzel.''
Dua yavaş yavaş Filinta'yı inceledi. '' Çok yağ yapmana gerek yok. Heykeli burada teslim etmen mantıklı mı ?''
Merdivenlerden ağır ağır inerlerken konuşmaya devam ediyorlardı.
'' Bu kalabalıkta kimse farketmez efendim, içiniz rahat olsun bu tarz açılışlara katıldığınızı ve benim daha önce sizin yanınızda çalıştığımı herkes biliyor.Yalnız bu işten sonra başka iş yapmak istemiyorum bilginiz olsun. Sadece buradan kazanacaklarımla yetinmek istiyorum.''
Dua kaşlarını çattı. '' Seninle daha güzel paralar kazanacağız delikanlı çok aceleci olma, aceleci insanlardan hoşlanmam.Yalnız merak ediyorum bu heykel ne zamandan kalma demiştin.''
'' Roma döneminden kalma, parayı ne zaman alacağımı öğrenebilir miyim ''
Dua sert bir ifadeyle Filinta'ya baktı. '' Şansını zorlama istersen, bende parası kalan birini duydun mu sen ?''
Filinta yanlış bir cümle kurduğunu fark etmişti. '' Kusura bakmayın efendim, buyrun sizi masanıza alalım.''

İçeride eğlence son hızıyla devam ediyordu. Herkes müziğin ritmine kendini kaptırmış eğleniyordu. Filinta içeriye kulise gitti. Taliya sahneye çıkmak için son hazırlıklarını yapıyordu.
'' Senin göbek yine açıkta kalmış üşümüyor musun. ''
Taliya güldü '' yok üşümüyorum. Ne o senin gözünde sürekli göbeğime mi kayıyor.''
'' Göze gümrük almadıklarına göre istediği yere kayabilir bence sıkıntı yok. Hadi bakalım sahneye.''
Taliya sahneye çıkıp şarkılarını söylemeye başladı. Filinta gitarı ile ona eşlik ediyor. Bütün bar çılgınca eğlenmeye devam ediyorlardı.Filinta bir ara sahneden indi. Barda kendisi için yaptırdığı çalışma odasına geçti.Kütüphanesinden Hıhım'ın kendisine verdiği Sefilleri açtı. İçi özenle kesilmiş kitabın arasında küçük heykel harika görünüyordu. '' Seninle vedalaşmak hiç işime gelmiyor ama güzel para kazandıracaksın.Sefiller sefaletten kurtulsun artık '' dedi. Kitabın üzerine kırmızı bir kurdela sardı. Kitap olduğu belli olsun diye paket yapıp gizlememişti. Kitap elinde içeriye geçti. Kimse ona bakmıyordu bile insanlar Taliya'nın şarkılarıyla kendilerinden geçiyorlardı. Filinta, Dua'nın masasına geçti. Dua o esnada Zei ile tanışmış sohbet ediyordu. Filinta kitabı uzattı. '' Sizin için küçük bir hediye ''
Dua ciddiyetini hiç bozmadan nazikçe teşekkür etti.Kitabı çantasına koyduktan sonra içeceğini yudumlamaya devam etti.
Taliya sahneden inip kulise doğru ilerledi. Makyajını tazeliyordu. Filinta barda hazırladığı kokteylle odadan içeri girdi. '' Senin için bir şey hazırladım ''
Taliya elinde kokteylle karşısında duran Filinta'yı inceledi. ''Çok naziksin ''
'' Arada denk geliyor işte ''
Taliya aynanın karşısından kalkıp kapıya yöneldi. Anahtarı bir kez çevirip kapıyı kilitledi.
Filinta ne olduğunu çözmeye çalışıyordu. Taliya'nın yüzünü dikkatlice inceledi. Taliya yavaş yavaş kendisine doğru yürüyordu.
'' Kafanın içinde dönen tilkileri bir kenara bırak, o çanta senin.''
Filinta , Taliya'nın işaret ettiği yerde duran sırt çantasına baktı. Eğildi çantayı aldı.Çantayı açtığında karşılaştığı manzara keyfini yerine getirmişti.
'' Paralar paralar, sende mi Dua'ya çalışıyorsun ?''
Filinta kafasını çevirdiğinde Taliya ile arasında çok kısa bir mesafe kalmıştı. Taliya elindeki bıçağı Filinta'nın göğsüne yaklaştırıp hafifçe bastırdı.
'' Biraz acıtıyor olabilir ama Dua hanım dediki paraları afiyetle yesin yeni iş için hazırlıklarını yapmayı ihmal etmesin. Bir daha bana son işim diye bir cümle kurmaya kalkarsa kurduğu son cümle olur. Şimdi çantanı al odamdan çık hazırlanmam gerek.''