Ber Cemali Muhammed,
Ber Kemal-i İmam Hasan, İmam Hüseyin, İmam Ali’yi Pir Bilip Verelim Muhammed Mustafaya ve Temiz Ehlibeyt’ine Candan Salavat.

Allahümme Salli Ala Seyyidina Muhammedin Ve Ala Ali Seyyidina Muhammed


Ey Talip şurasını iyi bil ki,
Ulu Tanrı;
"Ya Muhammed!
İki cihanda benim dileğim sensin.
Seni, kendi varlığım için yarattım ve onsekiz bin alemi senin için yarattım.
Eğer sen olmasaydın, evet sen olmasaydın; yerleri ve gökleri ve ikisi arasındaki varlıkları yaratmazdım." diye buyurur.

Şu halde, bu delil ile bizlere farz oldu ki, onu canı gönülden sevelim ve onun soyunu sevip muhabbet edelim.
Çünkü Resulullah efendimiz, evrenin var olmasının sebebidir.

Yine Ulu Tanrı buyurur ki:
"Ya Muhammed!
Ululuğum ve Celalim hakkı için her kim seni ve evladını sevip muhabbet eylerse, yerler ve gökler kadar günahı da olsa bağışlarım,
rahmetini esirgemem.
Ve her kim ki seni ve evladını sevmezse, yerler ve gökler kadar ibadet etmiş olsa da, onun yeri cehennemdir,
sonsuza dek oradan çıkmaz."

İmdi söylenegelen haberler sabit olmuştur ki,
Hz.Musa, tabuta baktığında, Peygamberlerin ruhlarını ve Resulullahın evladını gördü.
Bunun üzerine, Ulu Tanrıya yalvarıp:
"Ey alemlerim Rabbi!
Cömertliğinden ve yüceliğinden dilerim ki onları bana veresin"

Ulu Tanrı tarafından şu ses geldi ki:
"Onlar benim Habibim Muhammed'indir sana verilmez".

Ve Musa Peygamber dedi:
"Ey âlemlerin Rabbi!
Madem ki bunları bana vermiyorsun, bari ayın ondördü gibi parlayan ve yüce olan 12 İmamları gördüm, bunları bana ver."

Ulu Tanrı cömertliğiniden buyurduki:
"Ya musa!
Bu cevherlere sen sarraf olamazsın,
bunlar değerli incilerdir, mercanlardır.
Onlar benim Habibim Muhammed Mustafa'nın evlatlarıdır ve benim katımda çok değerlidirler.
Bana yakındırlar, her biri bir Peygamber derecesindedir.
Bu nedenle onlar sana verilmez."

Hz.Musa Hayret'te kalıp,
"Bunların üstünlüğü ve hünerleri nedir acaba?"
deyince, hemen o anda İmam Cafer-i Sadık Hazretleri'nin kutlu ruhları orada bulunup
"Ya Musa! gözünü aç, bak, gör, bir kez bak" dedi.

Hz.Musa gözünü açtı, baktı, bir büyük yeşil Deniz gördü ki, ne ucu var, ne de bucağı.

İmam Cafer-i Sadık Hazretleri sordu:
"Ya Musa! sonsuz rahmet denizini, bir yudum da içip bitirmeye gücün yeter mi?"

Musa Peygamber dedi ki:
"Böyle uçsuz bucaksız bir deniz içmek, ezel ve ebet hiç mümkün değildir."

İmam Cafer'i Sadık:
"Öyleyse, niçin Muhammed Mustafa'nın Ulu Makamını istersin?
Onların bir ednası (değerce eş aşağısı) benim, gör imdi..." dedi.
Hemen o anda İmam Cafer-i Sadık Hazretlerinin yüce ruhları derhal sıçrayıp, ucu bucağı olmayan rahmet denizini
bir içim suymış gibi içip, mest-ü hayran olup, öyle didara karşı durdu.

Hz.Musa şaşırdı.

O vakit Ulu Tanrı:
"Ya Musa! Ademoğullarının vücudunda dörtyüz kırk dört parça kemik vardır ve
onun üzerinde yedi yüz yetmiş yedi sinir vardır
ve onun üzerinde üç yüz altmış altı damar vardır ve onun üzerinde üç yüz on iki bin kıl vardır.
Eğer onların birisi benim sevgili Peygamberim Muhammed'in evladınalarının birine yan gözle baksa,
unuttuğum hakkı için (andolsun ki) Gayyâ cehennemine gönderirim.
O damar, isterse Halil İbrahim Peygamberin damarı bile olsa."
diye Hazreti Musayı uyardı.

Hazret-i Resul İki Cihan Serveri Muhammed Mustafa buyurduki:
"Benim evladımı ehli beytimi seviniz.
Kim benim evladıma ihanet ederse, bana ihanet etmiş olur.
Ve bana ihanet eden Allaha ihanet etmiş olur.
onun yeri sonsuza dek cehennemdir."

Musa Peygamber baygın bir halde yere düştü!
Kendine gelince, Rabbine secde kıldı ve
"seni tenzih ederim, tevbe ettim sana.
Ben iman edenlerin ilkiyim.
Ben o topluluktan eyle." dedi.
A'raf suresi ayet 143

Ulu Tanrı, sevgili Peygamberine haber verip, şöyle buyurdu
"Ya Muhammed
Musa Peygambere bile böyle söylenince diğer tüm kullarım da iyi bilsinler ki,
senin evladının saygınlığı ve yüceliği benim katımda nice imiş!"

Allah'ın Resulü Ulu Tanrı'dan bu sözü işitince sonsuz derecede sevinip,
şükür eyledi ve Cenab-ı Hakk'ı oniki bin isimde övdü.
Yüce Tanrı da Peygamberini ve evladını sevip, Muhabbet eyledi.
Ve buyurduki:
"Ya Muhammed! Ey kullarım,
beni yerde ve gökte on iki bin isim ile zikredip çağırırlarsa ben de senin on iki evladını yad edip şefaatçi getirenlere Ululuğum hakkı için,
beni on iki bin isimle zikreden o kullarımın sevabı kadar, ve de yerlerde göklerde, arş'da ve kürsi'de olan Melekler sayısınca sevap veririm"

Yine buyurdu ki:
"Ya Muhammed! benim kullarımdan herhangi bir kul,
senin Ümmetinden de herhangi bir Ümmet, eğer inanarak senin evladını tanıt tutup şefaatçi getirirse dünya ve ahirette her ne dileği varsa,
dileklerini yerine getiririm ve o kuluma senin evladının hürmetine iyilikler veririm."

Hz.Muhammed Mustafa buyurdu ki :
"Benim evladıma yapılan bir hizmet,
Allah, için yapılmış yedi bin hizmet derecesindedir.
Allah o hizmeti yapana bin şehidin sevabını verir."

Ve Ulu Tanrı buyurdu ki:
"Ya Muhammed!
Senin evladının yüzü suyu hürmetine her kim bu on iki İmam övgüsünü okusa, üzerinde taşısa ya da Dua edip onlardan şefaat dilese,
o kula on iki bin Peygamberin sevabını veririm, ayrıca on iki bin kabul olmuş haç sevabını veririm.
Ve sevgili Peygamberim, her kim bu oni ki isimle seni anarsa,
oni ki bin isimle hamd etmişçesine sevap veriririm ve katımda ondan makbul bir kul olmaz.

Ve Peygamberimiz iki Cihan Serveri Muhammed Mustafa Efendimiz şöyle buyurdu:
"Kim ki evladıma saygı gösterirse, bana saygı göstermiş olur.
Bana saygı gösteren de Allah'a saygı göstermiş olur."

İşte güzel Canlar,
bu on iki isim ki; On iki İmam'ların övgüsüdür.
Her kim bu kutsal isimleri sabah akşam okusa, on iki bin melek onu bekler, korurlar.
Cümle alem ona düşman olsa, ona her türlü kötülük yapmaya çalışsalar da Ulu Tanrı'nın yardımıyla o kimsenin kılına dahi zarar gelmez.
Yine her kim her vakit dua dan niyazdan sonra Oniki İmamın hutbesini bir kez okusa,
hiçbir yönden her işte güçsüz ve dermansız kalmaz.
Ve yine bir kimse daima bu hutbeyi okusa, okutup dinlese yada sürekli üzerinde taşısa, Ulu Tanrı buyurmuştur ki:
"Tanrılığım Hakkı için, o kulumun her ne türlü dileği var ise yerine getiririm."

Hz.Muhammed bunu işitince, yüce Allaha binlerce şükür edip hamd etti.

Güzel Canlar şimdi bilmiş olasınız ki zaman baki değildir.
Çalışıp, çabalayıp, hemen Muhammed Mustafa'nın yoluna erkanına yapışagörün, el etek tutun
Ta ki gönüldeki dileklerinize erişesiniz.
Çünkü, kişi kimi severse onunla haşır olur.

Hata ettim hüda için bağışla
Muhammed Mustafa için bağışla
Safi nesli Cüneyd-i Haydar oğlu
Aliyy’ül Murteza için bağışla.
Hasan aşkı ile meydana girdim
Hüseyn-i Kerbela için bağışla
İmam Zeynel Aba Bakır-ı Cafer
Musa Kazım Rıza için bağışla.
Severim şah Taki ve hem Naki’yi
Hasan Askeri Liva için bağışla
İmam Mehdi eşiğinde kul olan
Ol eşikte vela için bağışla.
İmamlar nur olubdur ey Hatayi
Ki ol nur u Hüda için bağışla.


Hasan Fehmi kusuli Hazretleri derki:

Sorulur Bir gün kulun hesabı
Hüda soracaktır bu dört cevabı

Sorar evvel ömründen o kulun evvel Hak
Neye sarfettin ömrünü mutlak

İkincisi sorar cisminden anın
Neyle çürüttün lahmikanın

Üçüncüsü sual eder o agâh
Soal eder alnın malından Allah

Nasıl kazandın sen bu malı
nasıl sarfettin hem söyle hali

Sorar dördüncüsü elbetteki
Ettiniz mi ehlibeytime muhabbet
Ali evladına hem muhabbet edip
sevdinin ise...
oldun Ehli Cennet

Ehli beyti sevmezse bir insan
demezler o kişiye kamil insan
Kişi sevmediyse Ali Abayı
Yarın bulamaz derdine şefayı...

İmam Ali birinci halife ebu bekir vazifesi başındayken mescidde şöyle bir şey soruyor:
Bir insan, dört şahit olsa; zinadan yargılansa hükmü nedir?
diyor ki hükmü recm.
imam Ali diyor ki
aynı şekilde Fatıma üzerinde olsa, iftira olsa dört tane de şahit konsa ozaman hükmu nedir?
diyor ki o da recm.
İmam Ali, sen hükum veremiyorsun diyor.

Ey Talib,
Fatımaya temiz değil diyen kafirleşir!
Çünkü Allahın onun ve Ehl-i Beyt hakkında tertemizdir diye, şahitliği var.
Allah'ın tertemiz ettiği noktada;
Ümmetin hepsi hatta ve hatta insanların hepsi dese ki kirlidir; geçersiz!
Onun soyuna leke getirenin de hali nice olur derseniz,
Hakk'ın huzurunda yüzü Domuz'a benzer.

Sen seni bilirsen yüzün Hüdâ'dır;
sen seni bilmezsen, Hak senden cüdâdır.

"Ya Muhammed de ki;
Ben bu (Peygamberlik tebliğime) karşılık Ehl-i Beyt'ime sevgiden başka sizden hiçbir ücret istemiyorum"
şuara suresi ayet 23

Allah'a şükür olsun ki bizim halifelerimiz tertemiz.
Allah'a şükür ki bizim halifelerimiz Allahın ilmi ile hükm ederler.
Yezid gibi içip içip ayyaş gezmezler.
Muaviye gibi saraylarında içip eğlenceler düzenlemezler, Maymun oynatmazlar.