Bektasi sembolü Teslim taşı

Bektaşi dergahına teslimiyet manasına gelen, dervişlerin boyunun çıkarmadıkları taştır...Teslim taşının iç yüzü yani batını Hz. Ali’yi, dışa bakan yüzü ise zahiri yani Hz. Muhammed’i temsil eder. Teslim taşı Bektaşi dervişlerinin taşıdığı bir eşyadır; 12 köşesi 12 imama denk düşer.

Yüzünü Allah’a dönmüşlerin taşı olarak tarif ederler Bektaşiler teslim taşını. teslim taşını taşımak, Pîr'e bağlılığı ifâde eder..

Pir,Yol ve erkana giren dervişe, Teslim Taşı'nı, tekbirlerle takardı.

Özellikleri
1- Oniki köşelidir ki bu Alevilikteki Oniki İmam inancını simgeler.

2- Altında ve üstünde iki taş bulunur ki bu soy'un Hazreti Hasan ve Hazreti Hüseyin'den devam ettiğini simgeler.. bektaşi Pirleri ve dedeleri tümü hz. Muhammed'in ve 12 İmam 'ın soyundandır.

3-En altındaki düğüm katl edilen Nesimi'yi simgeler

4-Bu ip kızıldır ki buda kızılbaş mantığını simgeler.




Tefekkür eyledim ben kendi kendim
Mucize görmeden imana geldim
Şah-ı Merdan ile Düldüle bindim
Zülfikar bağladım tiğ taşıdım ben

Sireta Teslim Sureta Taş

Bektaşi irfan geleneği ve de yolunda teslim taşının kaynağına dair anlatılan güzel bir mesel vardır. Şöyleki;

Allah, Hz.Musa´ya “Ey Musa kullarım arasındaki en alçak mahluku bana getir.” der. Hz. Musa´da -Hakk´ın, insanı yücelttiği gerçeğinden hareketle- işe kendine inananların haricindekilerle başlar. Putperest, Mecusi ve inançsızlar arasında dolaşır; her bakımdan zelil, perişan durumda olanları götürmek ister. Sonra onların, insan olarak ne kadar mükemmel bir şekilde yaratıldıklarını görür ve insanlar arasından kendinden “aşağı” bir yaratığı bulamayacağını anlar.

Bu sefer işe, hayvanlar aleminden başlar. Her düşkün, bitkin, perişan, tiksindirici hayvanın boynuna bir tasma takıp götürmek ister. Bu sefer de, her hayvanın farklı bir uzvu dikkatini çeker ve vazgeçer. Çaresiz giderken, önüne herkesin tiksindiği, yara, bere içerisinde uyuz bir köpeği çıkar. “İşte buldum” der ve boynuna ip bağlayıp yola koyulur. Arkasına dönüp baktığında; köpeğin inci taneleri gibi dişleri gözüne çarpar. Bu esnada köpe k hal dili ile “Ey Musa, benim en alçak yaratık olduğumu nereden biliyorsun” diye sorar.

Hz. Musa yaptığından hicap duyar “Ben ne yapıyorum; bu köpeğin bir tek tüyünü, o inci tanesi dişlerinden bir tanesini bile yaratmaktan acizken, onu Allah'ın huzuruna en aşağılık yaratık diye nasıl çıkarabilirim. Ya rabbi hata ettim. Estağfirulllah el- Azim” diyerek, kendi boynuna bir taş asıp acziyetini izhar eder. İşte Nazenin tarikatında boyna asılan teslim taşı “Acziyetimizi fehmedip teslimiyet kapısında bulunuruz” manasına remz etmektedir.

Taşın kaynağından çıkıp olduğu gibi ham haliyle boyna asılmayıp bir üstadında elinde şekil verilmesi ise kişinin teslimiyet babına gelmeden evvel acziyetini fehmedecek idrake ulaşmasını sağlayan tevhidi bir tedrisata ya da “tevhid-i tedrisat” kanunu gereğince[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak İçin TIKLAYINIZ...] eğriyken düzeltme, kıvamına getirme manasındaki “takvim”in, “ahsen” yani en güzel şekil haline getirilmesini sembolize eder.

Ahsen-i takvim olan kişi ise acziyetini mucize olmadan idrak eder. Mucize, aciz´den türetilmiş olup; meydana geldiğinde kişiyi acze düşüren şey demektir. Ahsen-i Takvim olan aşıka ise mucize gerekmez. Hani diyor ya Şiri (Bektaş Çelebi)


“...Ve Yakup sabahleyin erken kalktı ve başı altına koymuş olduğu taşı aldı ve onu direk olarak dikti ve tepesine zeytin yağı döktü. Ve o yerin adını Beyt-el (Allah´ın evi) koydu...”Tevrat/ tekvin bap 28...


“...Emaneti ehline veriniz...” Nisa suresinin 58

"....Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. Onu insan yüklendi. Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir...” Ahzab suresinin 72



Emanet ise “nefahtü fıhi min ruhi” (Sad:72) de bahsi geçen Hakk´ın kendinden Âdem´e nefhyettihi kutsal olan ruhtur. Bu ruh üflenmeden önce kişi kaskatı bir taştır.


İşte Alevi- Bektaşi irfanı kişiyi bu kaskatı taş gibi bir durumundan üflenen kutsal emaneti taşıdığının idrakinde olan ama bu emaneti sadece taşımış olmanın yeterli olmadığını yanı sıra emaneti yüklenen zalim ve de cahil insandan, “emaneti ehline teslim” edecek insan-kamil fehmiyetini de kişiye kazandırmayı şiar edinir.

Bu ehil olan kimse ise Beyt-el´in içindeki ehil olandır yani Ehl-i Beyt-i Mustafa´dan olandır. O ki kutsal olan emaneti yani velayet nurunu taşıyan, dünyanın kutbu-merkezi yada Âdem-i Merkez olan Kutb ul Aktab´dır. Bu kutup kişiyi tadından yenmeye doyulmayan bir kıvama yani takvim olan ahsen haline getirir.

Bu ehil olan kimse ise Beyt-el´in içindeki ehil olandır yani Ehl-i Beyt-i Mustafa´dan olandır. O ki kutsal olan emaneti yani velayet nurunu taşıyan, dünyanın kutbu-merkezi yada Âdem-i Merkez olandır


Taşı takan derviş, İnsan-ı Kamil olma yolunda edeb ve erkan yolu üzredir.. Kur'an emirlerine, Peygamber ve 12 İmam sünnetine tabidir.. 12 köşe 12 İmam İmanını ve islam anlayışını temsil eder..