Kınalı Keklik ve Kınalı Keklik Avı



Kınalı Kekliğin Dış Görünümü ve Özellikleri
Orta büyüklükte, güzel görünüşlü, çok tanınan ve sevilen bir av kuşudur. Erkek ve dişisinin görünümleri genel olarak aynıdır. Başın üzeri açık kurşuni, alın daha açık renklidir. Burun kısmından başlayan, göz ve kulaktan geçerek boynun iki yanından inen ve gerdanın altında birleşen siyahi bir kolye başını süsler. Gerdan krem rengi, kirli beyazdır. Kulak tüyleri kahverengidir. Göğüs açık kiil rengi, karın kısmı koyu krem veya çok açık kahverengi-beyazdır. Ense ve sırtı erguvanı gri-kahverengidir. Omuz tüyleri daha parlak morumsu, üzeri açık renk lekeli ve harelidir. Gövdenin yanlarında kanatları saklayan uzun koyu renkli tüyler enine siyah-beyaz bantlı, uçları koyu kızıl kahverengidir. Kanatlan kapalı durduğunda bu tüyler siyah-beyaz ve kahverengi olmak üzere, 9-10 şerit oluşur. Kuyruk altı örtü tüyleri kiremit rengidir. Gaga kalınca, üst gaga aşağı doğru hafifçe kıvrıktır. Gaga, göz çevresi ve ayaklar kırmızıdır. Erkeklerin ayağında "mahmuz" tabir edilen kıkırdaksı bir çıkıntı bulunur. Yaşama Ortamlarına göre açık veya koyu, büyüklükleri de farklı olabilir. Boylan 33 cm civarındadır. Sert ve seri kanat vuruşlarıyla uçar. Kuvvetli bir kanat gürültüsü ile her yöne havalanabilir. Biraz yükseldikten sonra kanatlarını gererek ve ara sıra çırparak düz uçuşa geçer. Özellikle erkekleri fırlarken "vjıjjık-vıjjık-cık cık" sesi çıkarır. Sabah ve akşam üstleri ve sürü dağıldığında toplamak için "gak gak gak guvak", "gak guvak" diye öterler. Erkeklerin sesi toktur. Dişilerin ise daha incedir. Palazlar "çır çırık-çırık çırak" diye öterler, yerde daha hızlı yürürler. Çok yağış almayan, yarı kurak ve kurak bölgelerde, çalı ve otlarla kaplı yamaçlarda, vadilerde ve yüksek tepe-lerde ekili alanlar ve bağların çevresindeki kayalı, taşlı arazilerde sürüler halinde yaşarlar. Bazen birkaç aile birleşerek 30'luk halla 50'lik sürüler oluştururlar. Monogamdırlar. Hava şartlarına bağlı olarak şubat veya mart başında çift çift ayrılarak eşleşirler. Havaların sıcak gittiği yıllarda bu eşleşme ocak ayında bile olur. Dişiler çalılar arasında, kaya diplerinde, toprakta basit bir yuva yapar ve 12-16 yumurta yaparlar. Kuluçka süresi 24 gündür. İki haftalık yavrular palaz tüylerini düzmeye başlayınca ilk kısa uçuşlarını yaparlar. İlk dört hafta sadece böcekler, kurtlar, larvalar ve karınca yumurlalaı ı ile beslenirler. Besinlerini taneler, tohumlar, körpe filizler, tomur cuklar ve böcekler oluşturur.

Yurdumuzun Karadeniz sahillerinin çok yağışlı sık ormanları ile Marmara - Ege ve Akdeniz Bölgesi'ndeki düz ovalar dışında hemen hemen her yerinde bulunur. Tahıl ekili yükseltiler ideal yaşam ortamıdır. Doğu Anadolu'da 10-15 km'lik göçler yaparlar. Kışı, daha ılıman bölgelerde, az kar tutan vadilerde geçirmek için yaptıkları bu göçe "sökün" denir.

Kınalı Keklik Avı
Ülkemizde yaygın olarak bulunan kınalı keklik avı, yerilen havalanan av kuşları içinde avı hemen hemen en zevkli olanıdır. Kalkışı sırasında kısa kanatlarını çok sert vurarak havalanması, çok uzakklardan kalkışı ve süzülerek uçması gece avcıların rüyalarını süsler. Hatta kalkış sesini hatırlayarak uykudan sıçra ***** uyanan avcı sayısı pek çoktur.
Kınalıkeklik yerleşik av kuşudur. Kayalık ve sarp arazileri kendisine mekan tular. Mevsimlere göre arazinin değişik yörelerinde bulunurlar. Özellikle doğu ve güneydoğuda kışın sert geçtiği bölgelerde kısa mesafeli göçler yapabilirler. Dolayısıyla keklik avcılığında birinci prensip, öncelikle o yörede hayvanın bulunup bulunmadığını tespit etmektir. Var ise, simdi dikkat etmeniz gereken iki önemli faktör vardır.
1- Mevsim
2- Yayılacağı arazinin bitki örtüsü ve su imkanıdır.

Mevsim faktörünü birinci öğe olarak göz önüne alırsak hayvan, soğuk günlerde arazinin güney kısımlarında, sıcak günlerde su başlarında ve yüksek kayalık alanlarda bulunur. Bu mantık çerçevesinde ekim ayında arazinin hemen hemen her yönünde anızlarda yayılan kınalı keklik, aralık ayında arazinin güneyinde ve tohumun yeni atıldığı (herg) tarlalarda bulunur. Dolayısıyla avcılar arasında yaygın bir deyiş olan "Hayvan gibi düşünemeyen hayvanı anlayamaz" sözünü hiç aklımızdan çıkarmamamız gerekmektedir. Hayvan hava şartlan sıcaksa, serine, aşırı soğuksa, sıcak bölgelere sığınmaktadır. Sonbaharda su ihtiyacı kış aylarına göre daha çok olacağı için, su başlarını tercih etmesi iç güdülerinin tabii sonucudur. Keklik günde en az iki kere yaylıma çıkar. İlki, günün ilk ışıklarıyla başlar. Diğeri gün batımı öncesidir. Bunlardan çıkaracağımız sonuç, günün hangi saatinde hayvanın nerede olabileceğini bilmektir. Yurdumuzda keklik avı köpekli ve köpeksiz yapılabilir.

Keklik, geceyi arazinin en yüksek noktasında geçirir. Havanın soğuk ve rüzgarlı veya yağışlı olması halinde ise dere yataklarını ve yoğun kayalıkları tercih eder. Dolayısıyla av sırasında tabiat şartları titizlikle gözlenmeli ve yukarıdaki bilgiler çerçevesi içinde avlanılmalıdır. 15 veya 20 civarında sayılar içinde sürüler halinde yaşayan kınalı keklik alayları "Bozulmamış alay" tabir edilir. Av sahasına giren avcının ilk işi, kalkan keklik alayının toplam sayısını öğrenmek olmalıdır. O an, vuruş yapsa da avını yerden almadan önce kekliklerin gittiği istikameti ve sayılarını belleğine yerleştirmelidir. Avına, keklik sürüsünün gidiş istikametinde devam eden avcı ilk seferde 15 keklik kalktığını ve bunlardan birini avladığını bildiği için önünde minimum 14 keklik olduğunu da bu suretle bilecektir. Örneğin 10-15 dakikalık bir kovalamacadan sonra atış menzilinin dışında 9 keklik kalksa yine o civarda 5 adet "pişkin" tabir ettiğimiz keklik olduğunu ancak bu suretle hesaplayabilecek ve bu yöntem sayesinde, her an bir keklik kalkacağını düşünerek atışa hazırlıklı olabilecektir. Avcının dikkat etmesi gereken önemli bir husus da vurduğu kekliğin düştüğü yeri o anda dikkatle tespit etmesidir. Herhangi bir yanlışlığa meydan vermemek için atış yaptığı noktadan vurduğu hayvanı almak için hareket etmeden önce, o noktaya şapkasını bırakması avcı için bir avantajdır. Vurduğu kekliği bulamadığı takdirde ilk atış noktasına dönmek suretiyle, atış anını tekrar doğru olarak hatırlama imkanına kavuşmuş olur. Kekliğin tahminen düştüğü noktadaki tüy kalıntıları bizim için önemli bir ip ucudur. Yaralı keklik, büyük bir çoğunlukla arazinin yapısına göre aşağılara doğru kayar ve önüne ilk çıkan sık bir çalılığa veya kaya dibine girer.

Kınalı keklik avcının önünde ilk kalktığı zaman çoğunlukla arazinin inişine doğru uçsa da bir süre sonra yine yürüyerek tekrar bulunduğu arazinin tepe noktalarına çıkacaktır. Bu onun tabii davranışıdır. Bu "keklik tarıyor" şeklinde de tabir edilir.

15-20 adetlik bir keklik alayı avlamak suretiyle dağıtılsa bile, aradan geçen yarım saatlik bir sessizlik sonunda dağılan hayvanların öterek birbirini çağırmak suretiyle, tekrar bir araya geldiği görülür. Dolayısıyla keklikleri kaybeden bir avcı bir müddet sessizliğini korursa toplamak için öten kekliklerin seslerinden onların nerede olduğunu yeniden kolayca bulabilir.

Keklik Avı için Tüfek Seçimi
Keklik avı için önerilen ideal tüfek çapı 12'dir. Bu çifte, süperpoze veya yarı otomatik bir silah olabilir. Tercih edilen namlu uzunluğu 68-71 cm. dir. Çok şoklu bir silah kullanıldığı zaman avın açıldığı ilk ayda (Ekim) 1/2 şoku tercih etmeniz gerekirken, aralık ayında tam şoklu bir silah, keklik avının amacına daha uygundur. Bundan amaç, avın açıldığı ilk zamanlarda hayvanın yakından kalkacağı daha sonraları ise ürkek (yılgın) ve güçlü olacağı varsayımından yola çıkarak yapılan bir tercihtir. Bu tercih, avcının zaman içinde edindiği tecrübeler doğrultusunda değişkenlik gösterebilir. Bu konuda tek bir doğru yoktur.

Fişek
Keklik için tercih edilen saçma numarası 7'dir. Yakın mesafelerdeki atışlarda 10 numara saçma da aynı işlevi görecektir. Saçma numarası küçüldükçe dezavantajın yaşanacağı bilinmelidir. 32-36 gr. dolular bu av için yeterlidir.

Kıyafet
Kınalı keklik avında iyi bir yürüyüş botu, işin en önemli parçasıdır. Bu avda avcı, yürüyebildiği kadar şanslıdır. Bu ava, denenmemiş bir ayakkabı ile asla başlanmamalıdır. Fişekliğin tercihen belde taşınması önerilir. Vücudun üst kısmını kapsayan bölgelerde, silah kullanma sırasında takılmalara sebebiyet verecek giysilerden kaçınılması gerekmektedir. Yürüyüş temposunun hızlı olacağı gerçeğinden yola çıkarak terlemelere karşı pamuklu giysiler tercih edilmelidir. Soğuk havalarda vücudun üst kısmı için yünlüler uygundur. İnce bir yağmurluğun bel çantasında taşınmasında fayda vardır. Türüne göre kullanılan şapkanın kulaklıkları soğuk hava bahane edilerek av boyunca asla kapatılmamalıdır. Ses, bu avda başarı için önemli bir faktördür.