Yabancılar ya da ofisteki meslektaşlarınız ile konuşurken diliniz mi dolanıyor? Bir grup insana sunum/konuşma yapma düşüncesi, kanınızı mı donduruyor? Sesinizin inceldiğini, dizlerinizin titrediğini hissediyor ve başka bir gezegende olmayı mı diliyorsunuz?

Endişelenmeyin; azınlıkta değilsiniz.

En tanınmış kadın ve erkekler bile bu sıkıntılı deneyimi yaşadılar. Bir makaleye göre, konuşma korkusu, yılan korkusundan sonra ikinci sırada, ölüm korkusundan ise hemen önce geliyor.

Ama inanın, bunların çoğu, basmakalıp düşünceler. Pek çok insanın önünde konuşabilenlerin akıllı, zeki ve dışa dönük; sessiz kalmayı tercih edenlerin ise çok zeki olmadıkları düşünülür. Çaba sarf etmeden konuşma yeteneği, akıllı olmakla bir tutulur. Aslında, öyle değildir. Zekanızın, topluluk önünde konuşma gücünüzle ilgisi yoktur.

Her şey sizin tavrınıza bağlı. Bu işin öyle korkutucu ve zor olmadığına bir kez inandınız mı, onlar, yüzler, hatta binlerce insan önünde konuşabilirsiniz. Beyninizi ürkütücü dedikodulara teslim etmeyin. Kendiniz olun; sözcükleriniz net olsun ve önünüzde oturan insanları sevmeye çalışın. Aşağıda, konuşma becerinizi artıracak birkaç ipucu bulunuyor. Bunları, işyerinizdeki günlük etkileşimlerinizde de uygulamayı deneyebilirsiniz.

Neden Konuşmak İstiyorsunuz?
Neden konuşmak istediğinizden bir kez emin olduğunuzda, özgüveniniz artacaktır. İşiniz açısından mı önemli? Mesleğiniz açısından mı önemli? Konuşmanız aracılığıyla yüce bir amaca mı hizmet etmiş olacaksınız? Yakın gelecekte politikaya atılmayı mı düşünüyorsunuz?

Yalnızca, bir düşünceyi mi ortaya koymak istiyorsunuz?
Neden konuşmak istediğinizi iyi düşünün ve hatta bunu bir kağıda yazarak tekrar tekrar okuyun. Riski (Burada “risk” sözcüğünü kullanmak pek doğru değilse de belli bir noktayı vurgulamak istiyorum) almaya değer mi? Kendinizi “Evet” derken buluyorsanız, mücadelenin yarısını kazandınız demektir.

Niyetinizi Açıkça Belirtin
Konuşma gerekçenizi bildikten sonra kendinize olan güveniniz kendiliğinden artar. Sözcüklerinizi vurgulayın; ama aşırıya kaçmayın. Kendinden aşırı emin görünmek, dinleyiciler açısından itici ve komik bir hal alabilir.

Göz Teması Kurun
Dinleyicilerinizin gözlerine bakın. Mümkün olduğunca çok göz teması kurmaya çalışın. Bu, hem sizi rahatlatacak, hem de ne söylerseniz söyleyin, inanarak söylediğinizi gösterecektir.

Esnek Olun
Kendinizi rahat hissetmek için, vücudunuzu esnek tutun. Omuz, kol ve bacaklarınızı kasmayın. Derin nefes alın. Bir beyaz ışık demetinin uzuvlarınızdan içeriye süzüldüğünü hayal edin ve bu ışığın dingin dokunuşunu içinizde hissedin.

Soru Sorun
Soru sormak, konuşma seansınızı interaktif hale getirir. Dinleyicilerden bilgi alın. Onlarla diyalog kurmaya başlar ve rahatlarsınız. Dostça bir görüş ortaya atar ve dinleyicilerinizin eskisi gibi gözünüzü korkutmadıklarını fark edersiniz. Uluslararası politikada pek çok kritik konu, iki yönlü iletişimle çözülmüştür.

Duruşunuzu Düzeltin
Duruşunuzu ve vücut dilinizi, size avantaj sağlayacak biçimde kullanın. Yukarıda da belirtildiği gibi, konuşurken el, kol ve bacaklarınızı rahat bırakın. Sakin duruş, iyi bir duruştur.

Dinleyin
İyi dinlerseniz, iyi konuşursunuz. Tüm iyi konuşmacılar, aynı zamanda iyi dinleyicilerdir. Dinlerseniz, diğer insanların neler düşündüklerini öğrenirsiniz. Dinleyerek ortamı tartar ve kendinizi buna göre ayarlarsınız.

Konuşmak, bir sanat ya da beceri değildir. Yalnızca, bir ifade şeklidir. Kendinize ve çevrenizdekilere karşı dürüst olduğunuzda, gayet iyi konuşabilirsiniz.

Amrit Halan