Temel, bir gün İstanbul'a gitmek ister. Otobüs terminaline varır. Tam bilet almak üzere iken omzuna bir el dokunur:
“Bu otobüse binme, kaza geçirecek!”
Temel, “Adamın bir bildiği vardır” diye düşünür ve bilet almaktan vazgeçer.
Akşam haberlerde o otobüsün kaza yaptığını duyar. Temel, otobüse binmediği için Allah'a şükreder.
Ertesi gün uçakla gitmeye karar verir. Hava yolları terminaline gider. Yine tam bilet alacağı sırada, aynı el omzuna dokunur :
“Bu uçağa binme, kaza yapacak.”
Temel “Hayırdır inşallah!” diye mırıldanarak uçağa bilet almaktan da vazgeçer. Akşam haberlerde uçağın da kaza yaptığını duyar. Tanımadığı bu adama dualar eder ve Allah'a şükreder.
Ertesi günü, “Bari gemiyle gideyim!” diye düşünür ve bilet almak için deniz yolları terminaline gider. Hayret! Yine o adamı görür. Adam yine, yolculuktan vazgeçmesini söyler ona... Temel dayanamaz :
“Sen kimsin?”
“Senin koruyucu meleğinim.”
Temel bunu duyunca, bütün kuvvetiyle adama bağırır :
“Madem koruyucu meleğimsin, yirmi yıl önce Fadime'yle evlenirken neredeydin?”