Bu toprakların sultanları

Yerkürede bizim topraklarımız kadar dünya devletlerini ve milletlerini ilgilendiren ikinci bir coğrafya daha yok desek abartmış olmayız.

Deniz aşırı ülkelerden tutun da civarımızdaki yahut biraz uzağımızdaki bizden kopmuş topraklar, bizim kadar bağımsızlığı yaşamış değillerdir.

Yine bu ülkelerin kuruluşlarına baktığımızda da insan merkezli medeniyet göremeyiz. Hangi devletin geçmişine bakarsak bakalım, kuruluşunda zulüm ve şiddet vardır.

Bizim topraklarımız “işgal” zihniyetiyle değil, “inşa” zihniyetiyle fethedilmiş ve Kelime-i Tevhidin insana bakışıyla yoğrulmuştur.

……………….

Bundan 949 yıl önce büyük sultan ve komutan Alparslan, 26 Ağustos 1071 Cuma günü Malazgirt’te ordusunun önünde atından inerek secdeye kapanır.

Bilir ki fetih için gayret kendisinden ve askerlerinden ama zafer ancak Allah’ın istemesiyle mümkündür. Her şeyin sahibine iltica etmeden olmaz ve şöyle iltica eder:

“Yarabbi zatını kendime vekil ediyor; azametin karşısında yüzümü yere sürüyor ve emirlerin uğrunda savaşmak istiyorum.

Ey Allah’ım! Niyetim halistir; bana yardım et; sözlerimde ihtilaf varsa beni kahret”!

………………..

Topraklarımızın kahraman askerleri olduğu gibi kahraman manevi büyükleri de vardır ve her fetih öncesi onlar mutlaka ordularımıza öncülük etmişlerdir.

Mesela Kars’ta metfun bulunan Harakani Hz.leri, Anadolu’nun fethine giden yoldaki büyük manevi liderlerimizdendir.

Ahmet Yesevi Hz.lerinin Anadolu’dan Balkanlara kadar giden erleri, tüm fetihlerin öncülerindendir.

Selçuklu ve Osmanlı fetihlerinin gerçekleştiği hangi şehre, beldeye varılırsa varılsın, mutlaka bir Allah dostu halen bölgeye bekçilik etmektedir.

Dolayısıyla topraklarımız, Kelime-i Tevhid adına maddi-manevi olarak fethedildiği için bereketli topraklardır.

Haçlı Batılıların, memleketimize ve milletimize olan düşmanlıklarının sebebi, vatanımızın Kelime-i Tevhid toprağı oluşudur.

…………………..

Tarihten günümüze bakacak olursak, asırlardır içte ve dışta düşmanlarımızın neden eksik olmadığı aşikârdır.

Hamdolsun eksiğiyle gediğiyle, iyisiyle kötüsüyle, nihayet millet devlet bütünlüğünün sergilendiği ve tam bağımsızlığımızın adam gibi yaşandığı bir yönetime sahibiz.

Bunu anlamak zor değildir. 15 yıldır ülkemizin ve milletimizin başına getirilmek istenen musibetlerin ve sahiplerinin ihanetleri ve hırçınlıkları her şeyi anlatmaktadır.

Millet olarak bizim en sağlam yanımız, Müslüman toplum oluşumuzdur. Bu yanımızın nasıl parçalanmak ve yok edilmek istendiğini duymayan, bilmeyen kalmamıştır.

Görüldüğü gibi içte ve dışta, millet-devlet düşmanları öyle akıl almaz hale geldiler ki, mesela ne Amerika’nın ne de ülkemizin tarihinde görülmemiş şeyler yaşanmakta!

Malum Amerika’da seçimler var. Amerika’daki başkanlık seçiminin yarışı, C. Başkanımız R. Tayyip Erdoğan üzerinden sürüyor. Bu kimseler aptal mı? Evet aptal!

Bu nasıl bir kindir ve neyi göstermektedir? Yüz yıldır ezilen, büzülen, ötelenen Türkiye’nin kendisine geldiğini ve gücünü göstermektedir.


Ezcümle:

Topraklarımızı bize emanet edenlere ve sahip çıkanlara ihanet etmediğimiz sürece, Kelime-i Tevhid Sancağı topraklarımızda dalgalanacaktır.

Hüseyin Öztürk