Bir yılın anatomisi

Ve bir yıl daha geçip gitti...
Belki de ömrümüzün yarısını alıp götürdü.
Bu asırda hâlâ savaşları seyredebiliyorsak, darbelerle günleri tüketebiliyorsak, anlıyoruz ki insan hâlâ yeryüzünün en büyük katili olmaya devam ediyor.
Kabil’den beri cinayetler işleniyor...
Ve Habil gibi masumlar canlarıyla bedel ödemeye devam ediyor...
Barış, uzaklarda bir yerlere geziniyor...
***
Savaşlar ve göçlerin dramıyla her
sabah yeni bir güne uyandık.
Denizlerde boğulanların ve karaya vuran çocukların fotoğrafları hâlâ gözlerimizin önünde bir tablo gibi asılı duruyor.
Unutmadık.
Unutamadık.
Lakin, unutmuşuz gibi yaşamaya devam ediyoruz.
Atlar koşarken duvarlardaki ölümlere, bir kurşuna bir insanın denk düştüğü yerlerde yaşamak yerine kırk gün boyunca soğuk günlerde aç ve susuz yol yürümeyi göze alarak gidenlere dua etmekten başka yapacak daha çok şeyler olmalı.
***
Bir yıl daha böyle geçti.
Barış umudu ufukta gözüküyor sanki.
Katil Esed gidecek galiba.
Ve
Suriye’ye güzel bir güneş doğacak diye seviniyoruz.
Elbette, ülkemizin terör belasından da kurtulacağına her zamankinden daha çok inanıyoruz.
15
Temmuz akşamında yaşanan haince, kalleşçe planlanan uzaktan kumandalı darbe gününü de, kumanda edenleri de asla unutmayacağız.
Demokrasi uğruna direnenleri...
Ve bu uğurda şehit düşenleri de...
***
Bir yıl daha böyle acı ve ihanetlerle geçip gitti.
Biz bir yaş daha büyüdük.
Aramızdan ayrılıp da gidenler de oldu, doğanlar da.
Yeni bir yılda güzel günler yaşamak dileklerimiz ve dualarımızla diyoruz ki; hayırlı seneler.



30.12.2016
Mehmet Soysal
Milliyet