Türk Mitolojisi


Tarihi eski büyük milletlerde mitolojik materyallerde çok zengindir. Zengin ve geniş tarihi olan Türklerin mitolojileri de bu bakımdan büyük değer taşır. Türk mitolojisini kozmogoniler oluşturur. Türk yaratılış mitolojilerini Altay Türklerinde görüyoruz. Farklı anlatımları olmakla birlikte Abdulkadir İnan’ın Şamanizm adlı eserinin yaratılış bahsinde W. Radloff’tan aldığı yerin yaratılışı hakkındaki bir Altay efsanesi şöyledir: “Evvelce ancak su vardı. Yer, gök, ay ve güneş yoktu. Tanrı Kuday ile bir kişi vardı. Bunlar kara kaz şekline girip su üzerinde uçuyorlardı. Tanrı hiçbir şey düşünmüyordu. Kişi rüzgâr çıkarıp suyu dalgalandırdı ve Tanrı’nın yüzüne su serpti. Böylece Kişi kendisinin Tanrı’dan büyük olduğunu düşündü ve suyun içine dalıverdi. Su içinde boğulurken Tanrı bana “yardım et” diye bağırmaya başladı. Tanrı “yukarı çık” dedi. O da sudan çıkıverdi. Tanrı Kişi’ye “suya dal ve oradan toprak çıkar” dedi. Kişi suya daldı ve kendisine de toprak aldı ve bunu ağzında sakladı. Sudan çıktı ve Tanrı “elindeki toprağı denize at” dedi, o da toprağı denize attı. Tanrı toprağa büyümesini emretti. Toprak büyüdü, bu arada Kişi’nin ağzındaki toprak da büyüyordu. Tanrı ona “tükür” dedi, Kişi’de toprağı tükürdü. Bu topraktan küçük küçük tepeler meydana geldi. Bundan sonra Tanrı Kişi’ye Erlik adını verdi.
Oluşan adada dalsız, budaksız, bir ağaç bitti. Tanrı buna 9 dal verdi. Bu 9 daldan 9 insan ırkı yarattı. Erlik bu kavmin kendisine verilmesini istedi. Tanrı kavmi ona vermedi. Erlik bu insanları görmek istedi. İnsanlar bir ağaç meyvesi ile besleniyorlardı. Ağacın bir tarafındaki meyveyi yiyiyorlar diğer tarafındaki meyve yiyemiyorlardı. Er- lik bunu sorunca Tanrı’nın bunu yasakladığını, yılan ile köpeği bekçi tayin ettiğini söylediler.
Erlik bunları duyunca Törüngey denilen bir kişiyi buldu ve onu bu meyvelerden yemesi için kışkırttı. Bekçi yılan uyuyordu. Erlik onun ağzına girdi ve meyveleri yedirdi. Törüngey ile karısı Eje beraber geziyorlardı. Erlik onlara “meyve yiyin” dedi. Törüngey istemedi fakat karısı yedi. Meyve çok tatlıydı. Meyveyi kocasının ağzına sürdü. O anda her ikisinin tüyleri dökülüverdi. Utandılar ağacın arkasına saklandılar. Sonra Tanrı geldi ve Törüngey ile Eje’yi çağırdı. Törüngey, Eje, yılan, köpek suçu hep birbirlerine attılar. Tanrı yılana “sen Körmös(şeytan) oldun, Kişiler seni vursun, öldürsün” dedi. Eje’ye Körmös’ün “sözüne uydun bundan sonra sen gebe olacaksın, çocuk doğuracaksın, doğum sancısı çekeceksin” dedi. Törüngey’e beni dinlemedin şeytanın sözüne uydun. Şimdi senin 9 oğul, 9 kızın olsun. Bundan sonra “ben kişi yaratmayacağım kişileri sen doğuracaksın” dedi. Tanrı şeytana “onları neden aldattın” dedi. Şeytan “ben istedim sen vermedin, ben de hırsızca hırsızca almaya karar verdim” dedi. Tanrı şeytana “üç kat yerin altında karanlık bir dünya vardır seni oraya atıyorum” dedi. İnsanlara “size yemek vermeyeceğim” dedi. Tanrı insanlara küstü. Sonra onlara Maytere’yi gönderdi. Maytere insanlara yemek bulmayı öğretti. Sonra Erlik gökyüzünden bir yer istedi. Maytere’yi elçi seçti. Maytere, Tanrı ile konuştu ve Tanrı ikna oldu. Tanrının öz kişisi Mangdaşire bunu kaldıramadı ve Erlik ile savaşmak istedi. Zamanı gelince Tanrı ona izin verdi. Mangdaşire Erlik’in gökyüzündeki mekânını yıktı. Parçaları yeryüzüne döküldü ve dümdüz olan gökyüzünde dağlar tepeler oluştu. Erlik Tanrı’dan tekrar yardım istedi. Tanrı da ona yeraltını gösterdi. Erlik Han ile Tanrı’nın çatışmaları kıyame- ti oluşturacaktır. Eski Türkler de kıyamet böyle kopacaktı.
Türk mitolojisinin teme- li yaratılış ile başlar. Yaratılış taki mitolojik unsurlar mito- lojinin kaynağını temsil eder. İyilik Tanrısı ile Kötülük Tanrısı’nın arasındaki müca- deleler Şamanist özellikler gösterir. Yine efsanelerdeki Tanrılar, yarı Tanrılar, şeytan lar, cinler, periler, kötü ruh- lar, olağanüstü varlıklar, hay vanlar vb. unsurlar mitolojik özellikler sergiler.

Alıntı.