Ruhumuz

Zamanın birinde bir tüccar varmış. Bu tüccarın dört eşi varmış. Bu tüccar en çok dördüncü eşini severmiş. Her zaman en güzel kıyafetleri en güzel takıları en güzel ayakkabıları ona alırmış. tüccar üçüncü eşini de en az onun kadar severmiş. Bu eşi tüccarın gurur kaynağıymış çok güzelmiş çünkü. Tüccar hep korkarmış ya bir gün beni bırakırsa diye o yüzden üçüncü eşini hep yanında gezdirirmiş. Tüccar ikinci eşini de severmiş eşlerinin içinde en sevdiğiymiş o. Hep bütün sırlarını onunla paylaşır dertlerini ona anlatırmış.

Ama tüccar birinci eşini hiç mi hiç sevmezmiş oysa ki tüccara evini yuvasını çocuklarını veren o eşiymiş. Neyse işte bir gün tüccar ölüm döşeğindeymiş ve kendi kendine düşünmüş “benin bu dünyada bir sürü eşyam ve dört eşim var ben bu ölüme tek başıma yalnız gitmek istemiyorum” diye düşünmüş ve dördüncü eşini yanına çağırmış “ben sana hep en güzel şeyleri verdim sana her zaman en güzelini en görkemlisini aldım şimdi ben ölüyorum benimle gelirmisin” eşi “KESİNLİKLE OLMAZ” diyerek odadan çıkmış.

Tüccar üçüncü eşini çağırmış ve “bu zamana kadar seni çok sevdim sen benim gurur kaynağımdın şimdi ben ölüyorum benimle gelirmisin?” eşi “kusura bakma ama ben sen öldükten sonra başka birini bulup evleneceğim.Ve hayat devam ediyor o yüzden seninle gelemem” tüccar son bir umut ikinci eşini çağırmış ve “bu zamana kadar hep sana güvendim bütün sırlarımı senle paylaştım ve şimdi ölüyorum benimle gelirmisin” eşi

“lütfen lütfen benden bunu isteme ben seninle mezara kadar gelirim ama ilerisini isteme ben bunu yapamam” tüccar boynu bükük bir şekilde ölümü beklerken içerden bir ses duymuş “ben seninle gelirim” tüccar doğrulup bakmış ki karşısında birinci eşi duruyor ve ona dikkatlice bir bakmış ne kadar bakımsız ne kadar da zayıfmış birinci eşi. Ve sonunda sadece birinci eşi tüccarla ölmüş.