Wildstar İncelemesi





World of Warcraft'ın çıkışından bu yana dokuz sene geçti ve bu süre zarfında birçok farklı MMORPG de aynı formülü ele geçirip, o başarıyı yakalamak istedi. Her çıkan iddialı MMO'ya "WoW Katili" sıfatı takılsa da, Blizzard'ın ulaştığı yere bir türlü gelinemedi. Benzer modeller de denendi, farklıları da. Aslında bana kalırsa tüm bu kıyaslamaların hepsi gereksizdi ve WoW da, diğerleri de kendince başarılı oyunlardı, yerleri farklıydı. Geçtiğimiz günlerde ise yıllardır geliştirilme aşamasında olan, beta sürecini atlatan ve sektöre yeni bir soluk getirme amacındaki Wildstar satışa sunuldu.

Genelde yeni çıkan MMORPG'lerde hep bir şeyler eksik olur ve zamanla eklenir, eklense de yarım kalır ama Wildstar bunun aksine geleneksel bir MMORPG oyuncusunun istediği her şeye sahip duruyor. Everquest ve World of Warcraft formülünü alıp harmanlayan yapımda, seviye atlama temelli görevler, grup zindanları, oyun sonu geniş raid seçenekleri, birçok PvP ve düello seçeneği, hatta PvP sunucuları yer alıyor. Ayrıca kusursuza yakın özelleştirme seçenekleri, Path seçebilme ve housing sistemi de cabası. Kısacası, Wildstar uzun zamandır çıkan en dolu MMORPG'lerden biri diyebiliriz.

"Demir yumruk" Dominion tarafının ve parçalansa da, toplanıp Nexus gezegeninde yaşam alanı kurmak isteyen Exile'ın hikâyesinin anlatıldığı oyun, bu yönden fena durmasa da, anlatım konusunda sıkıntılar yaşıyor. Demek istediğim, Star Wars: The Old Republic veya Guild Wars 2 gibi oyunları oynarken, online içeriklerinin yanı sıra senaryolarından da ayrı keyif almıştım fakat Wildstar'da aynı hissi bulabildiğimi pek söyleyemeyeceğim. Buna rağmen, karşımızda mükemmel bir mizah var ve bunu oyunun her saniyesi tadıyorsunuz. Wildstar'daki mizahın büyük kısmı ise orijinal karakterlerinde saklı. Çılgın bilim adamı Mondo Zax, cesur maceracı Belle Walker derken oyuncuyu fazlasıyla eğlendiriyor. Her ne kadar oldukça karanlık yerlere ve ciddi elementlere sahip olsa da, Wildstar temelde en çok komediden besleniyor. Böyle bir deneyimi de, büyük çaplı bir MMORPG oyununda ilk defa yaşıyorum sanırım.

Çıktığında lag problemleriyle baş etmeye çalışan ve yeni sunucular açarak bu sorunu düzelten Wildstar'da, farklı PvE ve PvP serverları bulunuyor. Birini seçip oyuna başlamadan önce de tabii ki ırkımıza, sınıfımıza ve seçeceğimiz yola (Path olarak geçiyor) karar vermemiz gerekiyor. Exile'da Human, Granok, Aurin ve Mordesh ırkları, Domion'da ise Cassian, Draken, Mechari ve Chua bulunuyor. Sınıflar ise Warrior, Spellslinger, Medic, Stalker, Esper ve Engineer olarak altıya ayrılmış durumda. Bir de seçebileceğimiz dört farklı yol bulunuyor: Explorer, Soldier, Scientist ve Settler. Bunların özelliği ise size farklı yan görevler ve kendilerine özgü birkaç farklı yetenek sunmaları. Scientist haritada gezerken vahşi yaşamı keşfediyor, bitkileri tarıyor. Settler istasyonlar kurarak oyunculara geçici bufflar veriyor. Soldier çeşitli özel savaş senaryolarına dahil olabiliyor ve Explorer da her bölgenin haritasını çıkarıp, gizli sırları açığa çıkartabiliyor.

Sınıfları ve özelliklerini biraz daha açmak istiyorum. Wildstar bu yönüyle de biraz Guild Wars 2'yi andırıyor ve ondaki kadar olmasa da, serbestlik ve değişiklik sunuyor. Örneğin, oyuna Medic olarak başladım çünkü healer olarak oynamayı her zaman sevmişimdir fakat o da ne? Eğer yetenek ağacımızı iyi ayarladıysak, deli gibi bir DPS sınıfı hâline dönüşebiliyoruz. Kısacası, ofansif ve defansif oynama seçenekleri size kalıyor ve oyundaki her meslek birbirine benzemekten kurtulmuş oluyor. Yeteneklerimizi zamanla geliştirebildiğimiz gibi, bir de WoW'daki Talent Tree'ye benzer bir AMP bölümü bulunuyor. Burada yine belli puanları harcayarak, karakterimizi istediğimiz şekle sokabiliyoruz.

Gelelim en merak edilen noktalardan birine, savaş sistemine. Bu noktada da Guild Wars 2'ye epey benzese de, Wildstar'ın farklı olduğu noktalar var. Örneğin, serbest hedef şeklinde oynuyoruz ve düşmanları tek tek seçmek zorunda değiliz. Ayrıca düşman saldırıları gerçekleşmeden kısa bir süre önce, önünde panolar açılıyor ve karşımızdakinin ne kadar bir alana hasar vereceğini görerek kaçabiliyoruz. Bunun için de "dash" kabiliyetine iyi hakim olmak ve zamanında kaçabilmek gerekiyor. Nitekim, Wildstar ciddi manada zor bir oyun ve en sıradan yapay zekaya sahip yaratıklar bile sizi birkaç tane oldukları takdirde kolayca alt edebiliyorlar. Zindanlardan hiç bahsetmiyorum bile! Aslında böylesine bir zorluk benim için can sıkıcı oldu çünkü "leveling" aşamasında, MMO'ların bu kadar zorlayıcı olmaması gerektiğine inanıyorum. Bana kalırsa bunun yerine zindanların ve PvP alanlarının üzerine eğilmek, onları daha eğlenceli kılmak daha mantıklı.

Birçok övülecek yanı olan Wildstar'ın tabii ki eksik noktaları da var. Görev sistemi hâlâ yılların sıkıcılığından çıkamamış durumda. "Bunu topla, şunu öldür" mantığında koşturup duruyoruz ve üstelik çoğu zaman da gidip görevi aldığımız kişiye teslim etmemiz gerekiyor. Yapımcıların önünde Guild Wars 2 gibi şahane bir örnek varken, aynı sistemi aktarmalarını beklerdim. Onun yerine, yine GW2'deki Dynamic Event sisteminin bir benzerini eklemiş olsalar da, aynı etkiyi vermiyor. Tüm bunlar bir araya gelince, görev yapmak sıkıcı bir hâl alıyor ve artık okumadan, dinlemeden tuşlara basıp teslim eder hâle geliyorsunuz. Ayrıca söz konusu edilebilecek buglar da bulunuyor. Nereden baksanız 3-4 görevin içinden çıkamadım ve bunların bazılarından arayüzü yeniden yükleyerek kurtulsam da, diğerleri için farklı çözüm aramam gerekti. Ek olarak, bazı durumlarda görevler yeterli bilgiyi vermediği gibi, sizi bölgeye götüren "ok işareti" de yanılabiliyor ve yönünüzü hepten karıştırabiliyor. Kısacası, Guild Wars 2 senaryosunda ilerleyip görev yaparken pek eğlenebildiğim bir oyun olmadı diyebilirim.

Oyunun özelleştirme seçeneklerinde harikalar yarattığından zaten bahsetmiştim. Bunu biraz daha detaylandırmak istiyorum. Öncelikle, karakter yaratırken tonlarca seçeneğiniz var. Oyun içinde her karakter birbirinden ayrı gözüküyor ve birçok farklı renk, kostüm seçeneği bulunuyor. Seviye 15'te de bir bineğe sahip olabiliyorsunuz ve şimdiden çok çeşitli binekler mevcut. En güzel yanlarından biri de housing sistemi diyebilirim. Seviye 14'te ilk evinizi alıyorsunuz ve içini, bahçesini istediğiniz gibi döşeyebiliyorsunuz. Seçenekler oldukça bol ve eğlenceli. Üstelik farklı komşular da edinip, onların evine ziyarete gidebiliyoruz. Tabii ki tüm bunlar sadece "görüntüden" ibaret değil ve evin, dekorlarının bize getirdiği farklı kazanımlar oluyor.

Görsel olarak belki harikalar yaratmasa da, Wildstar son derece canlı, renkli ve oturup izlemesi bile zevkli bir dünya sunuyor. Bazen bölgelerin birbirine fazla benzediği hissedilse de, genel olarak haritaların çoğu tatmin ediyor. Bildiğiniz gibi, "çizgi film" tarzı bir havası var ve bu noktada da çokça World of Warcraft'la kıyaslandı. Bu tarz bir görselliğin WoW tekelinde olmadığını bildiğimden, eleştirileri de mantıksız buluyorum. Yine de genel olarak herkese hitap etmeyebilir çünkü "gerçekçi" görselliği daha çok seven bir kitle de mevcut. Sonuç olarak, ben yaratılan dünyayı beğendim ama optimizasyon konusunda ciddi sıkıntıların olduğunu da belirtmek gerek.

MMORPG'lerde daha çok oyun sırasında atmosferik müzikler kullanılır ama Wildstar bunun aksine çok daha geniş ve başarılı bir oynatma listesine sahip. Hatta rahatlıkla söyleyebilirim ki, bir online oyunda gördüğüm en iyi müzikler Wildstar'da! Canlı ses efektleri, film kalitesinde parçalar ve muazzam seslendirmelerle elimizde işitsel yönden son derece başarılı bir yapım bulunuyor.

Gelelim artık sadete, Wildstar'ı almalı mısınız? Son zamanlarda iyi bir online arıyorsanız, "kesinlikle evet" derim. Geçtiğimiz yıllarda çıkan en iyi MMORPG'lerden biri, birçok tecrübeli oyunun başarılı yönlerini barındırıyor, yapım değeri hayli yüksek ve mizahıyla sık sık güldürüyor. Teknik hatalar ise eminim ilerleyen günlerde düzeltilecektir. MMO'ları seviyorsanız, Wildstar harika bir tercih olcaktır, sevmiyorsanız ise oyun fikrinizi değiştirmeyecektir. Karar sizin!