//Gece miydi tüm maviliği saklayan sabahlara
Güneş mi alıkoydu bağrında…/

Belki bir gün yine kapımı çalarsın postacı misali
Biraz mahcup, biraz yorgun, biraz masum
Bakabilecek misin gözlerime?
Kim bilir...

Belki geceyi tam ortasından böler sesin yırtarcasına
Sessizlik sinmiş odada kasırgalar eser, yerle bir olur her şey
Gizlenirsin kabuğuna
Kim bilir…

Belki düşler dökülür dolu tanesi gibi avurtlarından buz olur
Yürekler titrer avuçlarında kanadı kırık serçe gibi
Aynı rıhtımda döner durur zaman
Kim bilir...

Belki umutlarla çarpışırsın şu köşe başında, kaza bu ya
Tutar paçasından sürükleyip getirirsin eski günlerin hatırına
Kim bilir...

Belki saklamaz dalında çiçekleri hazanda ağaçlar
Gece gizlemez düşleri sır gibi
Sözcükler can bulur düşer sayfalardan
Kitap aralarında çürümez aşklar
Kim bilir...

Belki gökkuşağının tüm renklerine asılır kürekler, çekersin aheste aheste
Sen denizin oğlu, anlarsın martının dilinden
Serer misin önüme denizi dalgasız
Yeşili tutar mısın benimle
Saklar mısın ihaneti derinlere

Ama dur şimdi bekle!
Hüzün dolu kum tanelerini çıkart önce gözlerimden esintinle
Sonra yağ ki toprağıma
Toprağım sevda koksun
Söyle! Yağar mı her mevsimde yağmur?

/Varsa eğer düşlerime ortak
Gizlenir karanlıkta ay ışığı bile
Saklanır yıldızlar göğün bağrında/

Bilen bilir...


Canan Akpınar