DİLİ OLSA

Düşmanları yeşille ederken muharebe,
Bir motorlu testere gelivermiş galebe
Bilirdi sakinleri kirli havaya gebe
Kim bilir ne söylerdi fidanın dili olsa
Ağacını kaybeden meydanın dili olsa…
Kaçışacak yer arar kelebekler böcekler
Vicdan arar insanda belki merhamet bekler
Düşler üşür kırlarda acı verir gerçekler
Kim bilir ne söylerdi arının dili olsa
Çiçeği nakışlayan sarının dili olsa.

Yutarken bereketi HES denilen ejderha
Çatlayan topraklarda kanarken her ceriha
Kaybolan geleceğe okunuyor Fatiha
Kim bilir ne söylerdi derenin dili olsa
Haykırırdı mutlaka çevrenin dili olsa.

Delik deşik olurken biraz altın uğruna
Koca çelik makine hançer vurur bağrına
Diyemez ki hiç kimse çare olsam ağrına
Kim bilir ne söylerdi dağların dili olsa
Her şeye şahit olan çağların dili olsa…

Afet İnce KIRAT