Çiftçi ithal tohum kullanıyor. Yabancı traktörle bu tohumları ekip biçiyor. İlaçlama da yine yabancı ilaçlarla yapılıyor. Bunu yapmak için de yine 6,5 TL’lik ithal mazot kullanıyor. Tarıma dair hemen hemen tüm alanlarda süreç bu şekilde işliyor. Buna karşılık yerli ve milli vurgusu yapılıyor. Kullanılan toprak ve su dışında yerli bir şey kalmıyor. Sağolsun hükümet o konuda henüz dışa bağımlı hale getirmedi.
Piyasadan bağımsız olarak belirtilen önerilerin içeriği boştur. Tarımı ve buna dair atılacak adımları da piyasa belirliyor. Şu an bununla ilgili en çok konuşulan şey ise Hal Yasası. Damat Bey "Yeni Ekonomi Programı Yapısal Dönüşüm Adımları 2019" isimli programında açıkladı. Onun öncesinde, sene başlarında “çocuktan al haberi” misali Abdülkadir Selvi gibi hükümete yakın bazı köşe yazarları bunu yumurtlamıştı zaten. Buna dair mecliste komisyon kuruldu. İçeriği biraz geniş. Bu mesajın konusu değil, ama dileyen araştırır. Henüz resmî gazetede yayınlanan bir şey yok. Ancak üretime dair önemli değişimleri baz aldığı için müteşebbislerin yapacağı planları etkileye de bilir. Emin değilim.
Yine de ben birkaç öneri karalayayım;
Tarımın büyümesine ve üretime dair en önemli parametreyi devlet destekleri oluşturuyor. AKP hükümeti daha önce çiftçiye verilecek toplam desteğin milli gelirin en az %1’i olacağını öngörüyordu. Fakat verilen destekler yarısını ancak buldu. Bu muhakkak artmalı. Şişirilmiş veya çiftçi aldı altında yandaşa aktarılmış para değil bahsettiğim.
Çiftçi dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanıyor. Yanı sıra elektriği de oldukça pahalı. En önemli iki maliyet kalemi bu. Buna dair bir destek söz konusu değil. Sadece tarımsal sulamadan kaynaklı elektrik şirketlerinin verdiği küçük bir indirim var. Ama devede kulak denebilecek bir ölçek. Enerji konusu çözülmeden çiftçi asla rahat nefes alamaz. Tarım için kullanılan enerjide en azından KDV’de destek olabilir.
Çiftçi mahsülünü ekene, biçeme, satana ve parasını tahsil edene kadar uzunca bir zaman dilimi geçiyor. Çiftçinin kendi hayatını idame ettirebilmesi için yaslayabileceği en önemli şey banka kredileridir. Adı üzerinde Ziraat üzerine kurulmuş bir Ziraat bankası varken, uygun oranlarda sadece çiftçilere yönelik kredi sunabilir.
vs. vs...
Benim verdiğim öneriler olsun, konu üzerinde uzman olan kişilerin verdiği örnekler olsun bunlar tarımda belki görece fayda sağlayabilir. Ama çözüm değildir. Çünkü tarım konusu uluslararası boyutu olan bir konu. Bağımsız bir tarım politikası için ilk koşul dış baskıdan korkmayan ve dış baskıyı göğüsleyebilecek güçlü bir siyasi iradedir. O da bizde yok. Neyse daha fazla uzatmayayım...