ABESE SÛRESİ:
Kur'ân-ı kerîmin sekseninci sûresi. Mekke-i mükerremede nâzil oldu (indi). Kırk iki âyet-i
kerîmedir. Birinci âyet-i kerîmede yüzçevirdi, iltifat etmedi mânâsına olan Abese lafzı sûreye
isim olmuştur. Sûrede, Kur'ân-ı kerîmin Allahü teâlâ tarafından bir mev'ize (nasihat, öğüt)
olduğu bildirilmekte, Cenâb-ı Hakk'ın kudret ve azametine (büyüklüğüne) deliller
getirilmekte, kıyâmet gününün dehşetli vaziyeti, o gün iyilerin ve kötülerin halleri ve daha
başka hususlar anlatılmaktadır.
Abese sûresinde meâlen buyruldu ki:
O gün (kıyâmet günü) kişi kardeşinden, anasından, babasından, hanımından ve
oğullarından kaçar. O gün onlardan herkesin kendine yeter bir işi vardır. (Herkes kendi
derdiyle meşgul olur. Başkasını düşünemez.) O gün yüzler vardır (dünyâda iken yaptığı gece
ibâdetleri veya aldığı abdestler sebebiyle) parıl parıl parlayıcıdır. (Gördükleri nîmetler
sebebiyle) gülücüdür, sevinicidir. (Bunlar mü'minlerdir.) O gün yüzler de vardır, üzerlerini
toz toprak bürümüştür. Onu (da) bir zulmet, karanlık ve siyahlık kaplar. İşte bunlar
kâfirler, fâcirlerdir. (Âyet: 34-42)