Gece Namazı Ateşten Korur

Abdullah bin Ömer Hazretleri, Ashâb-ı Kiramın büyüklerinden olup, dört büyük halifeden Hz. Ömer’in (r.a.) oğludur.
Abdullah bin Ömer (r.a.) gençliğinde sık sık mescitte uyurdu. O sıralarda herkes rüyasını Peygamberimize (a.s.m.) anlatırdı. Bir gece garip bir rüya gördü. Önünde ateşten bir kuyu vardı. Melekler onu kuyunun yanı başına bırakmışlardı. İçinde yanan insanların sesleri duyuluyordu. İbn-i Ömer:

– Ateşten Allah’a sığınırım, diye dua ediyordu.

Yananları tanıyordu sanki... Sonra başka bir melek çıkageldi. Ona:

– Sen hiç korkma, dedi.

Bu rüyayı Peygamberimizin (a.s.m.) eşi Hafsa Validemize (r.a.) anlattı. Hafsa Validemiz de Peygamberimize (a.s.m.) aktarmıştı. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz:

– Abdullah bin Ömer ne iyi bir insandır! Bir de gece namazını kılsa, buyurdu.

Mesajı alan İbn-i Ömer, bundan sonra geceleri az uyumaya ve ibadet etmeye başladı.

***

İbni Ömer (r.a.) cemaatle namaz kılmaya o kadar çok önem verirdi ki, şayet yatsı namazını cemaatle kılamazsa gecenin tümünü ibadetle geçirirdi.

Abdullah bin Ömer’in tâdil-i erkân ile namaz kılmasına herkes hayran olurdu. Hatta Tabiînin büyüklerinden Tâvus Hazretleri:

– Onun gibi dikkatli namaz kılan birini görmedim, derdi.

***

İbni Ömer (r.a.) Kur’ân okurken manasına o kadar kendisini verirdi ki, hâlden hâle girerdi. Bir gün Mutaffifîn Sûresi’ ni okuyordu. “O gün tüm insanlar, Âlemlerin Rabbi için kalkıp dikilirler” meâlindeki âyete gelince sarsıla sarsıla ağlamaya başladı. Secdeye vardı. Ondan sonra okumaya devam edemedi.

***

Abdullah bin Ömer, “İman edenlerin, Allah’ın zikirleriyle kalplerinin huşû içinde yumuşaması zamanı gelmedi mi?” âyetine geldiği zaman hüngür hüngür ağlardı.