Sadece bir bölümü alınmıştır:




Kulaktan olmışıduk gerçi âşık
Bi-hamdillâh ki hoş gösterdi Hâlık
Ne söz söylendise hakkında sâdık
Ne hoş yaylak imiş bu şehr-i Lâdik

[Gerçi kulaktan âşık olmuştuk. Şükür ki Yaratan bize hoş gösterdi. Hakkında ne söz söylenmiş
ise doğrudur. Ne hoş yaylak imiş bu Lâdik şehri]


Yeşil dîbâyı giymişler çemenler
Yakarlar sîm kandîl yâsemenler
Her etrâfı gül ü serv ü semenler
Ne hoş yaylak imiş bu şehr-i Lâdik


[Çimenler yeşil elbiseyi giymişler. Yaseminler gümüş kandil yakarlar. Her tarafı gül, servi ve
yaseminler (kaplamış). Ne hoş yaylak imiş bu Lâdik şehri.]


Kenârı sâfi cûy-ı ergavanlar
Akar her yañada âb-ı revânlar
Dimâğa bû bağışlar câna cânlar
Ne hoş yaylak imiş bu şehr-i Lâdik


[Kenarı sadece erguvan (renkli) nehirler, her tarafında akarsular akar, dimağa koku, cana can
bağışlar. Ne hoş yaylak imiş bu Lâdik şehri]

Hevâsı mu’tedildür suyı Kevser
Dırahtı nârvenle serv ü ‘ar’ar
Otı reyhân ü sünbül hâki ‘anber
Ne hoş yaylak imiş bu şehr-i Lâdik

[Havası mutedil, suyu Kevser’dir. Ağacı karaağaç ile servi ve dikenli ardıçtır. Otu reyhan ve
sümbül, toprağı amberdir. Ne hoş yaylak imiş bu Lâdik şehri]

Biter deryâsı içre nîlûferler
Rûh-ı zerdi virür ‘aşkdan haberler
Gülistânlar teferrücgâh yerler
Ne hoş yaylak imiş bu şehr-i Lâdik

[Deryası içinde nilüferler yetişir, sarı yüzü aşktan haberler verir, gül bahçeleri gezinti ve eğlence
yerleridir. Ne hoş yaylak imiş bu Lâdik şehri]
...........

Du’âlar eyle Mihrî şehr-i yâre
K’anuñ lutfından irdüñ bu diyâre
Ki gördüñ gizlü genci âşikâre
Ne hoş yaylak imiş bu şehr-i Lâdik

[Ey Mihrî bu şehrin sevgilisine dualar et. Çünkü onun lütfu ile bu diyara geldin, gizli olan
hazineyi açıkça gördün. Ne hoş yaylak imiş bu Lâdik şehri]