beyni karıncalanmak
zihin yorgunluğundan düşünemez olmak.
- (bir yer) karınca yuvası gibi kaynamak
çok kalabalık ve hareketli olmak.
- burnuna karıncalar dolmak
ölmek: “Bundan sonra müteahhit eline çay verenin burnuna karıncalar dolsun!” -A. Dino.
- düşmanın karınca ise de hor bakma
düşmanın ne kadar güçsüz olursa olsun dikkat et, uyanık ol.
- düşmanın karınca olsa kendini merdane tut
düşmanın ne kadar güçsüz olursa olsun dikkat et, uyanık ol.
- karınca duası gibi
çok küçük, sık ve okunaksız (yazı).
- karınca yuvası gibi
çok kalabalık.
- karınca, zevali gelince kanatlanır
kişi durumunun gereklerine aykırı taşkınlıklarda bulunursa artık düşecek demektir.
- karıncadan ibret al, yazdan kışı karşılar
kişi çalışıp kazanabildiği zamanı boş geçirmemeli, çalışamayacağı günler için geçimini sağlayacak varlık edinmelidir.
- karıncayı bile ezmemek (incitmemek)
çok merhametli, ince duygulu olmak: “Etliye sütlüye karışmadan, karıncayı bile incitmeden kendi hâlinde yaşayıp gidermiş.” -E. Şafak.