28 Mayıs 1919 | Ayvalık sahillerine çıkarma yapan Yunan kuvvetlerine 172. Piyade Alay Komutanı Yarbay Ali Beyin (Çetinkaya) silahla İlk kurşunu sıkması.
İlk Kurşun ve Ali Çetinkaya
Saygıdeğer Ayvalıklılar, Sevgili Gençler;
Bugün, Millî Mücadelemiz esnasında, büyük Türk milletini boğmak isteyen düşmana atılan ilk kurşunun, Türk’ün millî vicdanının, millî sesinin haykırıldığı günün 78. yılındayız. Bu gün Ayvalıklıların ve Türk milletinin, onur ve haysiyetlerine sahip çıktıkları destanî kahramanlık günüdür. Bu kutlu günde, bu aziz şehrin, Ayvalığın kahraman insanlarını minnet ve şükranla anıyorum.
Büyük milletimizin şanlı tarihinde öyle şehirler, beldeler vardır ki; bunlar olmaksızın bir Türk tarihi düşünülemez.Ötüken böyledir, Kaşgar, Buhara, İstanbul, Edirne, Erzurum,Urfa, Maraş, Antep böyledir. İşte şu şehir, Ayvalık şehri de “Türk tarihi tükendi, bitti” diyenlere, “Türk tarihi yeniden başlıyor” dedirten destanî bir kahramanlığın adı, bayrağı olmuştur. Daha doğrusu, Türk vatanının en talihsiz ve en uğursuz günlerinde, bütün rüzgârları yanık kokusu getiren, harap bir memleketin, en mukaddes değerlerinin ayaklar altında çiğnendiği, o kötü günlerde, binbir zorluk karşısında yorulmuş, bunalmış bir halkın, Türk milletinin, İkinci Ergenekon’u olmuştur.
Sevgili Ayvalıklılar,
Büyük Atatürk’ün çok güzel tasvir ettiği gibi, O günlerde Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşında mağlûp olmuş, şartları ağır bir ateşkes imzalamıştı. Bu harbin, uzun seneleri zarfında millet fakir ve yorgun düşmüş. Ordunun elinden silah ve cephanesi alınmış ve alınmaktaydı. Mütarekeden hemen sonra, Türk Antalya , Adana, birer suretle işgal edilmiş ve en nihayet 15 Mayıs 1919’da emperyalizmin şımarık çocuğu Yunanistan, güzel İzmir’imizi işgal etmişti. O gün, bu ordu, ak saçlı kadınları, kundaktaki yavruları, süngüleri ucunda İzmir sokaklarında gezdirdi. O gün, milletin ve ordunun şerefi, haysiyeti, gururu Kordonboyunda kaldırımlarda sürüklendi ve çiğnendi. Aç kurtlar gibi bu verimli, aziz vatan topraklarımıza saldıran Yunanlılar, kısa sürede işgallerini genişlettiler. İşte o günlerin manzarası şöyleydi: “Eğer ayda ve yıldızlarda da Türk bulunduğunu söyleseler, oralara da istilâ orduları göndermekten çekinmeyecek olan Avrupa’nın namert politikacıları, Osmanlı İmparatorluğu en çok nasıl parçalanabilir diye haritalarının üzerine eğilmişler, askerleri kalelerimizi içerden ve dışardan zaptediyorlardı. Padişah, payitahtını işgal eden düşman kumandanlarının ellerine, ayaklarına sarılıyor. O’nun vezirleri uluslararası konferanslarda elpençe divan durmuşlardı. Ve bazı gafil entellektüeller, İngiliz Muhibleri Cemiyetinden, Wilson prensiplerinden yahut Amerikan mandacılığından medet umuyorlardı. Kimileri de bu kutsal vatanımızı bölmek gibi beyhude bir gayretin, ham hayalin peşine düşmüşlerdi.
Öte yandan, İzmir’den sonra Manisa kısa sürede hadisesiz işgal edilmiş, Yunan işgal kuvvetleri tuz, ekmekle karşılanmış, şehirdeki cephane işgalcilere teslim edilmişti. O günkü Manisa Mutasarrıfı Hüsnü’nün yardımıyla, burada bulunan askerî birlik başeğerek düşmana teslim olmuştu. Başsız kalan halkın da yapabileceği bir şey kalmamıştı. Yine aynı günlerde Yunanlılar, Menemende de İzmirdeki gibi kadın-çocuk, yaşlı-genç istisna tanımayan bir katliam yapmışlardı. Türk milleti, sanki,beşerî bir felaketle, doğal bir afetle karşı karşıya kalmış gibiydi.
Ve nihayet Mayıs’ın 26. günü yani 26 Mayıs 1919’da, Yunan gemileri Ayvalığa, 172. Alayın kontrol ettiği bölgeye yanaştılar. İngiliz filosu Yunanlıları her yere kucağında taşıyor gibiydi. Bu defa da böyle oldu. Torpido boğazdan görünür görünmez, Rum fabrikaları düdükleriyle, kiliseler canlarıyla Yunanlıları karşıladılar. Vatanımız topraklarının zengin ettiği yerli Rumlar, sevinç ve memnuniyetlerinden evlerine mavi-beyaz renkli Yunan bayrakları asmışlar, kadın-erkek, çoluk, çocuk; Yaşasın Venizelos naraları atıp, Türklere hakaretler ederek sahile koşmuşlardı. İstanbul hükümetinin gafil temsilcisi Ayvalık Kaymakamı Osman Nuri’de, Rum çılgınlıklarına alet oluyor, yardım ediyordu. Ayvalık’ın işgali yaklaşmıştı. Ve Nihayet, 29 Mayıs 1919’da, bundan tam 78 sene evvel, yine böyle bir Perşembe günü şehre Yunan ordusunun ihracı başladı. İşte o anda, Türk’ün gören gözü, duyan kulağı, uyanık vicdanı, 172. Alay Kumandanı Yarbay Ali Bey, Ali Çetinkaya, kendi yurdunda tutsak yaşamamak, vatan ve onurunu korumak ve kurtarmak için silaha sarıldı. O büyük asker, O Millî kahraman Trablusgarp çöllerinde, Makedonya dağlarında vatan savunması esnasında, şunu; çok iyi öğrenmişti. Yaşadığı toprakları böyle zamanlarda terkedenler, yalnız bir şeyden emin olabilirler ki o da dünyanın hiç bir yerinde, hür ve bağımsız yaşama hakkını hiçbir zaman koruyamazlar. İşte, Ali Bey’in işgale karşı koyusu, İlk kurşunu atışı, harp yorgunu bu büyük milletin, vicdanına ve namusuna sahip çıkmak demekti. Sadrazam Damat Ferit’in; Dünya ile uğraşılır mı? Dünya ile baş edilir mi? dediği o dönemde, adeta bir delinin kahkahası gibi, tüyler ürperten ilk kurşun direnişi, teslimiyetçilere iyi bir ders olmuş. Millî Mücadele ateşinin yakılmasında, unutulmaz bir rol oynamıştır.
Bundan sonra artık düşmana saltanat ordusuyla değil, Türk milletinin, millî teşekkülleri tarafından fiili direniş başlatılmıştır. Bölgede, diğer cepheler oluşmuş ve direniş fikrî dalga dalga Ayvalık’tan çevreye yayılmıştır. Bu vesileyle, bu kutlu günün yıldönümünde, bize İstiklâl ve hayat bahşeden Ayvalıklı kahramanlarımız Seyit Beyleri, Haydar Niyazi, Cavit,Ali Beyleri, İnce Efe, Kır Ağaları ve diğer adsız kahramanları burada minnet ve şükranla anıyorum ve bilhassa Ayvalık şehrinde bir çok yerde adı ve aziz hatırası yaşatılan, millî kahraman, cumhuriyetin müdafii ve yeni Türkiye’nin mimarlarından Yarbay Ali Bey’in, Ali Çetinkaya’nın aziz hatırası önünde saygı ile eğiliyorum.
Sevgili Ayvalıktılar, yeni, modern Türkiye’nin aydınlık yüzlü gençleri; bir daha o kötü, uğursuz günlerin geri gelmemesi, o günleri yaşamamak için, Atatürk’ümüzün ifade ettikleri gibi daha çok çalışacağız, daha az zamanda daha büyük işler başaracağız. Bu millet, millî birlik ve beraberlik içerisinde, her güçlüğü yenmesini bilmiştir. Sizlerin sayesinde Türkün büyük millet olduğunu, bütün dünya bir kere daha tanıyacaktır.
Bu tarihî ve anlamlı günü, bizlere yaşatan çalışkan, fedakâr ve bilge belediye başkanımız, Sayın Ahmet Tüfekçiye burada, huzurlarınızda teşekkürü bir borç olarak görüyorum. Teşekkür ederim.
NOT: Bu konuşma 29 Mayıs 1997 tarihinde Ayvalık’ta gerçekleştirilen “ilk Kurşun Anma Toplantısı’“nda yapılmıştır.
Kaynak:
-DOÇ.DR. MUSTAFA BALCIOĞLU
-ATATÜRK KÜLTÜR DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU
Damla



Üyelik tarihi
14 Aralık 2014
Bulunduğu yer
İzmir.
Mesajlar
45.996
Seslenildi
8368 Mesaj
Etiketlendi
235 Konu
28 Mayıs 1919 | Atatürk Günlüğü
16 Kasım 2016
28 Mayıs 1919 | Atatürk Günlüğü
- Paylaş
- Share this post on
Digg
Del.icio.us
Technorati
Twitter
Firari bunu beğendi.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
Years and years.