Mal veya servis satışını
arttırabilmek maksadıyle yayın araçları ile yapılan bir çeşit duyuru. Yayın araçları; elle dağıtılan
kâğıtlar gazete dergi radyo televizyon sinema olabilir. Reklâm gazetede bir satır veya sayfanın
tamâmını da kaplayabilir. Yirminci asırda bilhassa ABD’nin ticârî faaliyetleri reklâma bağlanmıştır.
İstatistikî değerlere göre ABD’de senede 15 milyar doların üzerinde bir para reklâma harcanmaktadır.
(Bkz. Propaganda)
Reklâm gâyesi ya ürünü tanıtmak veya firmayı tanıtmak şeklinde iki türdür. Reklâm yapılış şekline
göre de iki türlüdür. Doğrudan faaliyet gerektiren reklâmlarda ürünün hemen satışı veya kupon
karşılığı verilmesi gibi âcil işlem vardır. Dolaylı faaliyet gerektiren reklâmlarda ise okuyucu veya seyirci
üzerinde ürünün hayâliyle etki uyandırılır. Perakende satıcılar doğrudan faaliyetli reklâmı tercih
ederken; îmâlâtçılar ve fabrikalar ise dolaylı faaliyetli reklâmı tercih ederler.
Reklâmın ekonomiye faydası ekonomide dinamizm ve genişlemeyi dâvet etmesidir. Reklâm aynı tür
ürünleri çıkaran firmalar arasında rekâbeti de kamçılayacağı için ekonomiyi olumlu yönde etkiler.
Birçok kişi reklâmın ürün fiyatını yükselteceğini zanneder. Halbuki fiyatı etkileyen iki ana faktör üretim
mâliyeti ve pazarlama ile talepteki artma veya eksilmedir. Reklâm bu iki faktörü de desteklediği için
fiyat da düşer. Reklâmın millî gelirle de bağlantısı vardır. Reklâm ekonomik kriz veya patlama
yaptıracak kadar etkili olmamakla berâber para darlığında firmalar daha kaliteli mal yapmak sûretiyle
bunu reklâm konusu yaparlar. Netîce olarak satış da mal kalitesi de artar. Reklâm gazete radyo ve
televizyon gelirlerinin büyük bir kısmını teşkil eder.
Reklâm firma tarafından reklâm işleriyle uğraşan ajanslara yaptırılır. Reklâm ajansları reklâm cinsini
maksada en uygun olacak şekilde seçerler. Reklâm yapılırken ressamlar matbaacılar artistler film
şirketleri araştırma kurumlarından da istifâde edilir. Reklâm faaliyetlerini yerine getirmek için çeşitli
yayın organlarından faydalanılır. Bunlar basın (günlük gazete ve dergiler) radyo televizyon sinama
ve afişlerdir.
Reklâm programı pazarlama programına göre hazırlanır. Reklâm hazırlayıcı veya reklâm ajanslarının
reklâm kampanyasında tâkip edeceği bâzı önemli hususlar vardır. Reklâmı yapılacak malın önce kime
nerede pazarlanacağının incelenmesi gereklidir. Kişilerin bu mala isteği bütün mala temâyül oranı bu
malın kişiyi psikolojik veya ihtiyaç yönünden tatmin etme özelliği reklâmın yapılacağı ortamda kişilerin
okuma ve dinleme ve seyretme miktarı en önemli inceleme konularıdır. Reklâmı yapılan malın iknâ
edici menfaat sağlayıcı olması lâzımdır. Meselâ çay reklâmı yapılırken çayın sıhhate faydası zihni
açtığı da dikkate alınır. Reklâmın cinsi mala göre seçilir. Reklâmın ele aldığı konu mal veya servis
satmaktır.
Reklâm yapılırken dikkat edilecek diğer önemli bir husus da yapılacak reklâmın süre ve miktarıdır. Mal
satışlarını kademeli bir şekilde arttırmak için zaman zaman reklâm yapmak gerekir. Firma bir evvelki
sene yapmış olduğu satışın meselâ yüzde beşini o sene belli fasılalarla yapacağı reklâm
harcamalarına ayırır.
Reklâm yapılırken istenilen husus okuyucu dinleyici veya seyircinin en iyi bir şekilde dikkatini
çekmektir. Reklâmda kısa fakat çekici cümleler sözler resimler esastır. Dekor renkler mizanpaj
televizyonda ses ve görüntü seçimi dikkati çekecek özellikte olmalıdır. Yazılı reklâmda başlık çok
mühimdir. Zihinlerde yer etmesi için sesle yazıyla ve görüntüyle reklâmı yapılan mal veya hizmet sık
sık tekrar edilir.
Ekonomik ve ticârî olayların paralelinde reklâmcılık da günümüzdeki aşamaya gelmiştir. Basın
reklâmları 16. asırda Almanya 17. asırda da İngiltere’de başlamıştır. Ülkemizde ise 19. asrın
ortalarında rastlanır. Ülkemizde reklâmcılığın başlama ve gelişmesinde basın araçlarının önemli yeri
vardır. 1945’lerde toplam gazete ve dergi baskısı 200.000 dolayındayken bütün basının reklâmlardan
sağladığı gelir 750.000 liraya yaklaşmıştı. Günümüzde günlük gazetelerin toplam baskısı 25 ilâ 35
milyon arasındadır. Reklâm geliriyse milyarlarla ifâde edilmektedir. Bu bize reklâm harcamalarının
önemli bir düzeyde olduğunu göstermektedir.
Batı Avrupa ülkelerinde 1950’lerde başlayan basın-televizyon rekâbeti ve reklâm payını arttırma
mücâdelesi ülkemizde 1972 yılında televizyonun reklâm kabul etmeye başlamasıyla yoğunluk
kazanmış ve 1973 yılında basın organlarının televizyon reklâmlarına karşı çıkmalarına kadar varmıştır.
Ancak basının reklâm gelirinde mutlak bir düşme görülmediğinden günümüzde bu mücâdelenin

etkinliğini kaybetmeye başladığını söyleyebiliriz.
Ülkemizde ilk radyo istasyonu 1927 yılında hizmete girmiştir. Bunu 1938 yılında kurulan Ankara ve
1949’da kurulan İstanbul radyoları tâkip etmiştir. Radyoların reklâm kabul etmeye başlamaları ancak
27.1.1951 târih ve 3/12/402 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnâmesiyle mümkün olabilmiştir. Radyo
reklâmcılığının asıl gelişimi 1964 yılında TRT Kurumu oluşturulduktan sonra başlamıştır.
Gerçekten TRT döneminin ilk yıllarında radyo yayın sürelerinin hızla artması güçlü vericilerin hizmete
sokulması sonucu reklâma olan talep büyük oranda artmış ve bâzı basın reklâmlarının da radyoya
kaymasına yol açmıştır. Dolayısıyla Türkiye Radyolarının toplam reklâm gelirlerinde büyük artışlar
görülmüştür. Fakat televizyonun 1972’de reklâm almaya başlamasıyla birlikte radyo ikinci plânda
kalmış ve reklâm gelirleri giderek azalan oranlarda artış göstermiştir. İlk kez 1975’te bir önceki yılın
düzeyinin de altına inmiştir.
Radyo reklâm gelirlerindeki azalmanın nedenleri; televizyonun reklâm yayınlarına başlaması ve
özellikle radyoda akşam saatlerinde yayınlanan reklâmların televizyon yayın saatine rastlamasıdır.
Ayrıca hemen her yıl radyo reklâm ücretlerine televizyonla birlikte yüksek oranlarda zam yapılması da
bunu etkilemektedir.
Ülkemizde televizyon 1968 yılında TRTAnkara Televizyonunun deneme yayınlarıyla başlamıştır. Kısa
sürede gelişerek günümüzde Türkiye’nin hemen her yöresinden rahatlıkla izlenebilen geniş bir yayın
alanına kavuşmuştur.
1972 Mart ayından îtibâren reklâm araçları arasında yerini alan televizyon; aynı yıl reklâmlardan 35
milyon lira gelir sağlamıştır. 1978 yılında bu rakam 1.200 milyon liraya ulaşmıştır.
1990’dan îtibâren özel televizyon kanallarının da yayına başlamaları ile reklâm pastasından pay
kapma yarışı hızlanmış bunun neticesinde trilyonlarca lira reklâma harcanmıştır. Bunun yanında
reklâmla ânında pazarlama yayınları da devreye girmiştir.
Televizyon etkinliği oldukça yüksek bir reklâm iletişim aracıdır. Bunun sebepleri televizyonun
ülkemizde yeni bir araç olması izleyicilerin ilgisini çekmesi ve dolayısıyla yayın alanının hızla
genişlemesidir. Televizyonun bu özelliğinden dolayı genel olarak 1970’lerden sonra reklâm
gelirlerinde görülen artış sepeplerini şu şekilde sıralayabiliriz:
1. Okuma yazma oranının oldukça düşük ve okuma alışkanlığının çok az olduğu ülkemizde kulak ve
göze yönelen kitle iletişim araçlarında yayınlanan reklâmların etkinliğinin yüksek olacağı görüşünün
reklâm veren firmalarca benimsenmesi.
2. Televizyona karşı halkın gösterdiği ilgiden dolayı çeşitli yetersizlikleri olmasına rağmen reklâmların
duyuruyu sağlamak yoluyla tüketiciler üzerinde talep arttırıcı etki yapması ve özellikle dayanıksız
tüketim malları bakımından bu etkilerini kısa sürede göstermesi.
3. Türkiye’deki enflasyonist ortam sebebiyle reklâm târifelerinde yükselmeler olmasına rağmen
reklâmların artmaya devam etmesi.
4. Televizyon reklâmlarında gösteriş etkisinin yüksek olması sonucu zaman zaman aynı malları üreten
firmaların prestij yarışmasına girmeleridir.