Günümüz hukukunun temellerinin Roma Hukuku’na dayandığı yadsınamaz bir gerçektir. Roma Hukuku bugün özellikle kıta Avrupa’sında yürürlükte bulunan hukuk düzenlerinin oluşumunda önemli bir rol oynamış ve hukuk sistemlerini doğrudan etkilemiştir. Dolayısıyla günümüzün vazgeçilmez kurumlarından olan noterliğin temellerinin de Roma Hukukuna dayandığını söylemek mümkündür ancak noterlik kurumu temellerini Roma hukukundan almış olmakla beraber içinde bulunduğu dönemin özelliklerine siyasi sosyal ve ekonomik yapısına göre zaman içinde çeşitli değişikliklere uğramıştır.

Roma İmparatorluğu`nun kuruluşunun ilk dönemlerinden ortacağa kadar geçen süre içinde noterlik kurumu gelişerek büyümüş önemli ve güçlü bir kurum haline gelmiştir. Noterler genelde üst sınıf mensuplarından oluşmuş ve hatta bazı dönemlerde imparator adına faaliyetlerini sürdürmüşlerdir. Her dönemin siyasi yapısından etkilenen ve buna göre şekillenen noterlik kurumu özellikle 12. yüzyıl ve devamında bugün anladığımız şekilde noterliğe benzer bir yapı ve işleyiş içine girmiştir. Bu çalışmada özellikle Roma İmparatorluğu’nda noterlik kurumu dönemler içinde kullanılan farklı terimlerle birlikte noterlik kurumuna ilişkin açıklamalar yapılarak ele alınmış ve Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra noterlik kurumunun gelişimi ana hatlarıyla incelenmiştir.

I. ROMA İMPARATORLUĞU DÖNEMLERİ İÇİNDE NOTERLİK

Noterlik kurumu Roma İmparatorluğunun klasik devlet yapısı içinden çıkmış ve tarih boyunca bu kurum için scriba notarius tabellio tabularius ve bunun gibi çesitli terimler kullanılmıştı. Bunlar bugünkü noterlik anlayışının temellerini oluşturmakla birlikte bu terimlerin aralarında bazı farklılıklar da bulunmaktaydı. Ancak tarihte noterliğe benzer faaliyetleri yürüten kişilerin her dönemde farklı isimlendirildiği ve faaliyetleri isleyişleri idari yapılarıyla ilgili içinde bulundukları dönemin özelliklerine göre çesitli değişikliklere uğradıkları belirlenmiştir. Aşağıda scriba notarius tabellio terimleri ayrı başlıklar halinde tek tek incelenecektir.

1. GENEL OLARAK NOTERLIK VE SCRIBA

Roma İmparatorluğu`nun ilk dönemlerinden itibaren noterlik kurumu özellikle kamu özel ve uluslararası hukuk alanlarında sosyal yaşam düzeni içinde geniş bir yer tutuyordu. İmpartorluğun kuruluş dönemlerinde ve sonrasında genellikle sözleşmeler sözlü olarak stipulatio[1] yoluyla yapılıyordu. Dolayısıyla bu dönemlerde yazma sanatı cok gelişmemişti. Ancak bu sekilde sözleşmeler yapıldığında ve sonrasında sözleşmeye ilişkin bir uyuşmazlık ortaya çıktığında ispat açısından bazı zorluklar yaşanıyordu. Eğer sözleşmeler şahitler huzurunda yapılmışsa tekrar sahitlerin aranması hayatta olup olmadıklarının araştırılması ve ifadelerine başvurulması gerekiyordu. Bu durum taraflar açısından büyük güçlükler doğuruyordu. Bu nedenle bazı hukuki ilişkilerin kayıt altına alınması gerekliliği ortaya çıktı[2].

Ticari hayatın gelişmesi sosyal yaşamın daha düzenli hale gelmesi taraflar arasında sözleşme ilişkilerinin gelişmesi sonucunda Roma toplumunda devlet adına belge düzenleyen muhasebe defterleri tutan ve buna benzer idari ve kamu hizmeti yapan kendine bunu meslek edinmiş bir grup ortaya çıktı. Bu kişilere yazıcı (scriba) denmekteydi. Scriba[3] terimi aynı zamanda librarius anlamında edebi yönden iyi yazı yazan kişiler için de kullanılmaktaydı. Kural olarak özgür ve Roma vatandaşı olan kişiler yazıcı olabilirlerdi[4]. Klasik Dönemde yazıcı terimi hukuki açıdan ilk olarak mahkemelerde davalara ilişkin kayıtları tutan kopyalayan görevli katipler için kullanıldı[5]. Daha sonra sözleşme vasiyetname ve benzeri hukuki belgeleri düzenleyen devlet adına (mahkemelere veya senatoya bağlı) çalışan kişilere de yazıcı dendi. Yazıcılar ilk zamanlardan itibaren modern noterlerin temelini oluşturmuştu. Yaptıkları işler zaman içinde genişlemiş bunun sonucunda isimleri ve toplum içindeki yerleri de farklılaşmıştı.

2. NOTARIUS

Cumhuriyet döneminin sonlarında M.Ö. 1. yüzyılda ve Cicero[6] döneminde bu kayıtların tutulmasını kolaylaştırmak için yeni bir sistem geliştirilmişti. Buna göre notae tironinae denilen çeşitli işaretler ve kısaltmalar kamunun kullanımına girdi[7]. Bu yöntemi kullanan köle ve azatlılara ise notarius dendi[8]. Notarius kelime anlamı olarak söylenilen şeyleri aynen ama çeşitli kısaltmalar kullanarak yazan kişi anlamına gelmekteydi[9]. Zamanla notarius terimi imparator sekreteri veya eyalet valisine bağlı çalışan kayıtları tutan özel seçilmiş bazı kişiler için de kullanılmaya başlandı. Notarii`ler özel kişilerin işlerinin yanında magistra ve hukukçular için de hukuki yazılar düzenliyorlardı[10].

“Eos qui notis scribunt acta praesidum rei publicae causa non abesse certum est. ”[11]
“Magistra`ların kararlarının tutanaklarını tutanlar tabi ki kamu hizmeti dışında tutulamazlar.”

Yukarıda yer alan Digesta`da geçen Modestinus`a ait metne göre magistra’ların yaptıkları işlerin kamu hizmeti olarak vasıflandırılmaları dolayısıyla onların yanında çalışan ve kamu hizmetinin görülmesi için mahkemede bulunan notarius`ların yaptıkları işler de birer kamu hizmeti olarak düşünülmekteydi[12].

1740 yılında Edinburg`da noterlik hizmetini işleyişini ve tarihçesini anlatan bir kitap yayınlanmıştı[13]. Ars Notariatus isimli bu esere göre sözleşme vasiyetname hazırlayan ve yüksek hakimlerin dava tutanaklarını düzenlemekle görevlendirilen kişiler yani bir nevi mahkeme katipleri için “scriptores notarii libellenses“ terimi kullanılmaktaydı. Bu kişilerin (scriba) yanında onlara yardım etmekle görevli hukuki belgelerin kaydını tutan köle ve azatlılar çalışırdı. Köleler bu görevlerinin yanında efendilerinin diğer işlerini de yerine getirirlerdi. Roma vatandaşları genellikle bu tür faaliyetleri küçük görüyorlardı ve kendi mevkilerine uymayacağını düşünüyorlardı. M.S. 401 yılında Honorius kölelerin scriba olarak çalışmasını yasakladı ve bu şekilde çalışanlar için çok ağır cezalar koydu[14].

4. yüzyıl sonu 5. yüzyılın başlarında İmparatorluk Yüksek Mahkemesi`nde çalışanlar için de notarius terimi kullanıldı. Bu dönemde noterler kendilerine verilen görevlere göre çeşitli derecelere ayrıldılar. Devlet başkanının yardımcısı noterlerin başkanı sayılıyordu ve kendisine primicerius notariorum deniyordu[15]. Bunun altında yer alan tribinius ve notarius ise birlikte çalışarak kamu görevlilerinin bir listesini oluşturmak suretiyle bu görevlilerin alacakları maaşları düzenliyorlardı. Zamanla notarius kelimesinin kapsamı genişledi ve eyalet mahkemelerinde kayıt tutanlar imparatorların özel sekreterleri imparator adına imza yetkisi olanlar için de notarius terimi kullanılmaya başlandı[16].

3. TABELLIO - TABELLIONES

Roma’da kişiler arasındaki vasiyetname düzenlenmesi toprak paylaşımı gibi özel işlemler ise kural olarak tabellarii veya tabularii[17] denen kamuya bağlı olmayan ve tamamen profesyonel kişiler tarafından düzenlenmekteydi[18]. Aslında ilk dönemlerde köleler tabularii olabiliyordu. Örneğin bir kişiye ait malların ve değerlerin dökümüne (envanter) ilişkin düzenlemeler yapılırken mutlaka bir tabularii’nin orada hazır bulunması gerekliydi. Bu şekilde birden fazla düzenlemenin yapılması halinde ise en az iki tabularii’nin işlem sırasında orada hazır bulunma şartı vardı[19].

Tabellae (veya tabulae) terimi o dönemde bu kişilerin üzerine yazı yazdıkları balmumundan yapılmıs levhalar için kullanılmaktaydı. Genellikle stipulatio şeklinde yapılan sözleşmelerin daha sonradan bir uyuşmazlık çıkması halinde taraflar açısından ispatı güçlük yarattığı için bu sözleşmelerin tabulae denen tutanaklara geçirilmesi gerekliliği doğdu. Bu şekilde yapılan işlem şahitle huzurunda imzalanıyordu[20]. Tabellio yanında belirlenmiş kurallar çerçevesinde çalışan kişilere ise tabularius denmekteydi. Tabularius tek başına kamusal yetkiye sahip değildi. Bunların düzenlediği belgelerin tabellio tarafından onaylanması gerekliydi. Tabellio’ların ayrı bir çalısma büroları olmadığından genellikle büyük meydanlar ve pazar yerleri onların calışma mekanlarıydı. Görevleriyle ilgili düzenlemeler kanunla yapılıyordu. Bunların işlerini takip eden katiplerine ise notarii denmekteydi[21]. Yukarıda değinildiği gibi tabularius da tabellio yanında çalışan bir çeşit katip notarii olarak düşünülebilirdi. Daha sonraları tabellio`lar şahitlerce onaylanan ve tarafların da imzasını taşıyan belgeler düzenlemeye başladılar ki böylece tüm işlemler bittiğinde taraflar kendilerini yaptıkları hukuki işlemle bağlamış oluyorlardı.

Notarii`ler hazırladıkları taslak halindeki yazıları tek başlarına hukuki işlem düzenleme yetkisi olan tabelliones`lere veriyorlardı. Notarii`ler özel kişilerin işlerinin yanında magistra ve hukukçular için de hukuki kısa yazılar düzenleyebiliyorlardı. Bugünkü modern noterliğin temellerinin o zamanlarda faaliyet gösteren tabellio’lara dayandığını söylemek mümkündür. Aslında tabellio teriminin günümüzdeki notere karşılık olarak kullanıldığı kabul edilse dahi tabularius notarius gibi terimlerden bunun tamamen ayırt edilmesinin mümkün olmadığı düşünülmektedir.

Tabelliones`in de advocati pragmatici[22] formulari tabularii gibi hukuk eğitimi almış ve öğrenciliklerinden itibaren de hukuk eğitiminin içinde olmaları gerekliydi. “Nec idem omnino iuris periti & iuris studiosi. Nam & tabelliones & advocate; pragmatici formularii tabularii iuris periti sunt …”[23].

Tabellio`ların yaptıları işlemler instrumenta publice sayılıyordu. Instrumenta publice daha itibarli ve kabul edilmiş olduğundan instrumenta private’dan farklıydı. Önceleri kişiler arasındaki özel işlemler hukuken kayıt altına alınmıyorlardı ve ispat açısından sorunlar çıkıyordu. Bu yüzden bunların kayıt altına alınması ve kamu arşivlerinde saklanması gerekliliği doğdu. Böylece bu belgeler kaydedilip bir yerde muhafaza edilerek tam ispat varakası olan instrumenta publica haline geldiler. Zamanla tabelliones`lerin sayısı ve önemi arttı[24]. Iustinianus zamanında bunlar prototabellio denilen bir başkan etrafında toplanmış bir birlik haline geldiler. İmparator Constantin`in yeniden yapılandırması sonucu noterler kendi görevlerinin dışında imparator tarafından bazı önemli kamusal işlerde de görevlendirildiler ve imparatorluk kurumu haline geldiler[25].

II. BATI ROMA İMPARATORLUĞU’NUN YIKILMASINDAN SONRA AVRUPA’DA NOTERLİĞİN GELİŞİMİ

5. yüzyılda Batı Roma İmparatorluğu`nun çöküsü ile birlikte buralara yerleşen işgalciler kendi örf adetlerini zorla kabul ettirmeye çalışsalar da bazı eyaletlerde eski Roma hukukunu ve kurumlarını uygulamayı faydalı gördüler. Bu yüzden belediye ve eyalet idareleri mahkemeleri hukuki düzenlemeleriyle eskisinin devamı niteliğinde varlıklarını sürdürdüler. Fethedilen yeni eyaletler conventus denilen kücük bölgelere ayrılıyordu. Bu bölgelerde eski Roma yönetiminde olduğu gibi mahkemeler Romalı yargıçlar tarafından görülüyordu. Bu dönemde kıta Avrupasının büyük bölümünde noterlik kurumu önemini korumayı devam ettirdi.

Frankların himayesi altında olan her bölgede eyalet kontunun başkanlık yaptığı kraliyet mahkemesi (curia regis) adı verilen bir mahkeme bulunuyordu[26]. Bu mahkeme yüksek yargı da dahil olmak üzere farklı mahkemeleri içinde barındırıyordu. Önemli satışlar ve devirler curia regis`in son merci olarak onayıyla çıkıyordu. Bu mahkemelere bağlı çalışan ve hukuki ilişkiye ait belgeleri düzenleyen noterler de bulunuyordu. Memur olarak çalışan bu kişiler bağlı oldukları kendi bölgelerinde faaliyet gösteriyorlardı.

9. yüzyıla gelindiğinde mahkemelerde bazı anlaşmazlıklar ortaya cıktı mahkeme başkanları görevlerini reddettiler. Bunun üzerine büyük Karl (768-814) mahkemeleri kontrol altına almak ve adaleti sağlamak için hukuki işlere bakmakla görevlendirdiği missi dominici denilen hükümet temsilcisi olan memurları atadı. M.S. 803 yılında imparator bu memurlara kendi görev alanları içinde noter bulundurmaları ve o bölgenin valisinin (kontunun) hukukçuların ve dini görevlilerin noterlerle birlikte uyum içinde calışmaları talimatını verdi. Bu memurlar tarafından atanan noterlere de kraliyet noterleri dendi. 10. yüzyıla gelindiğinde saray noterleri olarak da anılmaya başlanan kraliyet noterleri mahkemelerde tutanakları kaydetmekle ve aynı zamanda özel hukuki işleri de düzenlemekle görevlendirildiler[27]. Görevlerini yerine getirebilmeleri için kendilerine devamlı ikamet edecekleri belli bir yer de verilmişti.

11. yüzyılda noterlerin sayıları arttı ve artık tek bir düzen içine girdiler. Aynı yüzyılda eyalet valisi curia regis`e yani yüksek mahkemeye başkanlık yapıyordu ve noter atama yetkisi de kendisine verilmişti. Bu yüzyıldan itibaren İtalya`da Bologno Üniversitesi`nde yapılan çalışmalar ışığında Roma Hukuku`nun yeniden canlandırılması aşamasında noterliğe ilişkin yeni uygulamalar da ortaya çıktı[28]. Özellikle glassator`ların[29] ve commentator´ların verdikleri katkılar noterlik kurumunu geliştirmiş ve güçlendirmişti. O dönemin önemli commentator`ları ve glassator`ları teoriyi de cok iyi bildikleri için noterlik yapmaktaydılar. Bunlardan biri olan Bartolus da bu konuda çok fazla çalışma yapmıştı[30]. Bu dönemden sonra Italya ve diğer Akdeniz ülkeleriyle Güney Fransa`da Roma hukuku temellerine dayanan ve aynı noterlik geleneklerinin devam ettiği bir sistem uygulanmaya başlandı.

Kuzey Avrupa´daki noterler Güney Avrupa`da uygulanan Roma hukuku temeline dayanan noterlik modelini kabul etmemişlerdi. Kuzeydeki noterler özellikle bürokratik ve idari işlemleri yapıyorlardı. Orta cağda buradaki noterler sadece kamusal işleri yaparken güney Avrupa`da kişiler arasındaki çeşitli özel hukuki işlemler için de noterler görevlendirilmişti. Kendini kutsal Roma İmparatoru olarak niteleyen Frederick II (1215-1250) 1235 yılında tüm mahkeme tutanaklarının noterler tarafindan kayıt altına alınması gerektiğine ilişkin bir kanun yayınladı.

12. yüzyıldan itibaren kendilerini Augustus`un mirasçısı olarak gören Alman imparatorları yüksek memurlara belediye yetkililerine ve birliklere bazı ayrıcalıklar verdiler. Bu dönemde de noterlere imparator noterleri dendi. 12. yüzyılın başlarında Papa eskiden sadece kendi sınırları içinde atamaları yaparken sınırları dışındaki noter atamalarını da kendi tekeline aldı[31]. Bu noterlere ise “notarii apostilicae sedis sacri lateranensis palatii“ dendi[32]. 13. yüzyıla gelindiğinde ticari ilişkilerin artması devlet kurumlarının coğalması nedeniyle özellikle İtalya`daki noterlerin sayısında da artış meydana geldi. Pisa´da iki yüz 1303`te Genova`da iki yüz 1336-1338 yılları arasında Floransa`da altı yüz Milano`lu yazar Bonvesin della Riva`ya göre[33] Milano`da bin bes yüz noter görev yapmaktaydı[34].

İngiltere ise kıta Avrupası ülkelerinde olduğu gibi Roma Hukuku’na ilişkin gelişmelerden çok fazla etkilenmedi. Noterliğin İngiltere’ye girişi 13. ve hatta 14. yüzyıllara rastlamaktadır. 1279 yılında Papa Canterbury Başpiskoposu’nu noter seçimleri için görevlendirdi. Bunun doğal bir sonucu olarak ilk dönemlerde noter olarak seçilen kişilerin bir çoğu din adamıydı. 1533 yılında çıkarılan bir kanunla Papa’nın elindeki bu yetki alınarak Kral’a devredildi.

Sonuç olarak günümüz hukuk düzenlerinde çok önemli bir yere sahip olan noterliğin temelleri Roma Hukuku’na dayanmaktadır. Bu konuda bulunan sınırlı sayıdaki kaynaklar incelendiğinde Roma İmparatorluğu’nun kurulmasından itibaren tek bir noterlik kurumundan bahsetmenin mümkün olmadığı görülmektedir. Noterlik kurumu her dönemin kendine özgü siyasi sosyal ve ekonomik yapısından etkilenmiştir. Bunun sonucu olarak zaman içinde noterler için kullanılan terimler noterin görev alanı işleyişi ve bu kurumun önemi değişerek gelişmiştir. Noterlik kurumu özellikle 12. yüzyıl ve devamında bugün anladığımız şekilde noterliğe benzer bir yapı ve işleyiş içine girmiştir. Bu dönemden sonra noterlik kurumuna ilişkin gelişmeler ayrı bir makale konusu yapılacak ve orada incelenecektir.

BiBLiYOGRAFYA

BROWN James C. : “The Origin and Early History of the Office of Notary” The Juridical Review. V.: 47 No:4 Edinburg 1935

BURDICK William: The Principles of Roman Law and Their Relation to Modern Law New Jersey 2004

CEYLAN Seldağ: Roma Hukuku’nun Günümüz Hukuk Düzenlerine Etkisi G.Ü. Hukuk Fakültesi Dergisi C.VIII S. 1 2 2004 S. 75 - 93

CRANSTOUN James: A Notary of England London 1913

HARRIES Jill: Cicero and the Jurists Great Britain 2006

HONORE Tony: Emperors and Lawyers Oxford 1998

LOPEZ R.S.: “The Unexplored Wealth of the Notarial Archives of Pisa and Luca” Mélanges d`histoire du moyen áge dédiés á la mémoire de Louis Halphen (Presses Universitaires de France) Paris 1951

NICOLAJ Giovanna: “Documento privato e notariato : le origini” Notariado público y documento privado: de los origenes al siglo XIV Actas del VII Congreso Internacional de Diplomàtica Valencia 1986 Valencia 1989

RADO Türkan: Roma Hukuku Dersleri Borçlar Hukuku İstanbul 1992

REYERSON Kathryn SALATA Debra: Medieval Notaries and Their Acts Michigan 2004 s. 2

ROBY Henry John: Roman Private Law in the Times of Cicero and of the Antonines V.II New Jersey 2000

UMUR Ziya: Roma Hukuku Lügatı İstanbul 1983

Ars Notariatus Edinburg 1740

[1] Stipulatio tarafların iradelerini sözlü bir şekilde belli kelimeler kullanarak beyan etmeleriyle bir soru ve cevaptan meydana gelen her türlü borcu doğuran bir sözlü akitti.; DI MARZO Salvatore: Roma Hukuku İstanbul 1954 s. 376 vd.;

[2] RADO Türkan: Roma Hukuku Dersleri Borçlar Hukuku İstanbul 1992 s. 91.

[3] 4. ve 5. yüzyıllarda mahkemelerde katip olarak çalışan bazı kişilere exceptor da denmekteydi.

Exceptor’ları yaptıkları işler açısından scriba ile karıştırmamak gerekir. Exceptor`lar köle olabileceği gibi para karşılığı hizmetini sunan „pro editione gestorum“ özgür kişiler de olabilirdi. M.S. 396 yılında çıkarılan Honorius Kanunu’na göre her mahkemede yargılama sırasında bir magistra üc görevli memur ve bir exceptor bulunması gerekliydi.

Cod. Theod.. 8 7.17. De diversis officiis et apparitoribus et probatoriis eorum; “Idem ad principium praefectum praetorio. exceptores omnes iudicibus obsequentes qui nec militiam sustinent neque a fisco ullas consequuntur annonas…”; Exceptor`ların düzenli olarak maaşlarını devletten aldıkları ve bunun için de devlet memuru olduklarına ilişkin bir görüş de bulunuyordu. ;

Cod. Theod. 12 1. 151. De decurionibus; “Municipalia gesta non aliter fieri volumes quam trium principalium proesentia excepto magistrate et excoptore publico.”

[4] CRANSTOUN James: A Notary of England London 1913 s. 1; Cranstoun kural olarak özgür ve Roma vatandaşı olan kişilerin yazıcı olabildiklerini belirtmiştir ancak daha sonraki açıklamalarında notae`leri kullananların azatlı veya köle olduğundan bahsetmiştir. Burada tartışmalı bir durum ortaya çıkmıştır.

[5] BROWN James C.: “The Origin and Early History of the Office of Notary” The Juridical Review. V.: 47 No:4 Edinburg 1935 s. 209; HARRIES Jill: Cicero and the Jurists Great Britain 2006 s. 41; M.Ö. 1. yüzyılda yaşayan Flavius hukuk davalarının tutanaklarını hazırlayan ilk hukukçulardandı. Duruşmalara girme ve takip etme hakkı vardı. Daha sonra tuttuğu bu tutanakları kitap olarak bastırdı ve kazandığı ün sayesinde senator seçildi.

[6] M.Ö. 106-M.Ö. 43 yıllarında yaşayan Cicero Roma İmparatorluğu’nun önde gelen hatiplerinden biriydi. Babası şövalye olan ve soylu bir aileden gelen Cicero yaşadığı dönemde kendini kabul ettirmiş bir filozof ve başarılı bir avukattı.;

[7] Bu yöntemin Cicero’nun sekreteri M. Tullius Tiro tarafından Cicero’nun konuşmalarını kaydetmek amacıyla bulunduğu düşünülmektedir.

[8] BROWN s. 210; CRANSTOUN s. 2; Cranstoun notae denilen kısaltmaları kullanan köle ve azatlılar için notarius terimin kullanıldığını üstüne basarak belirtmiştir. Aynı şekilde Brown da İmparator Honorius`un kölelerin scriba olarak çalışmasını yasakladığından bahsetmektedir. O halde ilk ortaya çıkan yazıcıların köle veya sonradan özgürlüğe kavuşmuş azatlı oldukları düşünülebilir ancak Cranstoun aynı zamanda scriba olabilmek için Roma vatandaşı ve özgür olunması gerektiğini söyleyerek kendi içinde çelişkiye düşmüştür.

[9] BROWN; s. 210; “Notarii sunt servi qui ad scribendum operas”; İlk imparatorluk dönemlerinde actuarii notarii cursores logographi terimleri benzer ifadeler için kullanılmaktaydı.

[10] HONORE Tony: Emperors and Lawyers Oxford 1998 s. 38.

[11] D. 4.6.33 Modestinus libro singulari de enucleatis casibus

[12] Notarius’ların tututukları kayıtların resmi tutanak kabul edildiklerine ilişkin kaynaklar bulunmaktadır.; Iust. Nov. 44 “… quanquam proprié publica ea tatum sint insinuate sunt apud magistrum census…” “… kaydedilenler resmidir…”; Iust. Nov. 73.7. 3. “…profiteantur ea sub gestis monumentorum ipsi contrahentes…” “… tutanakları kaydederek resmileştirirler…”; BROWN s. ix; NICOLAJ s. 986.

[13] Ars Notariatus ismiyle basılan bu kitap noterlik mesleğiyle ilgili bilgiler vermekle birlikte yazarının kim olduğu anlaşılamamıştı.

[14] BROWN s. 209 215; Brown Honorius`un kölelerin scriba olarak calışmasını yasakladığından bahsettikten sonra başka bir bölümde tabularii`nin köle olduğundan ve Honorius tarafından azatlıların tabularii olarak çalışmalarının yasaklandığını söylemiştir. Buradan da anlaşılmaktadır ki scriba tabularii tabelliones biribirine karışmış ve dönemler içinde birbirlerinin yerine kullanılmış terimlerdir. Bundan dolayı aslında bu terimlerin birbirinden tam olarak ayrılması mümkün görülmemektedir. Bunların her birinin aslında aynı kurumu farklı devirlerde tanımlamak için kullanıldığını düşünmek mümkündür.

[15] Cod. Theod. 6 102 De Primicerio et Notariis; “Idem ad valerianum praefectum urbi. notariorum primicerios si prout eorum voluntas fuerit de consistorio nostro sine administratione discesserint.”
[16] REYERSON Kathryn SALATA Debra: Medieval Notaries and Their Acts Michigan 2004 s. 2

[17] Tabularii veya tabellarii ya da tabelliones aslında farklı anlamlara gelmelerine karşın içiçe girmiş terimlerdi ve çeşitli metinlerde birbirinin yerine kullanılmaktaydı. Ars Notariatus`a göre M.S. 6. ve 7 yüzyıllarda tabularii á tabulus balmumundan yapılmış tabletler anlamına gelmekteydi. Tabularius ise devlet hazinesine borcu olanlardan ödemelerini tahsil etmek için devlet dairesinde calışan kişilere deniyordu. Ancak bunlar tarih içinde çeşitli dönemlerde farklı görevler de üstlenmişlerdi. Hatta tabularius veya amanuensis terimi tabellio`nun yanında katiplik yapanlar için dahi kullanılmıştı.; Novellae 23. 7.; Nov. 44. pr.; Ayrıca tabullarius teriminin genelde devlet memurları için kullanıldığını düşünenler de bulunmaktadır.; BROWN s. 16;
www.nationalnotary.org.

[18] Nov 46`da ise tabelliones`in bir tanımı verilmişti; “Tabelliones publici sunt contractum scriptores“.
[19] BROWN s. 216.

[20] ROBY Henry John: Roman Private Law in the Times of Cicero and of the Antonines V.II New Jersey 2000 s. 12
[21] CRANSTOUN s. 4.

[22] D. 48.19.9.4. Ulpianus (de officio proconsulis lib. 10); “Nonnumquam non advocationibus cui interdicitur sed foro. Plus est autem foro quam advocationibus interdicere si quidem huic omnino forensibus negotiis accommodare se non permittatur. Solet autem ita vel iuris studiosis interdici vel advocatis vel tabellionibus sive pragmaticis.” “Bazı durumlarda kişinin avukat olarak hareket etmesi değil avukat olarak uygulamanın içinde bulunması yasaklanabilir. Aynı sekilde hukuk öğrencileri avukatlar noterler ve diğer meslek mensuplarının da örf-adet gereği yasaklanması mümkündür.”
[23] Iust. Nov. 46.

[24] D. 4 6 32 Modestinus (libro nono regularum) “Abesse rei publicae causa intellegitur et is qui ab urbe profectus est licet nondum provinciam excesserit: sed et is qui excessit donec in urbem revertatur. Et hoc ad proconsules legatosque eorum et ad eos qui provinciis praesunt procuratoresve principum qui in provinciis tenentur pertinet et ad tribunos militum et praefectos et comites legatorum qui ad aerarium delati aut in commentarium principis delati sunt. “

« Eğer bir kişi şehirden ayrılmışsa ancak henüz görev yaptığı eyalete gelmemişse devlet işlerinin dışında sayılır. Ayrıldıktan itibaren dönmesi gereken zamana kadar yok kabul edilir. Bu kural eyaletlerde görevli valilere askeri yetkililere hazine tarafından isimleri bildirilen temsilcilere veya imparator tutanaklarının kayıtlarını tutan kişilere uygulanır. »

[25] CRANSTOUN s. 5.
[26] BURDICK William: The Principles of Roman Law and Their Relation to Modern Law New Jersey 2004 s. 289.
[27] BROWN s. 212; CRANSTOUN s. 6.

[28] NICOLAJ Giovanna: “Documento privato e notariato : le origini” Notariado público y documento privado: de los origenes al siglo XIV Actas del VII Congreso Internacional de Diplomàtica Valencia 1986 Valencia 1989 s. 973.

[29] UMUR Ziya: Roma Hukuku Lügatı İstanbul 1983 s. 80; Glassator XII. Yüzyılın başlarından itibaren Bologna Hukuk Okulunda çalışmalarda bulunmuş hukukçulara verilen isimdi. Corpus ıuris Civilis esas alınarak Iustinianus’un bu eserinin tüm bölümleri incelenerek açıklanmış ve yorumlanmıştı. XIII. Yüzyıldan sonra bu görevi postglassator’lar (veya commentator’ler) devralmıştı.; CEYLAN Seldağ: Roma Hukuku’nun Günümüz Hukuk Düzenlerine Etkisi G.Ü. Hukuk Fakültesi Dergisi C.VIII S. 1 2 2004 s. 81.

[30] BROWN s. 205.
[31] BROWN s. 211; Ars Notariatus Edinburg 1740 s. 6; Havarilerin kanunlarını biraraya getirmek amacıyla ilk kez 4. Papa Clement Roma şehrine noter atamıştı. Papa tarafından atanan noterler Vatikan`ın himayesi altında çalısıyorlardı.

[32] CRANSTOUN s. 7.
[33] LOPEZ R.S.: “The Unexplored Wealth of the Notarial Archives of Pisa and Luca” Mélanges d`histoire du moyen áge dédiés á la mémoire de Louis Halphen (Presses Universitaires de France) Paris 1951 s. 418.
[34] REYERSON SALATA s. 3.
alıntı.