Yaygın İğneli Vatoz Balıkları
Bilimsel Adı: Dasyatis pastinaca
Familya: Dasyatidae
Takım: Rajiformes
Boyutları: 60 cm
Fiziksel özellikleri: Göreceli olarak geniş, ön kısmı gövdesine doğru üçgendir. Kuyruğu dar, uzun ve uzunluğu hayvanın başı ile kuyruk sokumu arasındaki mesafenin iki katıdır. Üst yüzeyi koyu renkli, alt kısmı daha açık renklidir ve belirli biçimde öne doğru çıkık olan solunum delikleri veya solungaç yarıkları gözlerine bitişik konumda bulunmaktadır.
Yaşam Çizgisi: Dişiler, 6 veya 9 yavru doğurur.
Beslenme Tarzı: Omurgasızlar ve balıklar.
Yaşam Alanı: Sahil bölgesine yakın deniz dibindeki açık bölgelerde ve kumlu deniz dibine yakın yerlerde yaşarlar.
Yeryüzünde Dağılımı: Kuzeydoğu Atlantik Okyanusu’ndan, aşağıya Akdeniz’e kadar uzanan bölgeler en yaygın oldukları yerlerdir. Zaire sahillerine kadar uzanan güney bölgelerinde de bulundukları rapor edilmiştir.
Türün Durumu: Hala göreceli olarak yaygın fakat özellikle yoğun olarak avlanıldıkları yerlerde saldırılara ve tehlikelere açıktırlar.
Yaygın iğneli vatozlar, sivri iğnelerle donanımlıdır. Uzunlukları 35 cm olan iğneleri, kuyruklarının kökünün yanından bir koruma silahı olarak dışarıya uzanan ve hançere benzeyen bir organdır.
Vatoz iğnesi, aslında zehirli ve dikenli bir kılçığa dönüşmüş bir dişçiktir. İğneli vatozlar, iğnelerini yitirdikleri esnada kendilerini korumada daha yetersiz olmalarına rağmen, bazen doğal olarak iğneleri düşer ve sonradan yeniden büyür. Bu iğneli vatozlar, tipik olarak derinliği 60 metreden daha derin olmayan sığ sahil sularında bulunurlar. Haliç ağızlarında da bulunabilirler. Özellikle dibi kumlu veya çamurlu yerlerdeki hafif tuzlu sularda ve sahil lagünlerinde yaşarlar.
Sıradan iğneli vatozun iğnesi, avını ele geçirmekten çok savunma amaçlıdır. Örneğin, bu iğnesini kendisine saldıran köpek balığının etine batırarak deler ve dışarıdan basınç uygulamak suretiyle keskin iğnelerini daha derine batırırlar. İğnenin alt kısımlarındaki deliklerden zehrini akıtırken iğnesi çıkmasın diye, iğnesinin kenarlarında dikenli tellerin dikenleri veya bit olta iğnesinin kancasının geriye çıkmasına engelleyen çıkıntısı gibi çıkıntılar vardır. Zehir, bir nörotoksin etkiye sahiptir.
Yüzücülere ve Dalgıçlara Tehlike
Vatozların iğnelerini yaşamsal önemli olan organlara batırma riski de vardır. Bazen vatozlar, kurbanlarını defalarca ısırarak daha ciddi zarar ve yaralanmalara yol açabilirler. Şayet iğne kırılarak yaranın içinde kalırsa, akıtılan zehrin etkisi geçtikten sonra bile, bir enfeksiyonu tetikleyebilir. Zehirli iğneli vatoz sokması durumunda, ekseriya tavsiye edilen en iyi acil tedavi yöntemi olarak iğnenin etkileriyle savaşmak için enfeksiyon kapmış bölgenin sıcak su ile yıkanmasıdır. Enfeksiyon kapmış yerin sıcak su ile yıkanması ile, zehrin içindeki mevcut protein maddelerini denşirerek (denatüre ederek) etkilerini nötr hale getirir.
Vatozlar, sıklıkla sahile ve çoğunlukla kumlu yerlerin yakınlarına geldikleri için çıplak ayakla beklenmedik bir şekilde onların üstüne basarak vatozlarla temas eden yüzücüler için önemli ölçüde tehlike oluştururlar. Sıradan iğneli vatozların deniz dibindeki yerlerini saptamak aslında zordur ve bu yüzden dalgıçlar için tehlike oluştururlar çünkü çoğunlukla gözden uzak ve görünmez bir şekilde gömülü olarak kalırlar. Nefes aldıkları solungaç yarıkları, gözlerinin arkasında yer alır ve üzerleri açıktır. Solungaç yarıkları ile gözleri birbirine çok yakın yerlerde olduğundan karıştırılabilir.
Vatozlar, ekseriya güçlü ve keskin dişleriyle onların kabuklarının kırarak yedikleri avları kabuklular ve bu kabuklu kolonilerinin yakınlarında bulunurlar. Her iki çenelerinde de dişleri olduğundan balıkları yakalayıp yemelerine de yardımcı olurlar. Elektro-septörler diğer hayvanlar tarafından çıkartılan zayıf elektrik akımlarını algılayan organlar, su kirli bile olsa vatozların avlarını bulmalarına yardımcı olur. Akraba oldukları türler gibi, sıradan vatozların burunları da esnektir ve kumlarla yumuşak toprakları kazarak avlarını daha kolayca yakalamalarına yardımcı olurlar.
Canlı Yavru
Dişiler, yumurtalarını gövdelerinin içinde muhafaza ederler ve sonunda 6-9 arasında yavru doğururlar. Gebelik dönemleri, yaklaşık dört ay sürer ve bu esnada yavrular dişinin rahmine özel çıkıntıları aracılığıyla beslenirler. Bilim insanları, bir zamanlar bu çıkıntıların gözlerinin arkasında büyüdüklerini ve sonradan embriyon halindeki balığın midesine bağlandıklarını düşünüyorlardı. Fakat aslında bu çıkıntılar gövdeyi bir zarf gibi sarar. Vatozların iğneleri doğumdan önce oluşur.
Diğer birçok vatozlarla ortak olarak bu türlerin doğurganlık oranları düşüktür. Bilim insanları, en ideal koşullarda bile büyüklüklerinin iki katına ulaşmasının en az 15 yıl vakit alması olası olduğunu hesaplamaktadırlar. Kendilerine yakın olan bir kimseye iğnelerini batırabilecek ve kesebilecek olmaları nedeniyle iğneli vatozlar, suyun dışında da hala tehlikeli yaratıklardır. Onlarla ilgilenmek ve onları tutmak tehlikeli olmasına rağmen, ticaret amacıyla avlanırlar. Gövdelerinin geri kalan kısmı balık yemi olarak işlenirken, sıradan vatozların kanatları, sıklıkla tütülenmiş olarak yenilmek için satılır.
Manta Vatozları
Bilimsel Adı: Manta birostris
Familya: Mobulidae
Takım: Myliobatiformes
Boyutları: 5.2 m; en irileri Atlantik Okyanusu mantalarıdır.
Fiziksel Özellikleri: Çok belirgin boynuz biçimindeki çıkıntıları, (cephalic fins) kafalarının hemen yanındaki yüzgeçleri, aşağıya gözlerine kadar uzanır; sırt yüzeyinin üstü siyahımsı kahve renkli, balıkların bireysel olarak tanınmalarına olanak veren değişken beyaz boyun yakası; gövdelerinin yanal yüzeyleri beyazımsı.
Yaşam Çizgisi: Dişiler, bir canlı yavru doğurur.
Beslenme Tarzı: Tipik olarak planktonlarla beslenirler ve bazen küçük balıkları yerler.
Yaşam Alanı: Ekseriya okyanusların üst uzantılarında ve bazen haliçlerde ve hatta nehirlerde bulunurlar.
Yeryüzünde Dağılımı: Atlantik Okyanusu’nun tropikal bölgelerinde, Güney’de Brezilya’ya kadar; ABD’nin doğusu.
Türün Durumu: Küresel ısınmanın yiyecek kaynaklarını etkilemesi muhtemel olmasına rağmen, bu tür her hangi bir ani tehdit ile yüz yüze değil.

Bu okyanus devleri, 6.7 m uzunluğa ulaşabilen kendi gövdelerinden çok daha büyük kanatlara sahiptir. Küçük teknelerin etrafında daireler çizerek ve dalgaların üzerinden atlayarak denizcilere yüzyıllarca ilham vermişlerdir.
Mantalar, vatozların en irileri olmasına rağmen, değişime uğramış solungaçlarının yapıları sayesinde suyun içindeki mikroskobik canlıları filtreleme yöntemiyle süzerek neredeyse tamamen planktonlarla beslenirler. Kafalarının ön kısmına yerleştirilmiş çok büyük ve ambar gibi boşluklu ağızlarının içine su akarken solungaçlarının içinden geçer ve buradaki kemerler planktonları filtreler ve daha sonra suyun içinden süzülen planktonlar yutularak doğruca midelerine gider. Kafalarının hemen yanındaki belirgin yüzgeçleri ise deniz suyu içindeki yiyecekleri mantaların ağızlarına doğru yönlendiren huniler gibi hareket eder fakat mantalar beslenme faaliyeti yapmadıkları zaman kıvrılarak muhafaza edilirler. Bu boynuz gibi çıkıntılar da bu türlerin niçin dev şeytan vatozu olarak isimlendirildiklerini açıklar. Şayet mantalar bir balık sürüsü bulursa, sürüyü ağızlarıyla emerek olduğu gibi bütün olarak yutarlar. Sadece alt çenelerine sıkışıp kalmış yaklaşık 270 tane dişleri vardır.
Ara sıra, kendi cinslerinden diğer mantalarla bir araya gelerek oluşturdukları guruplarla ilişki kurmalarına karşın, sıklıkla tek başına görülürler ve ergin bir mantaya küçük pilot balıkları (Naucrates ductor) sürüsü eşlik edebilir. Mantaların su içindeki yüzüş biçimlerinin görüntüsünü betimleyen İspanyolca dilinde “pelerin†anlamına gelen manta sözcüğünden türetilmiş ismiyle uyumlu bir şekilde hareket ederken çok nazik ve zariftirler. Onlara su içinde itici hareket gücü veren kuvvetleri denizin 1.5 metre dışına atlayabileceği sadece uçarak değil fakat hatta bazen de çember gibi havada dönerek uçtukları anlamına gelir.
Özel Kur Yapma Yerleri
Bu vatozlar olgunlaşarak yaklaşık 4 metre kanat açıklığına erişecek kadar büyüdükleri vakit, yıl içinde herhangi bir zamanda çiftleşirler. Pasifik Okyanusu’ndaki Mikronezya Federal Devletleri’nin bir parçası olan Yap Adası’nın etrafında, ünlü kur yapma yerlerinden toplanabilirler.
Araştırmacılar, gövdelerindeki desen ve işaretlerdeki küçük farklardan bu hayvanları bireysel olarak tanıyabilmişlerdir. Büyüklüğü her ne olursa olsun, 13 ay (395 gün) süren bir gebelik döneminden sonra dişiler bir tek yavru doğururlar. İyice gelişmiş olarak dünyaya gelen yavru mantanın kanat açıklığı, bu safhada 1 metreden fazladır.
Meksika’da manta vatozlarının derilerinden özel deri yapılmasına rağmen, manta vatozları; hiçbir ölçekte ticari amaçla avlanılamazlar. Manta vatozlarının beslenme alışkanlıkları, kendi cüsselerinden çok ayrıdır. 1360 kg ağırlığa kadar büyüyebilmeleri, onların olta ile yakalanmalarını büyük oranda olanaksız hale getirir.