Asya Fili Nerde Yaşar, Nasıl Beslenirler, özellikleri nelerdir
ASYA FİLLERİ
ASYA fili veya öbür adıyla «Hindistan fili» (Elephas maximus), Hindistan'da, Seylân'da, Burma'da, Hintfiçini'de ve Malakka yanmadasmda Yaşar, Hintlilerin kutsal saydıkları hayvanların arasında fil, inekten sonra ikinci sırayı alır. Ganeş adındaki Hindu mabudu, fil kafalıdır. Budistler fili barış güverciniyle bir tutmaktadırlar. Budist efsanelerinden biri, Buda'yı öldürmesi için gönderilen çılgın bir fili konu olarak alır. Fakat karşılaştıkları zaman, Buda'nın, alnına dokunması üzerine, hayvan kutsal kişinin önünde eğilmişti.
Asya filleri nasıl ele geçirilir: asya filleri'ni ele geçirmede uygulanan birkaç metot vardır. Çok değerli sayılan iri erkek asya filleri basitliği oranında dikkate değer bir usulle yakalanır. Evcil dişi asya fillerinin üzerine binmiş profesyonel fil sürücüleri bir erkek asya fili'ni gözlerine kestirdikten sonra, dişileri onun emrine verirler. Erkek bütün dişi sürüsüyle çiftleşeyim derken, gece ve gündüz uyanık kalır, sonunda da yorgunluğa dayanamayıp uykuya dalar. Uyandığı zaman kendini sıkı sıkı zincirlenmiş bulur.
Asya fili sürülerini ele geçirmenin bir usulü, onları etrafı kapalı bir sahaya sürmektir. Bazen de sürünün bulunduğu sahanın, etrafına alelacele bambu sopalarından duvar örülür.
Filler Hindistan'ın kuzeyindeki Nepal ile Bengal'da bazen de kementlerle yakalanır. İki evcil asya fili yabani olanına iki yanından yaklaşır ve sürücü böylece ilmiği hayvanın boynuna geçiriverir. Fakat Mizor'da asya filleri 3 metre uzunluğunda, 220-250 santim eninde ve 4,5 - 5 metre derinliğinde tuzakların içine düşürülür.
Asya fili nasıl uyur:
Asya fili, Afrikalı akrabasından farklı olarak, dinlenmek için yere yatar. Uykusu geldiği zaman, ormanda heykel gibi hareketsiz durur. Aradan bir saat geçip ortalıkta ses, seda kesilince asya fili de birden kara bir gölge gibi sessizce yere çöker. Genel olarak iki nöbette uyur: İlk nöbet sabahın onundan öğleden sonra saat üçe, ikinci nöbet ise gecenin on birinden sabahın üçüne kadardır.
Flört ve Yavruların Büyütülmesi:
Asya filleri kafes içinde kolay kolay üremezler. Fakat tabiî bir dekor içinde tutulan esir asya filleri normal nispette üremeye devam ederler. Bu da sevişirken yalnızlık istemelerinden ileri gelir. Doğruluğu kesin olarak bilinmeyen bir iddiaya göre, balayına hazırlanan bir dişi asya fili bir çukur kazar, buraya birkaç haftalık ot ve meyva depo eder, sonra da borazan gibi sesler çıkararak eşini bekler.
Erkek asya fili ile dişisi, normal olarak, süresi birkaç gün ile birkaç hafta arasında oynayan bir flört devresi geçirirler. Sonra bir ay veya daha uzun bir süre beraber otlar ve yaşarlar. Balayı sona erdikten sonra dişi başka bir dişinin arkadaşlığını arar. İki dişi, yavrunun doğumunun birkaç zaman sonrasına kadar birbirlerinden ayrılmazlar. Yavruyu kaplanlardan korumak için her iki dişinin de tetikte olması lâzımdır. Çoğu dişiler on sekiz ve yirmi bir yaşları arasında ilk defa çiftleşirler.
Yavru asya filleri tabiatta ilkbaharda, mart ile nisan arasında dünyaya gelirler. Bir yavrunun doğumu yabani asya fili sürüsü için önemli bir olaydır. .Yavrular ekseriya geceleyin doğarlar. O zaman büyükler olayı devamlı böğürmelerle ve boru gibi sesler çıkarmakla müjdelerler. Bu tüyler ürpertici gürültüden gaye, yağmacıları, özellikle kaplanları korkutmak olmalıdır. Sürü, yavrunun dünyaya gelmesinden sonra bir, iki hafta aynı yerde toplu olarak kalır ve özellikle geceleri anne ile yavrusunun etrafında daire halinde bekler.
Yavrunun doğumunun ilk günlerinde anne bir tehlike karşısında yavrusunu hortumuyla yakalayıp emniyetli bir yere nakledebilir.
Yavru asya fili en azından üç, dört yıl annesinin izinden ayrılmaz ve ön bacaklarının arasındaki memelerden süt emer. Bir keresinde Mandalay sarayında annesi ölen bir kutsal beyaz fil yavrusu yirmi beş BurmaTı kadın tarafından emzirtilerek büyütülmüştü.
Asya fili beş yaşma gelinceye kadar hortumundan pek faydalanamaz, fakat bu devrede yavaş yavaş kendine yiyecek toplamaya başla*****^ anne sütüne bağlı olmaktan kurtulur. Dişiler hayatları süresince ortalama dört, beş yavru doğururlar. Arada ikizler de dünyaya gelir. Başka başka yaşlarda iki asya fili yavrusunun aynı annenin peşinde dolaştıkları da ender değildir. Bazen bir tek dişinin hayatı boyunca sekiz yavru doğurduğu görülür. Hele bir dişinin altmış bir yaşındayken doğurduğu bildirilmiştir.
On altı yaşındaki genç asya filleri delikanlılık çağma gelmiş olduklarından dişilerle flört etmeye başlarlar. Fakat erkekler cinsel arzuya bağlı çılgınlık nöbetlerine ancak yirmi bir yaşını geçtikten sonra tutulurlar. Bu devrenin belirtisi, gözlere yakın ve ağzın hemen yukarısındaki bir bezin yapışkan ve kuvvetli kokulu bir madde salgılamasıdır. Çılgınlık nöbeti genellikle sıcak havada görülür ve iki hafta sürebilir. Salgının en fazla olduğu devre otuz beş ile kırk beş yaş arasıdır. Fil bu zaman erkeklik hayatının zirvesindedir.
Çılgınlık nöbetindeki asya fili sağa, sola saldırır. Bu zamanlarda hayvana hiç güvenmeye gelmez. Salgı ağzının içine aktıkça büsbütün vahşileşir. Elli yaşındaki filde, bahsi geçen bezin salgısı azalır ve sonunda büsbütün yok olur.
Çılgınlık nöbeti geçiren asya fillerinin etrafı yağma ve imha eden başıboş azgın fillerle karıştırılmaması lâzımdır. Sürünün kanunlarına karşı geldiği için kovulan serseri fil, büsbütün yabanileşerek tehlikeli bir hal alır. Hele insanlar tarafından yaralanan bu gibi fillerden büsbütün sakınmak gerekir. Serseri bir fil eskiden Hindistan'da cellât vazifesi görürdü. Ender olarak dişi serseri filler de vardır.
ASYA fili veya öbür adıyla «Hindistan fili» (Elephas maximus), Hindistan'da, Seylân'da, Burma'da, Hintfiçini'de ve Malakka yanmadasmda Yaşar, Hintlilerin kutsal saydıkları hayvanların arasında fil, inekten sonra ikinci sırayı alır. Ganeş adındaki Hindu mabudu, fil kafalıdır. Budistler fili barış güverciniyle bir tutmaktadırlar. Budist efsanelerinden biri, Buda'yı öldürmesi için gönderilen çılgın bir fili konu olarak alır. Fakat karşılaştıkları zaman, Buda'nın, alnına dokunması üzerine, hayvan kutsal kişinin önünde eğilmişti.
Asya filleri nasıl ele geçirilir: asya filleri'ni ele geçirmede uygulanan birkaç metot vardır. Çok değerli sayılan iri erkek asya filleri basitliği oranında dikkate değer bir usulle yakalanır. Evcil dişi asya fillerinin üzerine binmiş profesyonel fil sürücüleri bir erkek asya fili'ni gözlerine kestirdikten sonra, dişileri onun emrine verirler. Erkek bütün dişi sürüsüyle çiftleşeyim derken, gece ve gündüz uyanık kalır, sonunda da yorgunluğa dayanamayıp uykuya dalar. Uyandığı zaman kendini sıkı sıkı zincirlenmiş bulur.
Asya fili sürülerini ele geçirmenin bir usulü, onları etrafı kapalı bir sahaya sürmektir. Bazen de sürünün bulunduğu sahanın, etrafına alelacele bambu sopalarından duvar örülür.
Filler Hindistan'ın kuzeyindeki Nepal ile Bengal'da bazen de kementlerle yakalanır. İki evcil asya fili yabani olanına iki yanından yaklaşır ve sürücü böylece ilmiği hayvanın boynuna geçiriverir. Fakat Mizor'da asya filleri 3 metre uzunluğunda, 220-250 santim eninde ve 4,5 - 5 metre derinliğinde tuzakların içine düşürülür.
Asya fili nasıl uyur:
Asya fili, Afrikalı akrabasından farklı olarak, dinlenmek için yere yatar. Uykusu geldiği zaman, ormanda heykel gibi hareketsiz durur. Aradan bir saat geçip ortalıkta ses, seda kesilince asya fili de birden kara bir gölge gibi sessizce yere çöker. Genel olarak iki nöbette uyur: İlk nöbet sabahın onundan öğleden sonra saat üçe, ikinci nöbet ise gecenin on birinden sabahın üçüne kadardır.
Flört ve Yavruların Büyütülmesi:
Asya filleri kafes içinde kolay kolay üremezler. Fakat tabiî bir dekor içinde tutulan esir asya filleri normal nispette üremeye devam ederler. Bu da sevişirken yalnızlık istemelerinden ileri gelir. Doğruluğu kesin olarak bilinmeyen bir iddiaya göre, balayına hazırlanan bir dişi asya fili bir çukur kazar, buraya birkaç haftalık ot ve meyva depo eder, sonra da borazan gibi sesler çıkararak eşini bekler.
Erkek asya fili ile dişisi, normal olarak, süresi birkaç gün ile birkaç hafta arasında oynayan bir flört devresi geçirirler. Sonra bir ay veya daha uzun bir süre beraber otlar ve yaşarlar. Balayı sona erdikten sonra dişi başka bir dişinin arkadaşlığını arar. İki dişi, yavrunun doğumunun birkaç zaman sonrasına kadar birbirlerinden ayrılmazlar. Yavruyu kaplanlardan korumak için her iki dişinin de tetikte olması lâzımdır. Çoğu dişiler on sekiz ve yirmi bir yaşları arasında ilk defa çiftleşirler.
Yavru asya filleri tabiatta ilkbaharda, mart ile nisan arasında dünyaya gelirler. Bir yavrunun doğumu yabani asya fili sürüsü için önemli bir olaydır. .Yavrular ekseriya geceleyin doğarlar. O zaman büyükler olayı devamlı böğürmelerle ve boru gibi sesler çıkarmakla müjdelerler. Bu tüyler ürpertici gürültüden gaye, yağmacıları, özellikle kaplanları korkutmak olmalıdır. Sürü, yavrunun dünyaya gelmesinden sonra bir, iki hafta aynı yerde toplu olarak kalır ve özellikle geceleri anne ile yavrusunun etrafında daire halinde bekler.
Yavrunun doğumunun ilk günlerinde anne bir tehlike karşısında yavrusunu hortumuyla yakalayıp emniyetli bir yere nakledebilir.
Yavru asya fili en azından üç, dört yıl annesinin izinden ayrılmaz ve ön bacaklarının arasındaki memelerden süt emer. Bir keresinde Mandalay sarayında annesi ölen bir kutsal beyaz fil yavrusu yirmi beş BurmaTı kadın tarafından emzirtilerek büyütülmüştü.
Asya fili beş yaşma gelinceye kadar hortumundan pek faydalanamaz, fakat bu devrede yavaş yavaş kendine yiyecek toplamaya başla*****^ anne sütüne bağlı olmaktan kurtulur. Dişiler hayatları süresince ortalama dört, beş yavru doğururlar. Arada ikizler de dünyaya gelir. Başka başka yaşlarda iki asya fili yavrusunun aynı annenin peşinde dolaştıkları da ender değildir. Bazen bir tek dişinin hayatı boyunca sekiz yavru doğurduğu görülür. Hele bir dişinin altmış bir yaşındayken doğurduğu bildirilmiştir.
On altı yaşındaki genç asya filleri delikanlılık çağma gelmiş olduklarından dişilerle flört etmeye başlarlar. Fakat erkekler cinsel arzuya bağlı çılgınlık nöbetlerine ancak yirmi bir yaşını geçtikten sonra tutulurlar. Bu devrenin belirtisi, gözlere yakın ve ağzın hemen yukarısındaki bir bezin yapışkan ve kuvvetli kokulu bir madde salgılamasıdır. Çılgınlık nöbeti genellikle sıcak havada görülür ve iki hafta sürebilir. Salgının en fazla olduğu devre otuz beş ile kırk beş yaş arasıdır. Fil bu zaman erkeklik hayatının zirvesindedir.
Çılgınlık nöbetindeki asya fili sağa, sola saldırır. Bu zamanlarda hayvana hiç güvenmeye gelmez. Salgı ağzının içine aktıkça büsbütün vahşileşir. Elli yaşındaki filde, bahsi geçen bezin salgısı azalır ve sonunda büsbütün yok olur.
Çılgınlık nöbeti geçiren asya fillerinin etrafı yağma ve imha eden başıboş azgın fillerle karıştırılmaması lâzımdır. Sürünün kanunlarına karşı geldiği için kovulan serseri fil, büsbütün yabanileşerek tehlikeli bir hal alır. Hele insanlar tarafından yaralanan bu gibi fillerden büsbütün sakınmak gerekir. Serseri bir fil eskiden Hindistan'da cellât vazifesi görürdü. Ender olarak dişi serseri filler de vardır.