İslam dünyasında siyasi itikadi ayrımlar Hz. Muhammed'in (s) 632 tarihinde vefatıyla birlikte başlamıştır. Yaşadığı sürece peygamber kimliğinin yanı sıra siyasi önder vasfını da kendisinde bulunduran Hz. Peygamberin artık hayatta olmayışı müslüman toplumu yeni önderin kim olacağı sorusuyla karşı karşıya bırakmıştı. Sakife denilen yerde toplanan bir grup Müslüman hilafete Ebu Bekir'i seçmiş daha sonra Şii olarak adlandırılacak olan Ali taraftarı bir grup Müslüman da Muhammed'in damadı olan Ali'nin bu göreve daha layık olduğunu ve Ebu Bekir'i seçen grubun hak yoldan saptığını düşünmüştü.
Hz. Peygamberin vefatının üzerinden yaklaşık otuz yıl geçtikten sonra İslam toplumu ilk iç savaşı yaşamıştır. Bu savaş Müslümanların üç grubunu birbirinden kesin olarak ayırmıştır.
Sünniler Sünnilik: Sünniler ilk dört halifenin (Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali) Kur'an ve Sünnet'e uygun hak yöneticiler olduğuna ancak sonradan gelen çoğu halifenin önceki halifelerin standartlarına uymakta başarısız olduğuna inanmaktaydılar. Ancak ilk halifeler kadar başarılı olamadıysalar da Sünni ulemaya Müslümanlar sonradan gelen otoritelere de itaat etmeleri gerekliydi. İtaat, siyasi itaatsizlik sonucu doğacak kargaşadan daha hayırlıydı.
Şiiler – Şia: Ali'yi ilk ve Hak İmam kabul ediyor ve diğer ilk üç halifeyi reddediyorlar ve yöneticiliğin (İmamet) Hz. Muhammed'in ailesi ve soyundan olan İmamlar tarafından yapılması gerektiğine inanıyorlardı. Şiiler ve bazı Sünni bilginler Ali'nin oğlu Hasan'ı halife ilan ettiler. Tarihi kayıtlar Hasan'ın altı ay yöneticilik yaptığını kaydetmektedirler.
Hariciler Haricilik - Başlangıçta dördüncü halife olarak Ali'ye bağlıydılar ancak sonraları sorunun çözümü için Hakeme baş vurmayı isteyerek Ali'ye karşı çıktılar. Günümüzde Haricilerden bir grup Yemen ve Oman bölgelerinde varlığını sürdürmektedir.
Bu üç grubun dışında da gruplar olmasına rağmen günümüze kadar gelememişlerdir.
Alıntı

Asrevya

Üyelik tarihi
03 Şubat 2015
Bulunduğu yer
Antalya
Mesajlar
20.169
Seslenildi
1439 Mesaj
Etiketlendi
51 Konu
İslâm Düşüncesinde Siyasî-İtikâdî Yorumlar
11 Şubat 2015
- Paylaş
- Share this post on
Digg
Del.icio.us
Technorati
Twitter
Değeri değere değen kavrar.
Bilgi kokmayan karşı çıkışlarda cehalet kokusu ve kompleks vardır.