Yaşadığı ilişki içerisinde yalnız kalsa da o sevmeye devam eder. Haftada bir gün sevdiğinin yanında olmaya yetinmeye çalışarak sevmeye devam eder.
Sadece biraz şefkat ister aslında, sadece biraz ilgi… Saçının okşanmasını ister, hayatım bugünün nasıl geçti diye sorulmayı… Aranmayı bekler. Aidiyet duygusunun yaşatılmasını bekler. Kadınlığının hissettirilmesini ister. Özlenildiğini, önemsendiğini, sevildiğini bilmeyi ve hissettirilmeyi… Bunları yapabilen erkeğe de her anlamda onu taşıyabileceği yol arkadaşı olmak ister.
Kadının gidişi bir anda olmaz; günlerin, haftaların, ayların birikimidir bu gidiş… Halbuki her şeye rağmen hep gülümsemiştir bu kadın. Yüreğini koymuştur sevgisine…
Bir kadın her türlü sarsıntıya dayanır, öyle bir yürektir ki onun yüreği hiçbir dalgada alabora olmaz. Kadın sevdiği zaman her şeyi ile sever. Yüreğinin içine sokarcasına sever.
Üst seviyeye çıkamayan ilişkiye körü körüne bağlanmakla, zaaflar, alışkanlıklar arasında gel-gitler yaşadığı anlarla boğuşup durur.
Bir kadın ne zaman gider?
Seçeceği erkeğin güçlü, kendinden emin, kendi içinde her şeyi çözmüş, tek eşli olarak bir ilişkiye sahip çıkabilecek, ne istediğini bilen, ayakları yere sağlam basan, kibirsiz, kadınına kadınlığını hissettirebilecek, aşırı bencil olmayan, ona saygı duyan, oyalamayan, bir ilişkiye bağlanmaktan korkmayan, yalan söylemeyen, öz güvenli, tam ve bütün bir erkek olduğunu göremiyorsa ve kendi içinde tam olmayı başarabilmiş, kendi ile barışık gerçek bir kadınsa -evet her ne kadar hoşlanmış olsa da o adamdan-, bir ilişkiye bile başlamadan gider.
Bir ilişki içindeyken ise; geleceğinin yatırım yaptığı ilişkide hiçbir yere gitmediğini ve karşı tarafın hiçbir şey yapmadığını anladığı zaman… Çok zordur bunu anlamak çünkü anlamak istemez bir türlü…
Sevdiği erkeğin her sabah kendisiyle uyanmak istemediğini fark ettiğinde gider kadın…
Erkeğini kapıda karşılamak, çalışıyorsa erkeği tarafından karşılanmak ister kadın… Onu özlemle bekleyen erkeği ister kadın… Önemsenmek ister, çünkü kadın önemsemeyi bilir.
Bir kadın sevdiği erkekten vazgeçme anına geldiyse mantığı duygularının önüne geçmiştir artık. Öylesine yorulmuştur işte…
Kadın biz dedikçe erkek ben demeye devam ediyorsa gitme zamanı gelmiştir artık…
Bir gün gelir kadının mantığı; sevgisinin önüne geçer, yorulmuştur çırpınan, pervane olan yüreği… Oysa ki; ne emekler vermiştir, ne anlar paylaşmıştır beraber…
Gitmek kolay değildir çünkü. Öyle şeyler yaşanmıştır ki; öyle hatıralar, öyle sarılışlar, öyle dokunuşlar… Kolay değildir uzun zamandan sonra alıştığın insanı, teni, sohbetini, varlığını bırakıp gitmek…
Öyle bir an gelir ki; bekleyişlerin ağırlığını taşıyamaz olur. Bir yandan dakika, dakika birlikte geçen geçmişi düşünürken; neler yaşanmıştı beraber… Ne kahkahalar, ne gözyaşları… Gözlerinin içine bakarken kalbin küt küt atışı… Dokunduğunda içine akan sıcaklığı… Bir yanda duygular, bir yanda mantığın acı nağmesi… Nereye gidiyorum ben haykırışları… O nefesin varlığını bir daha duymamak…
Yüreğin kaybolurken, gözyaşları ile gitmek var ya… Yarım kalan hikayenin ardından ayrı yollar, ayrı bir hayat…
Benden vazgeçemez dediğin kadın; gün gelir, usulca gider, sessizce…
Bir kadın hiçbir şeyi unutmaz. Kimi zaman içine atar, kimi zaman dışarı döker. Eğer içine atıyorsa o kadının an gelip gitmesinden, onu kaybetmekten korkun. Çünkü bir kadın sevdiğine, ilişkisine çok bağlıdır. Eğer gitmeye karar verdiyse inanın bu çok ama çok zor olmuştur.

Her gün arayan kadın aramaz olmuştur.
Seni özledim yanıma gelir misin diyen kadın demez olmuştur.
Yanaklarınızı sıkıştırıp, seni seviyorum diyen o kadın yoktur artık…
Çünkü olumsuz cevaplardan yorulmuştur. Zaman tanımaktan, anlayış göstermekten yorulmuştur.
Ben hazır değilim cümlesini duymaktan yorulmuştur.
Yalnız bırakılmaktan yorulmuştur.
Erkeğin arayışlarından yorulmuştur.
Alttan almaktan yorulmuştur.
Kaybetmemek uğruna sürekli vermekten ve almamaktan yorulmuştur.
Erkeğin ilgisizliğinden, bencilliğinden, doyumsuzluğundan yorulmuştur.
Sevgisini, aşkını tek başına yaşamaktan yorulmuştur.
Sevdiği erkeği hayat eşi olmasını beklerken, hayal kırıklıkları yaşatılmaktan yorulmuştur.
Yalanlardan, aldatmalardan yorulmuştur.
Beklemekten yorulmuştur.

İçi kan ağlayarak gider kadın, sevgisini yüreğine gömerek gider, hala severek gider. Hala yüreğinde bir küçük umutla gider. Ama her ne olursa olsun, o an geldiğinde arkasına bakmadan gider. Bir daha ulaşılamayacak kadar emin gider. Hele ki, gerçek ve doğru kadınsa giden, kalan erkeğe de sadece pişmanlık ve arkasından bakakalmak düşer.
Çünkü artık zamanı gelmiştir ve hiç kimse vazgeçilmez değildir.