Adı fazla bilinmeyen ve başka hastalıklarla karıştırılabilen İPF, geç fark edildiğinde öldürücü olabiliyor. Konu ile uyarılarda bulunan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Adnan Kazım Usalan, kimlerin İPF riski taşıdığını ve hastalığın belirtilerini anlattı.

Başlıca belirtileri; bitkinlik, kilo kaybı, kuru öksürük, nefes darlığı, fiziksel aktivitelerde kısıtlılık… İdiyopatik Pulmoner Fibrozis (İPF), bu belirtilerle başka hastalıklarla karıştırılabiliyor. Nedeni henüz bilinmeyen İPF’ye kimler daha yatkın? Medical Park Tarsus Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Adnan Kazım Usalan cevapladı.
Usalan, İPF'de akciğerlerdeki hava keseciklerinin çevresindeki dokuların kalınlaştığını ve oksijenin kana geçişinin zorlaştığını belirtti. Dokudaki bu değişimin nedeninin bilinmediğini kaydeden Dr. Usalan, İPF'nin kesin bir tedavisinin olmadığını söyledi.

İPF hastalığına Türkiye’de rastlanma sıklığının yaklaşık 100 bin hastada 18 olduğunu vurgulayan Dr. Adnan Kazım Usalan, hasta sayısının ise 12 bin 800 olarak tahmin edildiğini ifade etti. Çoğunlukla 50 yaşından sonra karşılaşılan İPF'nin diğer birçok solunum hastalığına benzeyen belirtiler gösterdiğini vurgulayan Dr. Usalan, “Bu hastalık, bitkinlik, kilo kaybı, kuru öksürük, nefes darlığı, fiziksel aktivitelerde kısıtlılık gibi belirtilerle ortaya çıkıyor. İPF hastalığı genellikle sigara içen ya da geçmişte içmiş kişilerde görülmektedir” dedi.

EN BÜYÜK NEDENİ SİGARA
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Adnan Kazım Usalan, İPF'nin genetik kökenli olabilmekle birlikte tozlu-dumanlı ortamlarda çalışan kişilerde veya viral enfeksiyon geçirmiş olanlarda da görülebildiğini ifade etti. Dr. Usalan, hastalığın etkilerini anlatırken, “Hastalar duş almak, giyinmek gibi günlük hayatta yaptıkları çok küçük hareketlerde bile nefes darlığı çekiyorlar. Hastalık ilerledikçe, istirahat durumunda bile nefes darlığı hissediliyor. Özellikle 50 yaşın üzerinde kuru öksürük ve efor sırasında nefes darlığı olan hastaların İPF konusunda araştırılması gerekiyor” dedi.
İPF hastaları için geçmişte özel ilaç kombinasyonları uygulandığını ancak sonuç alınamadığını kaydeden Dr. Adnan
Kazım Usalan şöyle devam etti:
“Teşhisin erken konulması ve tedavinin hemen başlamasının olumlu etkileri olduğu bilinse de hastalığın ilerlemesi halinde akciğer nakli yapılması gerekiyor. Bu hastalık tedavi edilmediğinde veya tedaviye cevap alınamadığında, yaşam süresi yaklaşık 2-3 yıl oluyor.”