AYM’den TSK’da ifade özgürlüğü kararı

Birlikteki tüm personelin eşit sayıda nöbet tutması için üst amirlerine dilekçe yazan bir yüzbaşı, adab dışı üslup kullandığı gerekçesiyle kınama cezası aldı. Bir üst amirden de olumsuz yanıt alan Yüzbaşı’nın son çare olarak başvurduğu Anayasa Mahkemesi, “İfade özgürlüğü ihlal edilmiştir” dedi.

Anayasa Mahkemesi, Piyade Yüzbaşı B.K.’nin, sıralı amirlerine verdiği dilekçe dolayısıyla disiplin cezası ile cezalandırılmasının ifade özgürlüğünü ihlal olarak kabul etti.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nde görevli Yüzbaşı, tüm birlik personeline eşit sayıda nöbet yazılması, sınırda görev icra eden personelin hudutta geçirdiği günlerin de göz önünde bulundurularak eksik nöbet yazılması ve benzeri taleplerle, alay komutanlığına bir dilekçe yazdı.

Alay Komutanlığı, yüzbaşının dilekçesindeki, “mevzuatta yeterince açık”, “bu husus düzeltilmediği sürece birliğimizde dedikoduya mahal vereceği ve personel arasında husumet yaratacağı kanaatindeyim” şeklindeki ifadelerin askerlik adabı, askeri yazışma kuralları ve üst amire hitap kuralları ile bağdaşmadığı gerekçesiyle yüzbaşının savunmasını istedi. Savunma sonrası yüzbaşıya kınama cezası verildi.

Yüzbaşı'nın cezanın iptali için bir üst amirine yaptığı itiraz da Tugay Komutanlığı tarafından reddedildi. TSK Disiplin Kanunu uyarınca mahkemeye başvuru hakkı olmayan Yüzbaşı son çare olarak Anayasa Mahkamesi'ne bireysel başvuruda bulundu.


Anayasa Mahkemesi, Yüzbaşı'nın ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddiasını oy çokluğuyla kabul etti. Kararda, “Başvurucunun kullandığı üslup nedeniyle kınama cezası ile yaptırım uygulanmasının demokratik toplum düzeninde zorunlu bir ihtiyacı karşılamadığı değerlendirilmiştir” denildi.

“DİSİPLİNİN TESİSİ VE İDAMESİ İÇİN GEREKLİ”

Başkan Kadir Özkaya ve Üye Yıldız Seferoğlu karara uymadı. Karşı oy gerekçesinde şu ifadelere yer verildi: “TSK'da olması gereken etkin bir disiplin sisteminin tesisi, muhafazası ve idamesi için, askeri hiyerarşi ve disiplin içinde bulunan personelin askeri makamlara sundukları dilekçelerde belli usullere uygunluğun aranmasının ve bunlara aykırı davrananlara uygulanmak üzere disiplin yaptırımlarının bulunmasının demokratik toplum düzeninde gerekli olmadığı söylenemez.”