Meksika’da antik demokratik senatonun kanıtları bulundu
Erken demokratik toplumları düşündüğünüzde muhtemelen eski Yunan akla geliyor. Bununla birlikte, son 20-30 yılda, arkeologlar, modern toplumların tek adam yönetimleri yerine toplu örgütlenmeye dayandığına dair kanıtlar keşfettiler.




Yakın geçmişteki arkeolojik atılımlar, eski Mezo-Amerikan kenti Tlaxcallan’ın bir senatoya sahip olduğunu ortaya koydu, ancak bu makam için adaylar açlık, halkın linç girişimlerine ve ve yıllara yayılan ağır çalışma şartlarına tabii tutuluyorlardı.



SİYASİ MAKAM SAHİBİ OLMANIN BEDELİ ÇOK AĞIRDI
Meksika’da şu an Tlaxcala yakınlarında bulunan Tlaxcallan M.Ö. 1250 civarında inşa edilmiş ve yaklaşık 100 erkekten oluşan bir ‘senato’ oluşturmuştur. Siyasi makama atanmak ise azımsanacak bir başarı değildi. Science dergisine göre, adaylar eğitilmiş savaşçılardı ve topluluk önünde çıplak ayakta durmak zorunda kalırken, halk tarafından yumruklanıp, tekmeleniyorlardı.
Ardından, ölümcül açlıkla sınanarak 2 yıl kadar bir süre tapınakta tutuluyorlardı, uyurken kamçı ile dövülüyor ve vücudu kanlı yaralarla doluyordu. Şehrin rahipleri ise onları ahlaki ve yasal kurallar için eğitiyorlardı.




Bu yorucu süreç, 1500’lü yıllarda bir İspanyol rahibesi tarafından belgelendi, ancak o günden bu yana Purdie Üniversitesi’nden Richard Blanton’ın liderliğinde ve danışmanı Lane Fargher ile gerçekleşen arkeolojik çabalar sonucu, bu bir nevi cumhuriyetin kanıtları ileri düzeye ulaştı.
Bilim insanları, toplumda tam bir demokrasi görülmese de, halkın hükümetlerde söz sahibi olduklarını belirtiyorlar. Bununla birlikte iktidarı paylaşan birkaç yönetici vardı.


TÜM SINIFLAR YÖNETİCİ KONSEYDE YER ALABİLİRDİ

Son 20-30 yılda, Kolomb öncesi MezoAmerika’da toplumların güçlü krallar tarafından yönetildiği düşünülüyordu. Ancak Tlaxcallan’ın da aralarında bulunduğu bazı bölgeler, otokratik bir yönetimin ortak belirtilerinin çoğundan yoksundu. Science dergisine göre devlet ve liderler, vergilere dayanıyorlardı ve tüm sınıflardan insanlar iktidar yerine yönetici konseyin bir parçası haline gelebilirdi.
Araştırmacılara göre, Tlaxcallan’da yaşayan birçok farklı etnik grup ve birçokları mülteci olarak yaşarken, yeterince güçlü bir savaşçı olan herkes senatoya katılabilirdi. Şehrin kolektif örgütüne bir örnek ise kentin en büyük halk alanlarından birinin yakınında inşa edilmiş evlerin kanıtı olarak görülüyor.



Fargher “Başka herhangi bir Mezoamerikan bölgesinde, ana meydanın yanında muazzam bir sarayınız olurdu. Burada ise oldukça mütevazı bir evimiz var.” diyor. Araştırmacılar, büyük anıtlara odaklanan diğer Mezo-Amerikalı toplumların aksine, şehir genelinde açık bir hiyerarşiye dair ufak işaretler barındıran ızgara benzeri bir şehir kurulumu olduğunu belirtiyor.
Ancak yakınlardaki Teotihuacan kentinde ise arkeologlara kendi aralarında bölünmüş durumda bulunuyor. Bazıları, piramitler gibi büyük yapılara sahip olduğu için muhtemelen güçlü bir yönetişime sahip olduklarını söylerken, bazıları ise ızgara düzeninin kolektif yönetişime odaklanıldığına dair işaretler taşıdıklarını söylüyor.
Blanton Science dergisine verdiği demeçte , “Demokrasi tek seferlik tek bir olay değildir, Gelip gidiyor ve sürdürülebilir kılmak çok zor.” diyor.
Çeviri: Reha BAŞOĞUL