Ben de kendimden biraz bahsedeyim.
Hayatı genel olarak okullarda geçmiş biriyim. Daha ilkkokulda öğretmenin parmak uçlarıma attığı cetvel acılarından dolayı "kesin ben okumayı ilkokulda bırakırım" diye düşünsemde, bu düşünceme rağmen istikrarla bırakmadım. Hatta ortaokul, lise, üniversite, formasyon, yüksek lisans diye sıralayacak olursak baya hırs yaptığım aşikâr. Hırs demişken, hırsı sadece insanların kendilerini geliştirme, geçindirme konusunda severim. Onun harici fitne fesat barındıran hırsı da hırslı insanları da sevmem. İyisine mi sahibim? Daha iyisi sizin olsun. Neyse okumayı bırakmama sebep olacak çok şey yaşasamda bırakmadım. Öyle ya en belirgin özelliklerimden biridir inat. Bir diğer belirgin özelliğim haksızlığa gelememem. Kafasına silahta dayansa haksızlığı asla kabullenmeyecek biriyim. Haksızlığa direndiğim yolda ölüm makbüldür bana.
Salaş mekanları, sessizliği, kendinle dalga geçmeyi bilen mütevazi insanları severim. İnsanlar insanları belirli kalıplara koymayı severler fakat ben başına buyruk bir atım. Yalnızlık gibi bi derdim yok olmadı da hiç bir zaman severim yalnızlığımı. İnsanlar yalnızken melankolik bir yaşama bürünür genelde ama bende durum tam tersi oluyor. Kalabalıkta boğuluyorum, hatta kusacak gibi oluyorum desem yeridir. Bu yüzden geriden bakmayı, çoğu zaman izlemeyi, insanları sormadan/sorgulamadan analiz ederek tanımayı severim. İlk etkileşime inanırım, ilk an elektrik almadığım insanlardan uzak dururum -saygıda kusur etmesem de sevgimi eksik ettiğim doğrudur.- İçimde ki angaryasever "aman, ben kötü olmayayım, herkes beni sevsin, herkesle iyi geçineyim" demeyi hiç beceremezken, işbitirici tarafımda hep "insanları çözmek için saygı çerçevesinde daha sağlam eleştir" baskısına başladığında, "efendi, ağır insan" algısının yerine "sivri dil" ve belki "geçimsiz/zor" olduğumla ilgili başka bir algı daha yerleşti çoğu zaman. Olsun önemli değil, işte bunu koyver gitsin.
Hayatta her insanın değer yargıları vardır. Değer yargılarıma dokunulmadığı sürece sakinimdir. Öyle ki yüksek sesli konuşan ve gülen insanlar dahi beni rahatsız edebilir. Zengin olmasam da, zengin kalkışlarım meşhurdur. Karşımdakine göre hiç bir şey yokken sessiz sedasız kapıyı çeker giderim, geriye kuru gürültü ve anlamsız bir kaç kelime bırakmadan. Cümleden çok cümle aralarını okurum, dikkatli ve detaycıyımdır. Karar aldığım bir şeyden döndüğüm görülmemiştir bu huyum sayesinde. Bu yüzden Nigrum kararsızlıktan hoşlanmaz, istikrarlıdır.
Bu yaşıma kadar birçok şey yaşadım gördüm sevginin de, hayal kırıklığınında, birine güvendikten sonra yanılmanında dibini gördüm. Artık sevgiden tiksinen belki de duyguları yozlaşmış bir bireyim ve annem dışında hayatımdan çıkaramam diyebileceğim tek bir insan "yok". Kimi zaman yüreğimde derinlerde bir yerlerde birilerini öldürmeye kalkmış fakat katliam yapmış biriyim bu yüzden yaşadıklarım ders yaşamadıklarım eksik olsun diyebilirim.
Sanırım bu kadar yeterli, bu kalem yazınca susmak bilmez.
Nigrum
Üyelik tarihi
05 Haziran 2016
Bulunduğu yer
T.c
Mesajlar
3.981
Seslenildi
202 Mesaj
Etiketlendi
57 Konu
Ruh Hali
Nigrum
13 Aralık 2016
- Paylaş
- Share this post on
- Digg
- Del.icio.us
- Technorati
Ben, hüznün sınırını geçeli çok oldu.