Günün Sözü DamlaPenia.
Her şey neye layıksa ona dönüşür. -Mevlana
Etiket Listesi

Like Tree2Beğeniler
  • 1 Post By Damla
  • 1 Post By Damla
Seçenekler
Seçenekler
Stil
Damla - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Üyelik tarihi
15 Aralık 2014
Bulunduğu yer
İzmir.
Mesajlar
45.994
Seslenildi
8368 Mesaj
Etiketlendi
235 Konu

gul Çanakkale Muharebeleri ve Mustafa Kemal | Atatürk Günlüğü

07 Mart 2019
1

Çanakkale Muharebeleri ve Mustafa Kemal | Atatürk Günlüğü



Çanakkale farklı anlamı olan bir savaş, adeta destansı bir öykü. Türk halkının duygulu yüreğinden kopup gelen türkülerde, Mehmet Akif’in mısralarında nesilden nesile aktarılarak yaşanan, hissedilen bir savaş... Hiçbir devletin, hiçbir ordunun, hiçbir silahın, vatan sevgisinden daha güçlü olmadığını, olamayacağını öğreten bir savaş...İnsanın iliklerine kadar işleyen derin bir sızı, aynı zamanda görkemli bir gurur tablosu....En önemlisi Türk Milletine Mustafa Kemal’i kazandıran bir savaş...

Çanakkale Muharebeleri hiç şüphesiz, Atatürk’ün 19’uncu Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, Anafartalar Grup Komutanı Albay Mustafa Kemal olarak tarih sahnesinde parladığı yerdir.

Dönemin İngiltere Dışişleri Bakanı Sir Edward Grey’in söylemiyle,
“Tarihteki hiçbir olay, Çanakkale Muharebeleri’nde olduğu kadar yapılan plan ve öngörüleri boşa çıkartmamış, alınan kararları karıştırmamış ve belirlenen stratejik kuralları bozamamıştır.”

Mustafa Kemal’in Çanakkale savunmasında ortaya koyduğu sevk ve idare yeteneği konusunda Yeni Zelandalı tarihçi Alan Moorehead,

“Mustafa Kemal’in savaş güdümünde gösterdiği şaşırtıcı başarılar takımı bu tarihten sonra başlar. Ne Liman von Sanders’in ne de başkasının göremediğini o görmüş, Gelibolu Yarımadasına ancak Conkbayırı ile Kocaçimen’den egemen olunabileceğini o anlamıştı. Müttefik devletler burayı ele geçirselerdi, bütün Boğaz’a egemen olurlar ve 20 km.lik bir çevreyi istedikleri gibi top ateşine alabilirlerdi. Küçük rütbeli ama dâhi bir Türk subayının orada bulunması, İtilâf Devletleri için harbin en büyük talihsizliklerinden biri oldu.” sözleri tarihe geçen kayıtlardan sadece biridir.

20’nci yüzyılın ilk çeyreğinde yaşanan savaşın onlarca cephesinden sadece bir cephesiydi Çanakkale... İlk defa bir savaş için, dünya savaşı tanımı telaffuz edildi.

Takvimler 1914 yılının 28 Haziranını gösterdiğinde bu savaşın fitili ateşlendi, Avrupa’nın hiçbir parçası ortaya çıkan bu mücadelenin uzağında kalamadı, tıpkı Osmanlı Devleti gibi...Bu savaşta Türk ordusu Osmanlı Devleti’nin köhnemiş yapısına rağmen İngiliz, Fransız ve Rus ordularına karşı çok cepheli bir savaşı gerçekleştirdi.

1915 yılına gelindiğinde savaşın öyle düşünüldüğü gibi kısa sürede sona ermeyeceği anlaşılmıştı. İngiltere’de dönemin politikacıları arasında bulunan Lloyd George ve Winston Churchill, yeni bir şey peşindeydiler. Lloyd George 1915’in ilk gününde yalnızca açık ve kesin bir zaferin işaretlerinin, fedakârlıkların boşa gitmediği konusunda halkı tatmin edeceğini ve tarafsız devletleri, şanslarını İttifak Devletlerinden yana denemeye ikna edeceğini ileri sürdü. Churchill, Çanakkale Boğazına bir deniz saldırısını bu hedeflere ulaşmanın yolu olarak gördü. Savaş konseyi Ocak ayı ortasında böyle bir harekât için hazırlıkların yapılması konusunda fikir birliğine vardı.

Ertesi ay Gelibolu Yarımadası alınarak İstanbul yolu açılabilir görünüyordu. Türkler savaşta yere serilebilirdi. Kullanılacak savaş gemilerinin, göze çarpacak biçimde yerleştirilmiş birkaç tane Türk kıyı bataryasının bu başarının önünü keseceğine inanmak gerçekten zordu.

15 inçlik son model topları olan hızlı savaş gemisi Queen Elizabeth’in de içinde yer aldığı armadanın karşısında Türklerin bir rakip olarak fazla ciddiye alınması gerekmiyordu. 13 Ocak 1915’te Londra’da toplanan Savaş Konseyinde Çanakkale Boğazına denizden taarruz planı kabul edildi. Bu plana göre Boğaz girişindeki tabyalar Birleşik Filoya ait zırhlıların uzun menzilli toplarıyla dövülecek, daha sonra Boğazın içindeki kaleler teker teker tahrip edilecek ve son olarak mayın hatlarında açılacak bir gedikten filonun İstanbul’a ilerlemesi sağlanacaktı. 28 Ocak’ta kesinleşen planı
Churchill Fransız hükümetine bildirdi. Fransa’da da alternatif cephe fikrine destek olanlar vardı. Fransız toprağındaki ürkütücü Alman varlığı kaçınılmaz bir gerçekti.

Sonunda Fransızlar, Amiral Carden’in emrine Amiral Guepratte komutasında bir filo göndermeyi taahhüt ettiler.

Rusya’da planı onayladı, Askold kruvazörünün Birleşik
donanmanın emrine verileceğini ve Boğaz açıldığı takdirde bir Rus kolordusunun İstanbul’un işgalinde görev alacağını bildirdi.

Bu sırada Türk tarafında Çanakkale Boğazının savunulmasından sorumlu kara birlikleri Başkomutanlığa bağlı olarak Tekirdağ’da bulunan 3’üncü Kolordunun emrinde bulunuyordu. Bu birlikler Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanlığı, 7, 8, ve 9’uncu Piyade Tümenleriyle 3’üncü Süvari Tugayı idi. 8’inci Tümen Sina cephesine gönderilince yerini Tekirdağ’da Yarbay Mustafa Kemal’in emrinde bulunan 19’uncu Tümen aldı. Bu tümen başlangıçta Ece Limanı, Seddülbahir ve Morto Limanı arasındaki kıyının korunmasıyla görevliydi. Müstahkem Mevkiye bağlı Tayyare Müfrezesinden başka deniz gücü olarak hafif bir filo da Nara Burnunda demirlemişti.

Müttefik devletlere ait savaş gemileri ilk olarak 1914, 3 Kasımında saldırıya geçti. Bombardıman sonucu Ertuğrul Tabyasında önemli bir hasar olmadı, ancak Boğazın Anadolu yakasındaki Kumkale ve Orhaniye Tabyaları hasar gördü ve Seddülbahir’de hasarla birlikte şehit düşenler ve yaralananlar oldu. Bu saldırıda Türk tarafının toplam kaybı 5 şehit, 2 yaralı olmak üzere 7 subay, 66 şehit, 19 yaralı olmak üzere 85 erdi.

3 Kasım taarruzunu müteakip Tekirdağ’daki 3’üncü Kolordu karargâhı Başkomutanlığın emriyle Gelibolu’ya alındı.

Boğaza yönelik ikinci saldırı 19 Şubat günü yapıldı. Hava açık, deniz durgundu. Sabah saat 09:35’te Kumkale ve Orhaniye tabyalarına ateş açılmasıyla başlayan bombardıman sonradan Ertuğrul ve Seddülbahir’i içine aldı. Menzil 17 bin metrenin üstünde olduğundan tabyalar bir karşılık veremediler. Uçak ve gemi gözetlemesi ile sat 12:00’ye kadar süren ateşe saat 14:30’a kadar ara verildi. Bu saaatte yeniden başlayan
bombardımanda, tabyaların ateş çemberi içinde kalan gemiler 7000 metreye kadar sokulmakta ve menzil dışındakiler de tabyaların erişemeyeceği bir mesafeden atışlarını sürdürmekteydiler. Saat 17:30’a kadar süren bombardımandan sonra düşman filosu geri çekildi. Yalnız Orhaniye ve Ertuğrul tabyaları 38 mermi ile karşılık verebilmişler ve iki düşman gemisinin üzerinde isabet sağlamışlardı. Türk tarafının kaybı 2 subay, 2 er ve 11 yaralıdan ibaretti. Tahribat en çok Kumkale’de olmuştu.

Daha fazla zayiat vermek istemeyen Amiral Carden, Birleşik filonun geri çekilmesini emretti. Kötü hava koşulları ve fırtına bir sonraki saldırıyı günlerce engelledi, ancak hava düzeldiğinde haberler İtilâf Devletleri için olumluydu. 25 Şubat günü donanmanın açtığı top ateşleri başlangıçta Çanakkale Boğazının girişindeki kalelerin susturulmasında başarılı oldu. Agamemnon ve Gaulois zırhlıları yara almış olsa da Birleşik Filo ateşleri Boğazın giriş tabyalarını bütünüyle hasara uğratmış, 18 Mart’a kadar çeşitli aralıklarla yapılan taaruzlarla boğazın giriş kapısı açılmıştı.

Bununla birlikte Boğazdaki yeni mayınlar daha sonra birleşik donanma için büyük hezimete neden olacaktı.

Bu evrede boğaza giren, umut verici bir biçimde mayın süpürücü olarak tanımlanan İngiliz doğu kıyısı trol gemilerinin mayın bulmada becerikli olmadıkları ortaya çıktı. Zaman zaman mayın hatlarına kadar sokulmuşlarsa da her seferinde kıyılardaki mayın koruma bataryalarının ateşiyle karşılaştılar, denizciler gece karanlığından yaralanarak patlatılan mayınların yerlerine yenilerini koydular. Boğazı savunabilmek
üzere henüz 10 mayın hattı mevcuttu.

Bu sırada Komutan olarak Amiral Carden’in yerine geçen Amiral de Robeck 18 Mart’ta yeni bir saldırı düzenledi. Eğilim ağırlıklı olarak, Türk cephanesinin tükeneceği ve böylece saldırı hızlandırıldığında Boğaz yolunun açılabileceği yönündeydi. Amiral de Robeck’in planı Çanakkale ve Kilitbahir istikametleriyle mayın bölgelerini savunan bataryaları tahrip ederek Boğazı geçmekti.

Çanakkale Boğazının savunmasından asıl Cevat (Çobanlı) Paşa komutasındaki Müstahkem Mevki Komutanlığı sorumlu idi. Boğaz savunması için yerleştirilen ve sayıları 230 u bulan toplardan ancak 82 si 18 Mart Boğaz Muharebesine katılabildi.

Kaynak:
-Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı
Yıl: 13, Bahar 2015, Sayı: 18, ss. 37-64, 100. Yıl
-Çanakkale Muharebeleri ve Mustafa Kemal
F. Rezzan ÜNALP

Cookie bunu beğendi.

To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.



Years and years.
Damla - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Üyelik tarihi
15 Aralık 2014
Bulunduğu yer
İzmir.
Mesajlar
45.994
Seslenildi
8368 Mesaj
Etiketlendi
235 Konu
Standart Cevap: Çanakkale Muharebeleri ve Mustafa Kemal | Atatürk Günlüğü
07 Mart 2019
2
Böyle bir kahraman, dünya yüzünde görülmemiştir. ^^
Cookie bunu beğendi.

To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.



Years and years.
Cookie - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Üyelik tarihi
07 Mart 2015
Bulunduğu yer
Bursa
Mesajlar
11.353
Seslenildi
1008 Mesaj
Etiketlendi
326 Konu
Ruh Hali
Mesgul
Standart Cevap: Çanakkale Muharebeleri ve Mustafa Kemal | Atatürk Günlüğü
07 Mart 2019
3
Paylaşım için teşekkürler canım..
“Dedim ya, Eylül‘dü. Savruluşu bundandı kimsesizliğimin.”
Konuyu 1 kişi okuyor. (0 üye ve 1 ziyaretçi)
 
Benzer Konular
Konu
Konuyu Başlatan
Forum
Cevaplar
Son Mesaj