Lületaşı, Türkiye’de Orta Anadolu’da yalnız Eskişehir’de bulunan değerli bir taştır. Beyaz altın, Deniz köpüğü ve Eskişehir taşı gibi adlandırmalar lületaşının değerini, rengini, çıkış merkezini ve ağırlıkla kullanıldığı yerleri anlamlı bir biçimde ortaya koymaktadır.Eskişehir’in tanınmasında önemli rolü olan lületaşı yatakları şehre değişik uzaklıktaki Sarısu, Yenişehir; Türkmentokat, Gökçeoğlu, Karaçay, Söğütçük, Kozlubel(Margı), Sepetçi, Nemli, Kümbet, Yeniköy, Yörükçayır, Kepeztepe, Başören, Karatepe ve Karahöyük Köylerinde bulunmaktadır.

Lületaşının özellikleri ve kullanıldığı yerler şöyle sıralanabilir:

pipo, ağızlık, kolye, bilezik, küpe, iğne, saksafon, nargile, tespih, cami maketleri, leke çıkarmada, elektrik makineleri ve motorlu ulaşım araçları için de katalizör yapımında ve Otomobil sanayinde ise motorla ekzos borusu arasına emici olarak nohut yada mercimek iriliğinde parçalanarak yakıt temizlemede kullanılır. Lületaşının bu özelliğinden ülke ekonomisinde da yararlanılmaktadır. Füze ve öbür uzay araçlarının başlık iç kaplamalarının yalıtılmasında da kullanılır

Efsaneye göre lületaşını ilk bulan ve bu taşın yer altı yolunu ilkortaya çıkarının bir köstebek olduğu söylenir. Anlatılan efsane şöyledir:

Bir gün genç bir çoban bölgenin Karatepe yöresindeki köylerine gitmektedir. Genç çoban yorgun düşer, acıkır, oturur, azığını çıkarıp yemeğini yemeye başlar. O sırada, topraktaki bir delikten bir canlının ak taş toprakları yüzeye çıkarmaya çalıştığını görür. Çoban bunlardan birine eline alır ve çakısıyla yontmaya başlar. İlk çakı darbesiyle taş birdenbire ayın on dördü gibi güzel bir kız oluverir. Kız dile gelir ve "Ah insanoğlu bana kıymasaydın!" diye bağırarak köstebeğin açtığı delikten içeri girip kaybolur. Delikanlı da kızın ardından başlar deliği eşelemeye. Günler geçer delikanlıdan haber alınamaz. Delikanlıyı arayan köylüler yerin yedi kat altında bu daracık kuyudaboğulmuş olarak bulurlar. Elinde sıkı sıkı tuttuğu ak taşları ile birlikte avuçlarında sımsıkı tuttuğu bir parça lületaşı vardır. O günden beri her lületaşı parçasında, çobanın ölümüne sürüklendiği sevdanın izlerini görmüş köylüler.