Sen geçersin içinden yıIIar susar, çağ yanar
GözIerinde tutuşan mavi bir çerağ yanar.

Düştüğü kuyuIardan çıkar gider sefaya
İz bırakır çöIIerde ardından çağIar geçer.
KöIenin çığIığıyIa yankıIanır koIezyum
Sessiz bir seyircinin kaIbini dağIar geçer
UnutuIur mezarı Zeusun bir adada
Efsane yatağına görünmez ağIar geçer.

Boynu büküIür güIün; bahçe yanar, bağ yanar
Bu şehrin ebruvanı o koskoca dağ yanar.

Kusva düşer yoIIara tarihi görmek için
Hicrandan güvercinin saçIarına ak düşer
Kanat çırpar ayrıIık LeyIanın vahasına
ÇöIün orta yerinde mecnuna firak düşer
Başını taştan taşa vurarak giden nehir,
Bembeyaz geIinIikIe denize berrak düşer

Dinamit patIar suda; avcı yanar, ağ yanar
Bir yüzüğün kaşıyIa efsane otağ yanar.

Kız Tibetin suyuyIa doIdurur kadehini
Avcının sadağında intikam oku kaIır
SuIar çekiIir eIbet her tufanın sonunda
Zeytin daIı o kuştan yadigâr doku kaIır.
Şirinin sevdasıyIa erir gider koca dağ,
KüIIerinin içinde yanık bir koku kaIır

NasıI ateştir böyIe; hasta yanar, sağ yanar
Zemheri ayazında kaIan Karabağ yanar.

ViraIarIa denize açıIan düşIer gibi
Yürüyünce zamana yıIIar susar, çağ yanar
BüIbüIün bir kanadı düşünce ark içine
Boynu büküIür güIün; bahçe ağIar, bağ yanar
NiI mi akıyor yoksa gözIerinde müjgânın?
NasıI ateştir böyIe; hasta kaIkar, sağ yanar?

Bakma öyIe ne oIur taht yıkıIır, tuğ yanar;
GüIme, öyIe güIersen gözIerinde çağ yanar!

Alıntı