Dilsiz İma'sız Bir Yas

Her gün inançsızım bir günahın seyrinde.

Ayazımelden düşme kışla didişmiş.
...Tövbem şarabın dudağındaki yazıklanma süsümezbele görünümlü meze.
Yüreğim muhtemel her sancının en ön safında yine sana sapkın.
Adınla bocalar bir bakıma harfleracabalarla.

Gidişin gelmeyişin ederçabalar çıkarken boşa çok geç kalınırsa.

Düşün ki gelmeyişinde bin evlat katiliyim bir kısır kadından.
Ve kardeşini de öldürenler bilir
Acım o kadar büyükanla!

Her cinnete maruz kalışım başka ete gözünün düşmesi düşüncesiyle yeltenir aklıma.
Geçmedi zamanla.

İki bileğim de senindir bu hususta.
Birini kes!
Birini tut!

Ama önce sesimi kesinlememem için.
‘‘Özledim!’’ kelimesini bir daha da benden dinlememen için.

Yeterine artan bir meblâğdır elindeki jilet.
Öde hakkımı!
Öldür artık biraz da!
İntiharımın süsü olsun güzelliğinin sahi yüzü.
Senden iyisini bulamaz hiçbir talih en talihsiz kazalarda.

Öldürürsen ardına bakan
Ölürsem öldüğü yerden kalkan namert olsun.

Sevdiğim gibi sevmedingit gönlünü avut!
Gelme!
Ama benden sonra da birini unut!


Emre GÖKCE / Dilsiz İma'sız Bir Yas