Alaca vakitlerin hoyratça tırmaladığı loş kentlerde bir yalnızsın. Yumuşacık yastıkların bencilliği beslediği sağır vakitlerde bir çaresizsin. Silahların konuştuğu, hasetlerin kol gezdiği, kibirlerin boy verdiği amansız kuyuları itilmiş bir yetimsin. Elinden tutan yok güneşin bile... Başını kurtaramıyorsun her akşam göğü kana bürüyen, yıldızları karanlığa bulayan akşamların aldırışsız geçişinden. Geri gelmiyor gün. Bir dahası yok yaşamanın.

Akşamın kızılca kıyametini avuçlarında gül kızılı bir dua eyleyen Kutlu Elçi'nin müjdesi duyuluyor dinle... Çürüyüp giden vakit, nefes nefes solan hayatın özünü damıtmaya çağrılıyorsun seccadeye.

Elinden tutamadığın ellerini sonsuzluğa bağla şimdi kıyamda. Tükeniş rüzgârlarından uzak tutamadığın saçlarını ahrete uzat şimdi rükularda. Bir türlü vefalı aynalara tutamadığın yüzünü sonsuzluğa akıt şimdi secdelerde.

Şimdi Akşam Namazı vakti..

Senai Demirci