Bir Garip Forum Dizisi #5

Eğlenceden bir hafta sonra her şey normale dönmüştü.İnsanlar günlük hayatına devam ediyordu. Antidepresan her gece dolup taşıyordu.

Damla;
Sabah erken saatlerde evden dışarı çıktı. Güneş yavaş yavaş yüzünü göstermeye başlamıştı. Bahar mevsimi olmasına rağmen, hafiften esen rüzgar içinin ürpermesine sebep olmuştu. Arabasına binip şirkete geldi. Masanın üstünde yığılı dosyaları tek tek incelemeye başladı. Uzun süredir işleri ile ilgilenemediği için bir sürü şey birikmişti. Dosyaları kontrol etmesi akşamı bulacak gibi görünüyordu.Birkaç saat kontrol ettikten sonra işlerin hiçte iyiye gitmediğini fark etti. G irdikleri bir çok ihaleyi kaybetmişler son dönemde kendisinin yokluğunda hemen hemen hiçbir işi alamamışlardı.Yıllarını harcadığı, uzun emekler verdiği iş yerinin elinden kayıp gitme ihtimali bile yüreğinde bir daralma hissine sebep olmuştu. Acil çözümler üretmesi gerektiğini biliyordu. Telefonu eline alıp Emily'nin numarasını çevirdi. Kahve içmeye davet etti. Emily ''yarım saate kadar yanınızda olurum.'' diyerek telefonu kapattı.
Emily gelene kadar dosyalarla olan mücadelesine devam etti.Aradan yarım saat geçince kapısı çaldı. Sekreteri Pia '' beklediğiniz misafir geldi Damla hanım'' dedi.
Emily içeri girdikten sonra kahveleri söyleyen Damla, Emily'e oturması için koltuğu işaret etti.
Sohbet etmeye devam ederlerken Emily , Damla'nın yüzündeki sıkıntılı ifadeye anlam vermeye çalışıyordu. Bir süre sonra sorma ihtiyacı hissetti.
''Neyiniz var sizin ''
Damla kahvesinden bir yudum daha aldı.
'' İşler çok iyi gitmiyor. Tek başıma bir yere kadar yapabiliyorum güvenebileceğim birisine ihtiyacım var.''
Emily cümleden bir şeyler anlamaya çalışıyordu. '' Sizin için ne yapabilirim ?''
''Sen eczacılığın yanında bildiğim kadarıyla işletme fakültesini de bitirdin değil mi ?''
''Evet''
Damla konuşmaya devam etti. '' Benim senin gibi zeki ve çalışkan birine ihtiyacım var. Senin eczaneye işten anlayan birini yerleştirelim.Gel benim şirketin genel müdürü ol.Eczanede bir yılda kazanacağın paranın on katını kazanırsın. Üstüne güzelde bir kariyer yapmış olursun.''
Emily ne diyeceğini şaşırmıştı. '' Aslına bakarsanız böyle bir şey beklemiyordum. Bu çok ani bir teklif oldu.Düşünmem için bana biraz zaman verir misiniz ?''
Damla gülümsedi '' tabiki yarına kadar düşün kararını ona göre ver, benimde kendimce tedbirler almam gerekiyor. Malum rakip gittikçe güçleniyor.''

Zeiback,

Antidepresan'ın içinde sağa sola dönüp duruyordu. '' Yine bütün işi başımıza bırakıp kayboldu ortandan, nerede lan bu.''
Dione bardaki bardakları temizliyor bir taraftanda Zeiback'e bakıyordu. En sonunda daha fazla dayanamayacağını anladı.
''Yarım saattir başım döndü. Yeter artık az mola ver.''
'' Çok merak ediyorum Filinta senin gibi çok konuşan insanları nereden buluyor.''
''Ben en azından senin gibi deli değilim, kendi kendime konuşmuyorum.İnsanlarla konuşmaya çalışıyorum.''
Zeiback gerilmeye başlamıştı.
'' Bu hafta kaç bardak kırdın sayısını hatırlıyor musun ?''
''Ne kadar sinir bozucu bir patronsun sen, üç beş tane bardağın hesabını mı yapıyorsun.''
''Millete laf yetiştirmek yerine işine baksan bunların hiçbiri ile uğraşmak zorunda kalmayız.Hangi üç beş bardaktan bahsediyorsun. Bütün bardakları yenilemek zorunda kaldık.''
'' Senin içtiğin viskileri hesaplasak onun parasıyla kaç bardak alırız haberin var mı?''
''Boyun kadar dilin var daha fazla seni dinlemiyorum. Ben Gülfem'in pastaneye gidip bir şeyler atıştırıcam. Soran olursa söylersin.''
Zei dışarı çıktı . Güneşli güzel bir hava vardı. Acıkmaya başladığını hissediyordu.
Pastaneden içeri girdiğinde Gülfem her zaman ki gibi güler yüzü ile karşıladı. ''Hoşgeldin Zei buyur otur şöyle''
Zeiback gülümsedi yan masada oturup kurabiyelerini yemeye devam eden Döngüsel ve Süreyya'yı gördü.
Süreyya , Zeiyi görünce seslendi '' Oooo hoşgeldin avcı, hangi kuşu kanadından vurdun bugün.''
'' Bu aralar tüfek bakımı yapamıyorum Süreyya malum kuzenimiz çalışmayı sevmiyor.''
''Sahi o nerelerde hiç sesi çıkmıyor bu aralar.''
''Ne halt ettiği bilinmez ki adamın ne zaman ne yapacağından emin olamıyorsun. ''
Döngüsel , Zei'nin yüzüne dikkatli bir şekilde bakmaya devam ediyordu.
Zeiback durumdan rahatsız olmuş gibi '' hayırdır doktor tanıyamadın galiba.''
''Sen yaşlanıyor musun Zei yoksa bir rahatsızlığın mı var ?''
''Valla doktor ben hepinizi gömecek kadar sağlıklıyım.''
Süreyya güldü '' sende elinden küreği hiç bırakmıyorsun Zei.''
Döngüsel '' Eskidende böyleydi bu çok istikrarlı adam hiç değişmiyor.''
Hep birlikte kahkahalar atarak gülmeye başladılar. Tam o sırada Timur Bey apar topar kapıdan içeri girdi. Çok telaşlı görünüyordu.İçeri girerken ayağı kaydı tam düşmek üzereydi ki Zeiback onu kolundan yakaladı.
''Sakin ol hoca, nedir bu acelen ?''
''Sağol Zeiback hocam hiç sorma okula geç kaldım karnımda aç aceleyle bir iki parça bişey atıştırayım dedim.''
''Tamam atıştır atıştır da kafayı gözü yarmadan hocam.''

Regex ;

Çantayı arabasına koyduktan sonra Dua'nın şirketine doğru yola çıktı. Bir süredir şirketin avukatlığını da yapmaya başlamıştı.Tarihi eser vurgunundan kazandığı paralar iyi gelmişti. Dua yaptıkları işin çok fazla göze batmaması için ona şirketin avukatlığını vermişti. Böylelikle legal işler kadar illegal işleri de rahatlıkla yürütebiliyorlardı.
Şirketin önüne arabasını park ettikten sonra asansöre bindi.Dua'nın ofisinin olduğu kata geldiğinde bekleme salonunda arkası dönük oturan genç kız bir yerlerden tanıdık geliyordu. Üzerinde fazla kafa yormaya gerek yok diye düşündü. Dua bekletilmekten çok hoşlanmayan birisiydi.Kapıyı çalıp içeriye girdi.
Dua ofisinin manzarasından dışarıyı seyrediyordu.
''Selam patron.''
Dua ağır ağır arkasını döndü.'' Hoşgeldin avukat. Bugün çok şıksın yine.''
'' Sağol patron sende iyi görünüyorsun.''
''Teşekkür ederim. Nişanlın yeni atılımlar peşindeymiş. İşin başına geçmiş tekrardan, bundan sonra ihalelerde bol bol rakip olacağız sanırım.''
''Evet olabilir ama size bir zararı olacağını sanmıyorum.''
''Damla eski arkadaşım severim kendisini ama ticaretim söz konusuyken rakip tanımam bu konuda darılmaca yok. Ona zarar verecek değilim tabiki ama yinede iş iştir avukat, sende işlerine duygularını karıştırmazsan memnun olurum.''
''Bu konuda sizinle hemfikirim.Zaten Damla'da böyle birşey yapmamı istemez. Benim kariyerim onun içinde önemli.''
''Damla akıllı kızdır nerede hangi hamleyi yapacağını iyi bilir.Beni karşısına almak istemeyecektir.''
'' İş konusunda evet akıllıdır ama kimi karşısına alıp almayacağı konusunda çokta emin değilim.''
Regex cümlesini bitirmek üzereydi ki kütüphane tarafından bir gölgenin kendilerine doğru yaklaştığını gördü.
Taliya ağır adımlarla odadan içeri girdi.Elindeki elmayı bıçakla dilimlemeye başladı. Regex'e bir dilim uzattı. ''İstermisin ''
Regex şaşkın bir ifade ile Taliya'ya baktı. '' Hayır teşekkür ederim.''
Taliya umursamaz bir tavırla elindeki elma dilimini ısırmaya başladı.'' Keyfin bilir.''
Dua sert bir ifade ile Taliya'ya baktı. '' Bazen fazla rahat olduğunu düşünüyorum.''
'' Ben rahat olduğumda güzelim patron gerilme'' elindeki bıçakla elmadan bir dilim daha kesti.
''Bence biraz elma yemelisin strese iyi gelir.''
Dua kendisine uzatılan elma dilimini yemeye başladı. '' Haklı olabilirsin.''
Regex son beş dakikadır olanları şaşkın bir ifade ile izliyordu. '' Sanırım yeni bir iş planlıyorsunuz ancak bu işe başlamadan önce sormak istediğim birşey var.''
''Tabiki buyur.''
'' Şu Filinta, son işten sonra huysuzluk etmeye başlamıştı onun için herhangi bir çözüm düşünüyor musunuz ?''
Taliya ağır ağır odanın içinde yürümeye başladı çizmesinin topuklarını yere vurduğunda çıkan ses odada yankı yapıyordu.''
Kitaplığın önünde durdu. Kitaplara göz gezdirmeye başladı.
Dua soruya cevap vermeden önce telefonuyla bir numara çevirdi. '' İçeri gelebilirsin.''
Regex'in meraklı bakışlarını hissediyordu. '' Ben Filinta hikayesinden sıkılmaya başladım. Her güzel şeyin bir sonu vardır. Onun devrini kapatmaya karar verdim.''
Taliya elmasının son dilimini bitirmek üzereyken gülümsedi '' güzel bir av olacak desenize.''
Dua kaşlarını çattı.'' sen değil.''
''Ne demek ben değil.''
''Bu işi sen yapmayacaksın .Hiç kimsenin fark etmeyeceği aklının ucundan bile geçirmeyeceği birini yetiştirdim o yapacak. ''
Taliya bu duruma çok sinirlenmeye başlamıştı ki odanın kapısı yavaşça açıldı. Menteşelerin gıcırtısı kulakları dolduruyordu.
Regex ani bir tepki verdi .'' Yok daha neler.''
'' Merhaba avukat bey nasılsınız ?''
''Şa, şaa, şaka mı bu ?''
'' Nasıl bir şakadan bahsediyorsunuz avukat bey sorabilir miyim.''
Regex bahsedilen kişinin karşısında elinde kitaplarıyla duran Juliette olduğuna inanmak istemiyordu.


Hıhım;
Arka bahçeye rakı sofrasını kurmuş masaya üç kadeh koymuştu. Birkaç ufak tefek meze masayı süslüyordu.Masada bir demet papatya duruyordu. Üç kadehte doldurulmuştu.
Tam karşısında oturan Filinta'ya baktı.''En çok papatyaları severdi hatırlar mısın ?''
'' Nasıl unutmamı bekliyorsun ?''
''Sen ve unutmamak öyle mi? Güldürme beni Allah aşkına, sen olmasan,senin o aptalca hırsların olmasa Mualla bugün hâlâ hayatta olabilirdi.Ben bugün seninle değil onunla kadeh kaldırıyor olurdum. Şimdi sorsam sana Mualla gideli kaç yıl oldu diye hatırlamazsın bile. Bana ait olan şeylere hiçbir zaman tahammül edemedin sen.''
Filinta boş duran sandalyeye baktı. ''Tam yedi yıl oldu bugün.''
''Evet yedi , Allah'ın cezası yedi yıl. Hepsi senin yüzünden manyak herif. Dostumdun lan sen benim bizi neden rahat bırakmadın.''
Filinta kadehini kaldırdı '' yaramıza''.
Kadeh tokuşturduktan sonra Filinta konuşmaya devam etti.
'' Bu konuda beni suçlamak senin kolayına geliyor Mualla benide sevdi.Hemde çok sevdi sen bunu kabul etmedin.Ayrıca tek aşık sensin sanıyorsun ben onu her zaman senden daha çok sevdim''
Hıhım sinirlenmeye başlamıştı.
''Bugün bu işi bitirmeye kararlıyım'' dedi.
Filinta cümleden bir anlam çıkarmaya çalışırken Hıhım belindeki toplu altı patları çıkardı. İçindeki mermileri masanın üstüne dizdikten sonra tek bir mermi alıp tabancaya koydu.Çevirdi ve kapattı.
'' Hangimiz çok sevdiysek Mualla'yı bugün o diğerinden önce ona kavuşsun.''
Tabancayı şakağına dayadı '' Sana geliyorum Mualla'' dedi. Tetiğe bastı. Silah ateş almamıştı. Boşa denk geldi.Tabancayı Filinta'ya uzattı.
Filinta silahı kafasına dayadı '' sen benim kadar sevmedin onu o da beni sevdi.'' dedi tetiğe bastı.
Yine boş çıkmıştı.
Hıhım '' Mualla senide sevdi ama beni seçti sen bunu kabul edemedin.'' tetiği çekti yine boştu.
Filinta aldı eline '' geliyorum Mualla '' dedi. Silah yine boştu.
Son iki mermiye gelmişlerdi. İkisinden birinin sonu demekti bu Hıhım derin bir nefes çekti.
''Hoşçakal eski dostum'' tetiğe dokundu silah yine boştu.
Elleri titreyerek tabancayı masanın üzerine bıraktı. Filinta elindeki rakı kadehini sonuna kadar içti.
''Bugün Tanrı benden yana, senden önce Mualla'nın yanına gidiyorum.Kendine iyi davran kardeşim.''
Filinta tabancayı şakağına dayamış tetiği çekmek üzereyken Hıhım gözünden akan yaşlara engel olamıyordu.