TAHMASB
(طهماسب)
(ö. 984/1576)
Safevî þahý (1524-1576).
26 Zilhicce 919’da (22 Þubat 1514) Ýsfahan yakýnlarýndaki Þahâbâd’da doðdu. Safevî Devleti’nin kurucusu Þah Ýsmâil’in en büyük oðludur. Henüz iki yaþýndayken lalasý Türkmen Emîr Han Musullu ile birlikte Horasan’a gönderildi ve altý yýl orada kaldý. 1521 baharýnda lalasý ile beraber geri çaðrýldý, yerine kardeþi Sâm Mirza yollandý. Bundan sonra babasýnýn yanýndan ayrýlmadý. Þah Ýsmâil’in vefatý üzerine henüz on yaþýnda iken tahta çýktý (19 Receb 930/23 Mayýs 1524). Saltanatýnýn ilk yýllarý güçlü kabilelerin iktidar mücadelesiyle geçti. O sýrada doðuda Özbekler, batýda Osmanlýlar tarafýndan baský altýna alýnmýþ durumdaydý. Emîrülümerâlýk makamýna tayin edilen Dîv Sultân-ý Rûmlû’nun iktidarý tamamýyla ele geçirmesi diðer kýzýlbaþ kabileleri arasýnda oymakçýlýk taassubunun meydana çýkmasýna sebep oldu ve iktidar mücadelesi alevlendi. Ustaclu Köpek Sultan’ýn Dîv Sultân-ý Rûmlû’ya muhalefeti açýða çýktýðýnda Özbekler de Herat’a saldýrmýþlardý. Dîv Sultan, Özbekler’e karþý koyma bahanesiyle ordusuyla harekete geçti ve kendisine destek veren Tekelü, Þamlû, Dulkadýrlý, Varsak gibi kabilelerin yardýmýyla Ustaclular üzerine yürüdü (Abdî Beg Þîrâzî, s. 61). 932’de (1526) Þah Tahmasb’ýn bizzat katýldýðý savaþta Ustaclu Köpek Sultan aðýr bir yenilgiye uðradý. Bu sayede Tekelüler’in gücü arttý. Ertesi yýl Dîv Sultân-ý Rûmlû’nun öldürülmesiyle iktidar Tekelü aþiretinden Çuha Sultan’a geçti. 937’de (1530) Tahmasb’ýn desteklediði Þamlûlar, Çuha Sultan’ý öldürüp Tekelüler’i maðlûp etti (Hasan-ý Rûmlû, s. 308-310). Tekelüler Baðdat’a gittilerse de Baðdat hâkimi Muhammed Han Þerefeddinoðlu bunlarýn ileri gelenlerini öldürttü (Bûdâk Münþî Kazvînî, s. 162) ve emîrülümerâlýk makamý Hüseyin Han Þamlû’nun eline geçti. Öte yandan Çuha Sultan’ýn sadýk adamlarýndan olan ve Azerbaycan beylerbeyiliði görevini yürüten Tekelü Ulama Han, Tebriz’i yaðmaladýktan sonra Osmanlý Devleti’ne sýðýndý. Þah Tahmasb, güçlü kabilelerin mücadelesine þahit olduktan sonra yavaþ yavaþ idareyi eline almaya baþladý. Özellikle Hüseyin Han Þamlû’nun 1533’te öldürülmesinin ardýndan tam anlamýyla duruma hâkim oldu.
Bu arada Safevî Devleti’ndeki iç karýþýklýklardan faydalanan Özbek Hükümdarý Ubeydullah Han 930’da (1524) Horasan’a saldýrarak Herat’ý kuþatmýþsa da baþarýlý olamamýþ, 932’de (1526) kýzýlbaþ reislerinin arasýnda çatýþmalar yeniden baþlayýnca Horasan’a yürüyüp Merv’i ve Meþhed’i ele geçirdikten sonra Esterâbâd’a yönelmiþ, Zeynel Han Þamlû’nun Özbekler’e karþý durmayýp Rey’e çekilmesiyle burayý ele geçirmiþti. Bunun üzerine 10 Muharrem 935’te (24 Eylül 1528) Tahmasb büyük bir orduyla Horasan’a yöneldi. Türkistan emîr-lerinden teþkil ettiði kuvvetli bir orduyla Rûdicâm’da Ubeydullah Han’ý yenilgiye uðrattý (Hasan-ý Rûmlû, s. 274, 279). Ardýndan Horasan bölgesine hâkim olan Özbekler’e karþý yürüdü. Onun Horasan’a gelmekte olduðu haberi yayýlýnca Özbekler Merv’e çekildiler. Herat alýndý, Tahmasb burayý kardeþi Behram Mirza’nýn idaresine býraktý (936/1529). Tahmasb 937’de (1530) Horasan’dan ayrýldýktan sonra Ubeydullah Han, Kamýþoðlu kumandasýnda bir orduyu Meþhed’e yolladý. Baþarý saðlanamayan bu seferin ardýndan ertesi yýl yine büyük bir orduyla Horasan’a girdi, fakat Tahmasb’ýn geldiðini duyunca geri çekildi ve Herat yeniden Safevîler’e baðlandý (939/1533). Bu esnada Osmanlýlar’ýn Irak’a saldýrmasý üzerine Þah Tahmasb, Mâverâünnehir bölgesinin idaresini kardeþi Sâm Mirza’ya býrakýp batýya yöneldi.
Sâm Mirza, Herat hâkimliðiyle yetinmeyip Kandehar’a akýnlar düzenledi; ancak Kandehar Kalesi’ni kuþattýðý sýrada Lahor’dan yardýma gelen Kâmrân Mirza’ya yenilip Germsîr’e çekildi. Burada iken Tahmasb’a karþý muhalefete baþladý. Ubeydullah Han bu iç karýþýklýklardan faydalanarak yine Herat’a saldýrdý. 942’de (1535) Ceyhun’u geçip Meþhed’i kuþattý ve Herat’ý aldý (943/1536). Osmanlýlar’ýn Irakeyn Seferi sona erdiðinden Þah Tahmasb Horasan’a yürüyünce Özbekler Buhara’ya çekildi. Tahmasb, Herat’ta iken piþmanlýðýný dile getiren Sâm Mirza’yý affetti ve ardýndan Kandehar’a saldýrarak þehri ele geçirdi. Bu fetih Özbekler tarafýndan da tebrik edildi. Ubeydullah Han bundan sonra Horasan’a bir daha hücum etmedi. Onun 946’da (1540) vefatýyla Horasan topraklarý uzun süreli bir barýþ dönemine kavuþmuþ oldu. Öte yandan Kandehar 950’de (1543) Safevîler’in elinden çýktý. Ertesi yýl Bâbürlü Hükümdarý Hümâyun, Tahmasb’dan aldýðý yardýmlara karþýlýk Kandehar’ý Safevîler’e teslim ettiyse de kýsa süre sonra burasý tekrar kaybedildi ve 965’te (1558) yeniden Safevî hâkimiyetine girdi.
Tahmasb’ýn Osmanlýlar’la olan mücadelesi ise iç buhranlarýn bir parçasý olarak geliþme gösterdi. Tekelüler’in iktidardan uzaklaþtýrýlmasýnýn ardýndan Osmanlýlar’a sýðýnan Ulama Han’ýn kýþkýrtmasýyla Kanûnî Sultan Süleyman Irakeyn Seferi’ne çýktý (940/1533). Vezîriâzam Ýbrâhim Paþa Tebriz’i ele geçirdi. Bu esnada Horasan’da Özbekler’e karþý savaþmakta olan Tahmasb hýzla Rey’e döndü. Ancak yorgunluktan dolayý askerleri büyük ölçüde daðýlmýþtý. Kazvin’e gelindiðinde ordunun tamamý 7000 kiþiye kadar düþtü. Tahmasb, kardeþleri Elkas ve Sâm Mirza’yý Hüseyin Han Þamlû ile beraber Tebriz’e yolladý. Bu sýrada Kanûnî Sultan Süleyman Irak taraflarýnda idi. Sultâniye’ye yaklaþtýðýnda Dulkadýroðlu Mehmed Bey ve Hüseyin Han Tekelü bazý kýzýlbaþ Türkmenler’le birlikte Osmanlýlar’ýn safýna geçti. Safevîler ümitsizliðe kapýlmýþken kuvvetli bir kar yaðýþý ve soðuk Osmanlý ordusuna büyük zorluklar yaþattý. Kanûnî, Ulama Sultan’ý ve Dulkadýroðlu Mehmed Bey’i Tebriz’e gönderip kendisi Musul’a çekildi. Bu sýrada Gazi Han Tekelü de Osmanlýlar’ýn safýna geçip Tebriz yakýnlarýnda Ulama Sultan’a katýldý. Tahmasb, Baðdat hâkimi Þerefeddinoðlu Muhammed Han’a haber göndererek geri çekilmesini istedi. Muhammed Han, Baðdat’taki bütün erzaký tahrip ettikten sonra þehri boþaltýp Þîraz’a çekildi. Böylece Baðdat savaþ yapýlmadan Osmanlýlar’ýn eline geçti (941/1534). Þah Tahmasb bu arada Tebriz’e girip Van Kalesi’ni kuþatma altýna alýnca Osmanlýlar Baðdat üzerinden yeniden Safevî topraklarýna girdi. Tahmasb, Van kuþatmasýný kaldýrarak geri çekildi. Osmanlý ordusu Dergezîn’e kadar ilerlediyse de Tahmasb onlarýn karþýsýna çýkmadý. Kanûnî’nin dönüþünden sonra Tebriz’e yeniden hâkim oldu, Van’ý da aldý.
Þah Ýsmâil zamanýnda Safevîler’e baðlanan Þirvan bölgesi yine eski hâkimlerinin idaresine býrakýlmýþ, Þirvanþah II. Halîl Þah, Tahmasb’ýn kýzý ile evlenmiþti. Ancak onun 1535’te ölümünün ardýndan Þirvan bölgesi itaatten çýkmaya baþladý. Tahmasb, 945’te (1538) bölgeyi bütünüyle hâkimiyeti altýna aldýktan sonra kardeþi Elkas Mirza’nýn idaresine býraktý. Elkas Mirza burada tam bir serbestlikle hareket etmeye baþladý; þahýn Gürcistan seferi sýrasýnda isyan ederek kendi adýna para bastýrdý (953/1546). Tahmasb Þirvan’a ordu gönderince Elkas Mirza, Þemhal’den Kefe’ye geçip oradan Osmanlýlar’a sýðýndý. Þirvan bölgesinin idaresi Ýsmâil Mirza’ya verildi. Elkas Mirza, Ýran’a sefer yapýlmasý halinde ordunun ve halkýn kendisine destek vereceðini söyleyerek Kanûnî’yi yeni bir Ýran seferine ikna etti. 955’te (1548) Osmanlýlar Ýran üzerine yürüdü. Tahmasb, Osmanlý ordusunun geçebileceði veya konaklayabileceði yerlerdeki bütün ürünleri yaktýrýp su kanallarýný kapattýrdý, kendisi de Merend’e çekildi. Kanûnî Sultan Süleyman, Ulama’yý Van’a, Elkas Mirza’yý Merend’e yolladý, kendisi de Tebriz’e yürüdü. Burada kýrk gün kaldýktan sonra Van’ý ele geçirdi. Rüstem Paþa’yý Van’da býrakýp Kars’a yöneldi ve Kars Kalesi’ni tamir ettirdi. Ordu Muþ’a çekilince Ýsmâil Mirza, Kars’a saldýrýp Osmanlýlar’a zayiat verdirdi. Þah Tahmasb da Hýnýs’ý ve Muþ’u ateþe verdi; Erciþ, Ahlat, Adilcevaz’ý yaðmalattý. Ulama’nýn bulunduðu Tercan’a yürüdü, Erzincan’a kadar geldi, bütün bölgeyi yaðma ve talan ettirdi. Osmanlýlar’ýn karþý harekâtý üzerine Karabað’a döndü. Bu yaðma ve tahribin öcünü almak için Elkas Mirza, Irâk-ý Acem’e yollandý. Elkas Kum, Kâþân ve Ýsfahan’a kadar uzandý, fakat sonra Safevîler tarafýndan yakalanýp Kahkaha (Alamut) Kalesi’ne hapsedildi, bir müddet sonra da öldürüldü (1550).
Þah Tahmasb 961’de (1554) yeni bir Osmanlý seferiyle daha karþý karþýya kaldý. Erzurum Valisi Ýskender Paþa’nýn da etkisiyle Osmanlýlar Safevîler üzerine yürüdü. Ancak küçük çatýþmalardan ve bazý þehirlerin kýsa süreli el deðiþtirmesinden baþka bir netice alýnamadý. Osmanlýlar’ýn kýþý geçirdikten sonra kuvvetli bir orduyla Azerbaycan’a saldýracaðý anlaþýlýnca Þah Tahmasb barýþ için mektuplar ve elçiler gönderdi. Kanûnî’nin de barýþa eðilimli olmasý sayesinde Amasya’da mektup teâtisiyle antlaþma saðlandý (11 Receb 962/1 Haziran 1555), böylece uzun süreli bir barýþ dönemine girildi. Kanûnî’nin oðlu Þehzade Bayezid’in babasýna isyan edip Safevîler’e sýðýnmasý iki devlet arasýndaki iliþkileri gerginleþtirdiyse de onun Osmanlýlar’a teslim edilmesiyle barýþ durumu sürdürüldü (1559) ve bu süreç II. Selim ile III. Murad dönemlerinde devam etti.
Tahmasb’ýn Kafkasya politikasý da Osmanlýlar ile olan iliþkilere baðlý olarak geliþmekteydi. Osmanlýlar’ýn Avrupa ile meþgul olmasýndan faydalanan Tahmasb 947’de (1540) Tiflis’i ele geçirdi; 953’te (1546) Kaheti Valisi Levend Han’ý itaat altýna aldý. 958’de (1551) Þeki Safevîler’in eline geçti. Bu sayede Gürcistan üzerindeki Safevî baskýsý arttýrýlmýþ oldu. Amasya Antlaþmasý’yla Osmanlý sýnýrýnýn güvenliði saðlanýnca yine Gürcistan’a saldýrýp çok sayýda esir ve ganimet elde etti. Osmanlýlar’la yapýlan siyasî temaslar neticesinde Gürcistan, Osmanlýlar’la Safevîler arasýnda paylaþýldý. Þah Tahmasb’ý meþgul eden diðer bir mesele Gîlân bölgesi hâkimlerinin itaatten çýkmasýydý. Osmanlýlar’ýn Ýran seferi esnasýnda Gîlân’ýn Biyepes (Biyâpîþ) bölgesinin hâkimlerinden, ayný zamanda Tahmasb’ýn eniþtesi olan Muzaffer Sultan, Kanûnî’ye itaatini bildirince Þah Tahmasb onun üzerine yürümüþ ve ele geçirdikten sonra Tebriz’de öldürtmüþtü (943/1536). Biyepes bölgesinin idaresini eline alan Han Ahmed’in küçük yaþta olmasýndan faydalanýp Behram Mirza’yý bölgenin fethiyle görevlendirdi. Onun baþarýlý olamamasý üzerine de Han Ahmed’i bölgenin hâkimi olarak tanýdý. Fakat ardýndan gerek halkýn þikâyetlerinin artmasý gerekse Han Ahmed’in itaatsizliði yüzünden Gîlân’a ordu sevkederek bölgeyi zaptetti ve Han Ahmed yakalanýp hapse atýldý (975/1568). Gîlânlýlar 979’da (1572) Lâhîcân’da ayaklanmaya teþebbüs ettilerse de Tahmasb ayaklanmayý bastýrdýktan sonra bölgenin idaresini Ýmamkulu Mirza’ya býraktý (Bûdâk Münþî Kazvînî, s. 227-232).
Osmanlýlar’a karþý Safevîler’den destek saðlamayý düþünen Avrupalý devletler elçiler gönderip Tahmasb’ý Osmanlýlar’a karþý kýþkýrtmaya çalýþtýlar; fakat onun bunlara fazla itibar göstermediði anlaþýlmaktadýr. V. Karl tarafýndan Þah Ýsmâil’e yollanan elçi onun ölümünden hemen sonra Ýran’a ulaþmýþ ve mektubu Þah Tahmasb’a sunmuþtu. Daha çok ticarî amaçlarla doðuya seyahat eden Ýngiliz Antony Jenkinson ise Tahmasb’dan umduðu ilgiyi görmemiþti. Yine 1571’de Ýnebahtý Deniz Savaþý’ndan biraz sonra Papa Pius, Tahmasb’a elçiler göndererek karadan ve denizden Osmanlýlar’a karþý harekete geçeceklerini söylemiþ, bu arada kendisinin de Suriye ve Irak’a saldýrýp daha önce kaybedilen topraklarý geri alabileceklerini telkin etmiþ, ancak bu teklif Safevî hükümdarýnca kabul edilmemiþti. Öte yandan Hint denizinde Osmanlýlar’la mücadele halinde olan Portekizliler’in 1551 ve 1574’teki diplomatik giriþimleri de Þah Tahmasb tarafýndan ilgisizlikle karþýlanmýþtý. Osmanlýlar da onun yolladýðý kalabalýk elçilik heyetlerini kabul ederek kýymetli hediyelerle elçiler göndermek suretiyle barýþý devam ettirmeye özen göstermiþtir.
1574 yýlýnda Þah Tahmasb hastalandýðýnda þehzadeler ve kýzýlbaþ Türkmenler arasýnda iktidar mücadelesi baþladý. Bu mücadeleler sýrasýnda Tahmasb 15 Safer 984’te (14 Mayýs 1576) zehirlenerek öldürüldü. Ustaclular’ýn desteðiyle oðlu Haydar Mirza tahta geçtiyse de Avþar, Rumlu ve Türkmen beylerinin muhalefeti yüzünden tahttan indirildi ve yerine II. Ýsmâil tahta çýkarýldý.
Þah Tahmasb kaynaklarda uzun boylu, uzunca yüzlü, açýk tenli, ak sakallý olarak tanýmlanýr. Malî konularda cimrilik derecesinde titiz olduðu, zaman zaman maliye defterlerini bizzat kontrol ettiði, savaþlar ve aþýrý vergiler yüzünden halk arasýnda derin bir hoþnutsuzluðun bulunmasýna raðmen onun kiþiliðine karþý aþýrý bir güven duyulduðu bilinmektedir. Orduya on dört yýl maaþ vermediði halde hiçbir þikâyetin vâki olmadýðý nakledilir. Sofu bir dindar olarak aþýrý eðlenceyi, afyonu ve þarabý yasaklatmýþtý (1533). Melankolik bir kiþiliðe sahipti ve rüya yorumlarýna önem verirdi. 1565’te ülkede bütün vergileri kaldýrmasý yine bir rüyasýnýn etkisiyle olmuþtu (a.g.e., s. 225-226). Uzun saltanatý boyunca bizzat katýldýðý iki büyük savaþtan ilki Seksencik mevkiinde Ustaclular’la, diðeri Rûdicâm’da Özbekler’le yapýlmýþtýr (Hasan-ý Rûmlû, s. 634-636). Osmanlýlar’ýn Irakeyn Seferi ve Azerbaycan’a yaptýklarý saldýrýlarda onlara karþý koyacak bir ordu toplayamadýðýndan savaþa yanaþmayýp her durumda Osmanlýlar’ýn bölgeden çekilmesini beklemiþ, bu suretle elden çýkan yerleri geri alma imkâný bulmuþtu. Babasýnýn dinî düþünce ve uygulamalarýný normalleþtirmiþ, Ca‘ferîliði hâkim kýlmaya çalýþmýþtýr. Kendi yazdýðý Teźkîre’de de belirttiði gibi Osmanlýlar’la iyi geçinmeyi esas almýþ, Kanûnî’den daima iyi sözlerle bahsetmiþtir. Vefatýnda dokuz oðlu ile sekiz kýzý hayattaydý. Oðullarýndan Haydar’ýn ve Mustafa Mirza’nýn katlinden sonra II. Ýsmâil ve Muhammed Hudâbende þah olmuþ, diðer oðullarý Süleyman, Mahmûd, Ýmamkulu, Ali ve Ahmed, II. Ýsmâil tarafýndan öldürülmüþtür. Tahmasb’ýn Tebriz ve Meþhed surlarýný tamir ettirdiði, Kazvin’de saray, cami ve hamam, Kum’da medrese, Sultâniye ile Zencan arasýnda bir ribât yaptýrdýðý bilinmektedir. Cülûsundan 966 (1559) yýlýna kadar Ýran’da cereyan eden olaylarý anlattýðý Teźkire adýyla bir hal tercümesi kaleme almýþtýr (Teźkire-i Þâh Ŧahmasb, nþr. Emrullah Safevî, Tahran 1363 hþ.; T trc. Hicabi Kýrlangýç, Ýstanbul 2001).
Kaynak: Gündüz, Tufan, "Tahmasb", DÝA, Ýstanbul 2010, XXXIX, s. 413-415.
Türkolog

Üyelik tarihi
21 Þubat 2017
Bulunduðu yer
Ýstanbul
Yaþ
30
Mesajlar
5.835
Seslenildi
721 Mesaj
Etiketlendi
80 Konu
Ruh Hali

Þah I. Tahmasb
29 Temmuz 2017
Konu Türkolog tarafýndan (29 Temmuz 2017 Saat 02:13 ) deðiþtirilmiþtir.
- Paylaþ
- Share this post on
Digg
Del.icio.us
Technorati
Twitter
Eðer þimdiye kadar baþýmýza gelenler bize bir þey öðretmediyse, bundan sonra bildiklerimiz hiçbir iþe yaramayacaktýr.