Ey Allah’ın kulu! Bilmelisin ki Firdevs cennetindeki köşkler, az önce anılan nitelikleri kendinde bir araya getiren kişiler için hazırlanmıştır. Kendinde bu üstün nitelikleri toplayan kullara bu makamlarda kimse eşit olamaz şehitler hariç. Onlar Firdevs cennetinde yüce makamlardadır.
Naim bin Hemmam (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Bir adam, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e:
−Hangi şehit daha faziletlidir diye sordu.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Onlar çarpışma anında ölünceye kadar dönmezler. Onlar cennette yüce makamlara erişeceklerdir. Rableri onlara güler. Allah-u Teâlâ dünyada iken bir kula güldüğü vakit artık ona hesap yoktur’ buyurdu.”
Ahmed Müsned
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in anlattığı bu eşsiz harika makam kimin acaba?
Allah Azze ve Celle bu makamı bir takım kullarına vaâd etmiştir. O kulları kendi şerefli zatına izafe etmiş, onları on kıymetli şekilde sıfatlamış ve onları ‘Rahman’ın kulları’ diye adlandırmıştır.
Acaba onların vasıfları neydi! Bu harika makamı hak ettikleri işler neydi?!
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Rahman’ın kulları, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve kendini bilmez kimseler onlara laf attığında ‘selam’ der geçerler. Geceleri Rablerine secde ederek ve kıyam durarak geçirirler. Ve şöyle derler:
‘Rabbimiz! Cehennem azabını üzerimizden sav. Gerçekten orası ne kötü bir yerleşme ve ikamet yeridir. (Onlar) harcadıklarında ne israf ederler ne de cimrilik ederler. İkisi arasında bir yol tutarlar.
Yine onlar, Allah ile beraber başka bir ilaha yalvarmazlar. Allah’ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar ve zina etmezler. Bunları yapan günahını bulur. Kıyamet günü azabı kat kat arttırılır ve alçalmış olarak devamlı kalır. Ancak tevbe edip iman eden ve iyi davranışlarda bulunalar hariç. Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok bağışlayıcı ve merhamet sahibidir. Kim tevbe edip iyi davranış gösterirse şüphesiz o, tevbesi kabul edilmiş olarak Allah’a döner.
(O kullar) yalan yere şahitlik etmezler. Boş sözlerle karşılaştıklarında vakarla geçer giderler. Kendilerine Rahman’ın ayetleri okunduğu vakit onlara karşı kör ve sağırmış gibi davranmazlar. (Ve o kullar) ‘Rabbimiz, bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve nesiller bağışla. Bizi takva sahipleri için önder kıl’ derler. İşte sabretmelerine karşılık onlara cennetin en yüksek makamı verilecek, orada hürmetle karşılanacaklardır. Orada ebedi kalacaklardır. Orası ne güzel bir yerleşme ve ikamet yeridir.”
Furkan 63, 76
Bu harika köşk ve eşsiz makam ancak;
Yeryüzünde tevazu ile yürüyen kimseler için hazırlanmıştır. Onlar öyle insanlardır ki, mütevazi, yumuşak kalpli ve yumuşak sözlüdürler. Allah’a boyun eğerler, kullara karşı alçak gönüllüdürler. Nefislerini Allah için ve mü’min kardeşleri için alçaltırlar.
Allah-u Teâlâ şöyle buyurarak o kulları nitelemiştir:
“Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allah’ın sevdiği ve kendilerinin de Allah’ı sevdiği, mü’minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı sert ve zorlu, Allah yolunda cihat eden ve hiçbir kınayıcının kınamasından korkmayan bir toplum getirir. Bu Allah’ın dilediğine verdiği lütuftur. Allah’ın lütfü ve ilmi geniştir.”
Maide 54
Bu makam öyle bir topluluğun hakkıdır ki, onlar kötülüğe iyilikle, eziyet edenlere yüz çevirerek ve affederek, düşmanlığa ve cehalete hoşgörü ve selamla karşılık verirler.
Onların geceleri en hayırlı gece, gündüzleri en hayırlı gündüzdür. İnsanlara güzel muamele ederler. Allah’a güzel bir şekilde ibadet ederler. Ne mutlu onlara!
Bununla beraber onlar mütevazidir. Devamlı endişe ederler, şefkatlidirler. Nefislerini alçaltmaya özen gösterirler.
Nefislerini kınayarak küçültürler. İbadetleri ancak tevazularını arttırır. Onlar korku ve endişe içerisindedirler. İhsanı ve korkuyu bir arada bulundururlar. Rablerine şu şekilde dua ederler:
‘Rabbimiz! Cehennem azabını üzerimizden sav. Onun azabı gelip geçici değil süreklidir. Gerçekten orası ne kötü bir yerleşme ve ikamet yeridir.’
İhsan: Allah’ı görüyormuşçasına ibadet etmektir.
Onlar ellerini Allah’a itaat için uzatırlar. Allah’a isyan etmekten el çekerler. Mallarını Allah’ın sevdiği işler için harcarlar, Allah’ın hoşnut olmayacağı işler için harcamazlar.
Onlar, harcadıkları vakit israf da etmezler cimrilik de etmezler. İkisi arasında bir yol tutarlar.
Onlar, Allah’a hiçbir şeyi ortak tutmazlar. Allah ile beraber hiçbir ilaha dua etmezler. İnsanların yaptıkları gibi, ne evliyalara ne nebilere ne meleklere ne kubbelere ne bir toprak parçasına ne ağaca ne de başka bir şeye sığınmazlar.
Onlar, Allah’a asi olma konusunda hiç kimseye itaat etmezler. Amelleriyle de sadece Allah’ın rızasını umarlar.
Onlar, öyle insanlardır ki, Allah onları büyük günahlardan korumuştur. Onlar Allah’ın sınırlarını korurlar, Allah da onları korur.
Onlar; Allah ile beraber başka bir ilaha dua etmezler, Allah’ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar. Zina da etmezler.
Onlar, Allah’ın nimet verdiği bir topluluktur. Onlar, büyük ve küçük günahları terk ederler.
Onlar, boş sözlerin peşine gitmezler, müzik dinlemezler. Günah ve kötülük meclislerine şahit olmazlar. Boş işlere uğradıkları vakit ise vakar ile geçip giderler.
Onlar, Rablerinin ayetleri anıldığı vakit kör ve sağırmış gibi davranmazlar.
Onlar, aile ve çocuklarına güzel terbiye ve nasihat ederler. Eş ve çocuklarının Allah’a itaatte ve emirlerini yerine getirmede kendileri için göz aydınlığı olmalarını umarlar.
Onlar, Rabbimiz! Eşlerimizden ve çocuklarımızdan bizler için göz aydınlığı ver. Bizi takva sahibi kulların için önder kıl, derler.
Onlar, Allah’a itaatte birçok iyi hasleti kendinde toplayan insanlardır. Onların her biri hayırda timsaldir. Allah’a itaatte onlar örnek alınır.
Onlar, yüksek gayret sahibi insanlardır ki, Allah’tan din hususunda önderliği ve muttakilere örnek olmayı isterler.
“İşte onlara sabretmelerine karşılık cennetin en yüksek makamı verilecek, orada hürmet ve selamla karşılanacaklardır. Orada ebedi kalacaklardır. Orası ne güzel yerleşme ve ikamet yeridir.”
Furkan 75, 76
Onlar, bu harika makamın sahipleridir. Ne mutlu onlara, ne mutlu onların yolundan gidenlere…
Alıntı
Hayatın ağıtını bilenler anlar ancak.
Değeri değere değen kavrar.
Bilgi kokmayan karşı çıkışlarda cehalet kokusu ve kompleks vardır.