Günün Sözü DamlaPenia.
Her şey neye layıksa ona dönüşür. -Mevlana
Etiket Listesi

Like Tree3Beğeniler
  • 1 Post By Türkolog
  • 1 Post By Farkedmez
  • 1 Post By Türkolog
Seçenekler
Seçenekler
Stil
Türkolog - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Madem ki erler gibi yürüyor, ayaklarının çevikliğine güveniyorsun. Bunun şükür ifadesi olarak ağır ağır gidenlere katlanman gerekmez mi?
Üyelik tarihi
21 Şubat 2017
Bulunduğu yer
İstanbul
Yaş
29
Mesajlar
5.834
Seslenildi
721 Mesaj
Etiketlendi
80 Konu
Ruh Hali
Arastirmaci

Standart Grek Ateşi

13 Mart 2017
1

ÂTEŞ-i RÛMÎ

آتش رومي

Eskiden bir savaş silâhı olarak kullanılan yanıcı, yakıcı ve patlayıcı bir madde.

Daha çok Bizanslılar’ca kullanıldığı için bu adla meşhur olmuştur. İlk önce Çinliler tarafından bulunduğu ve Çin’den yayıldığı hakkındaki kanaat ise daha yaygındır. Bizanslılar’ın ilâhî bir güç olarak kabul ettikleri, terkibi yüzyıllarca bir sır gibi saklanan bu ateşin esasının o çağlarda kullanılan güherçile olduğu, bunun kükürt ve zift maddeleriyle karışımına neft yağının eklenmesiyle de mâyi haline getirildiği daha sonra anlaşılmıştır. Su üzerinde dahi yanabilme özelliğinden dolayı “âteş-i bahrî” adıyla da anılmıştır. “Grejuva ateşi” de denilen bu ateşin birleşimine kömür tozu ilâve edilerek bu maddenin bir bakıma barutun basit bir şekli olduğu söylenebilir.

Âteş-i Rûmî’yi, Bizans imparatorlarından Konstantin Pogonatos’un hükümdarlığı zamanında Mısırlı veya Baalbekli Kallinikos adlı biri Bizans’a getirmiş (652) ve silâh olarak kullanılmasında öncü olmuştur. Mûcidinin de yanlış olarak bu kişi olduğu zannedilmiştir. Halbuki ateşin IV. hatta II. yüzyıllarda varlığı biliniyordu. Rum ateşi Bizanslılar tarafından ilk defa, Halife Muâviye zamanında İstanbul’un fethi için gönderilen Süfyân b. Avf kumandasındaki İslâm ordularına (674), daha sonra da İstanbul’u kuşatan Ruslar’a ve yine müslüman kuvvetlerine karşı kullanılmış ve tesirli olmuştur. Bizanslılar’ın ilâhî bir sır gibi saklama gayretlerine rağmen Araplar tarafından Çinliler’den öğrenilen bu ateşin daha da geliştirilerek “neft-i kazıf” veya “harrâka” adları altında Haçlı seferleri sırasında kullanıldığı görülmüştür. Bundan dolayı Avrupalılar bu silâha “Arap ateşi” adını vermişlerdir. Rum ateşinin kullanımı XIV. yüzyıldan sonra Anadolu’da da yayılmış, Timur İzmir Kalesi’ni bu ateş sayesinde alabilmiştir. Bizanslılar bu ateşi son olarak 1453’te Osmanlılar’ın İstanbul’u kuşatmaları sırasında kullanmışlardır.

Rum ateşinin fındık büyüklüğünden fıçı büyüklüğüne kadar birçok çeşidi vardı. Bunlar büyüklüğüne ve yerine göre ok ucuna bağlanarak veya mancınıkla, topun icadından sonra ise toplarla atılmıştır. Şişeler içinde hazırlananları ise günümüzdeki el bombaları gibi kullanılırdı. Surlara tırmananlara karşı büyük kaplarla burçlardan aşağı boşaltılan bu ateş Araplar’ın eline geçtikten sonra havai fişeklerle ve mancınıklarla atılmıştır. İstanbul’un fethinden sonra, Osmanlı Türkleri tarafından topun geliştirilmesiyle ikinci planda kalan âteş-i Rûmî Avrupa’da bir süre daha varlığını sürdürmüş, XIX. yüzyılda ise tamamen tarihe karışmıştır.

Kaynak: Özcan, Abdülkadir, "Âteş-i Rûmî", DİA, C. 4, İstanbul 1991, s. 57.

Farkedmez bunu beğendi.
Eğer şimdiye kadar başımıza gelenler bize bir şey öğretmediyse, bundan sonra bildiklerimiz hiçbir işe yaramayacaktır.
Farkedmez - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Üyelik tarihi
13 Nisan 2016
Bulunduğu yer
Tel'aran'rhiod
Mesajlar
20.014
Seslenildi
1781 Mesaj
Etiketlendi
96 Konu
Standart Cevap: Grek Ateşi
13 Mart 2017
2
Duymuştum o zamanların en önemli silahı olsa gerek.
Game Of Thrones'de ki çılgın ateş gibi sanki
Türkolog bunu beğendi.
Türkolog - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Madem ki erler gibi yürüyor, ayaklarının çevikliğine güveniyorsun. Bunun şükür ifadesi olarak ağır ağır gidenlere katlanman gerekmez mi?
Üyelik tarihi
21 Şubat 2017
Bulunduğu yer
İstanbul
Yaş
29
Mesajlar
5.834
Seslenildi
721 Mesaj
Etiketlendi
80 Konu
Ruh Hali
Arastirmaci
Standart Cevap: Grek Ateşi
13 Mart 2017
3
Farkedmez Nickli Üyeden Alıntı
Duymuştum o zamanların en önemli silahı olsa gerek.
Game Of Thrones'de ki çılgın ateş gibi sanki
Ateşte de suda da yanıyormuş. İstanbul'u birçok saldıran korumuştur.
Farkedmez bunu beğendi.
Eğer şimdiye kadar başımıza gelenler bize bir şey öğretmediyse, bundan sonra bildiklerimiz hiçbir işe yaramayacaktır.
Konuyu 1 kişi okuyor. (0 üye ve 1 ziyaretçi)
 
Seçenekler
Stil

Benzer Konular
Konu
Konuyu Başlatan
Forum
Cevaplar
Son Mesaj