Osmanlı Devlet’ inde “harem” asıl adıyla “Darüs-saade” yüzyıllar boyu merak konusu olmuştur. 16. yy. itibariyle yüksek duvarlarla çevrili bir mekân ve içerisine de belirli görevli erkeklerin dışında girişin yasak olduğu bir kurum. Bir de buna içeride bulunan yüzlerce birbirinden güzel cariyeyi de eklediğimiz zaman bu kurum tam bir sır küpüne dönüyor. Böyle gizemli bir durum karşısında da birçok yazar çoğu zaman hayal ve fantezilerin süslediği bir yer olarak lanse etmişlerdir bu kurumu.
Ülkelere hükmetmiş hükümdarların yaşadıkları sarayları görerek onların nasıl bir yaşam sürdürdüklerini öğrenmek ister insanlar . Hele ki bu 3 kıtaya hükmetmiş Osmanlı padişahlarının hareminde yüzlerce kadının bulunduğu saraylar söz konusu olduğunda merak duygusu bir kat daha artar.