Göbeklitepe açılış töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk kurdele kesti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, açılış sonrası Göbeklitepe'yi gezdi ve arazinin eski sahibi 66 yaşındaki çiftçi Mahmut Yıldız ile fotoğraf çektirdi.

Göbeklitepe Ören Yerinin Resmi Açılış Töreni yapıldı.

Açılış törenine Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Avrupa Komisyonu Delegasyonu Mali İşbirliği Başkan Yardımcısı Antel Gutierrez, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, Şanlıurfa erkanı, akademisyenler, Şanlıurfalı sanatçı İbrahim Tatlıses, ve davetliler katıldı.

Mehmet Nuri Ersoy: Göbeklitepe Anadolu'nun bize hem armağanı hem de emanetidir

Törende konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Göbeklitepe'yi anlatırken 12 bin yıl gibi bir zamanı telaffuz ediyoruz. Üstelik kazı hala devam ediyor. Toprak altında gün yüzüne çıkarılmayı bekleyen daha birçok yapı var. Uzmanlar bunlardan bazılarının 15 bin yıllık olabileceğini söylüyor. Heyecanlanmamak, hayrete düşmemek mümkün değil. Tarih onu var eden topraklarda adeta tekrar ayağa kalkıyor. Göbeklitepe Anadolu'nun medeniyetin beşiği olduğunu ortaya koymaktadır. Stilize edilmiş insan sembolleri, muazzam hayvan kabartmaları ve mimari yapısıyla Göbeklitepe, arkeoloji ve tarih dünyasında bildiğimizi sandığımız birçok cevabı geçersiz kılmış, yerine cevap bekleyen birçok soru getirmiştir."

Bakan Ersoy, bugüne kadar ülkenin tarihi zenginliğine sahip çıkmak ve değerlendirmek noktasında büyük ve kararlı adımlar attıklarını vurgulayarak, kazı çalışmalarının yıl boyu sürmesinin bu anlamda önemli olduğunu vurguladı.

Göbeklitepe'nin 2018 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi'ne girdiğini anımsatan Ersoy, "Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde 2019'un Göbeklitepe Yılı ilan edilmesi, hem bölgeye hem de kültür varlıklarına verilen değerin, gösterilen hassasiyetin bir ifadesidir. Şanlıurfa'ya ve çevre illere tanıtım ve kültürel zenginliklerin ön planda çıkarılması noktasında büyük fayda sağlayacaktır. Göbeklitepe Anadolu'nun bize hem armağanı hem de emanetidir. Bugüne kadar son derece titiz çalışmalar gerçekleştirdik, bundan sonraki adımları da aynı titizlikle atacağız." ifadelerini kullandı.

Bakan Ersoy, Göbeklitepe'de elde ettiği bulgularla insanlık tarihine ışık tutan ve kalp krizi sonucu 2014'te hayatını kaybeden Prof. Dr. Klaus Schmidt, Doğuş Grubu ve bölgede çalışma yürüten herkese şükranlarını iletti.

Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk: GöbeklitepeTürkiye için bir şans

Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk ise bugün çok özel bir şehirde bulunduklarını ve Göbeklitepe'nin dünya kültürel mirası için son derece önemli bir alan olduğunu kaydetti.

Şanlıurfa'da bulunan ve insanlık tarihi açısından en önemli eserlerden biri olan Göbeklitepe'nin sponsorluğunu 20 yıl boyunca Doğuş Grubu yapacak. Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, Göbeklitepe'nin Türkiye için bir şans olduğunu söyledi. Şahenk, Göbeklitepe'nin dünya ve Türkiye için önemini, bölgeye yapacağı katkıları anlattı.

Tarihin akışını değiştiren Göbeklitepe'ye katkı sunmaktan büyük gurur duyduklarını vurgulayan Şahenk, Türkiye'nin kültürel mirasına duydukları saygıyla, bu yöndeki çalışmalarının devam edeceğini sözlerine ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Sonuçlar arkeoloji ve antropoloji yanında dinler tarihi başta olmak üzere diğer pek çok bilim disiplini için de çok önemli

Tören öncesi Ören Yeri'nde incelemelerde bulunup arazinin eski sahibi 66 yaşındaki Mahmut Yıldız ile fotoğraf çektiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şanlıurfa'da, Göbeklitepe Ören Yeri Resmi Açılış Töreni'nde konuştu.

Göbeklitepe'nin insanlık tarihinin yeniden yazılmasını gerektirecek derecede önemli bir yer olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

"İnsanlığın ortak kültür hazinesine yaptığı katkılarla Göbeklitepe Anadolu'daki medeniyet köklerinin derinliğini göstermesi bakımından şimdiden çok önemli bir referans haline geldi. Göbeklitepe ile birlikte insanlık ailesinin adeta ana vatanı konumundaki Anadolu sahip olduğu sayısız tarihi değere bir yenisini daha ekliyor. Burada elde edilen bulgular medeniyetimizin kadim bir kavramı olan 'medine', yani şehir insanlığın toplu olarak birlikte yaşama ihtiyacının nasıl ortaya çıktığına da işaret ediyor. İnsanların bunca zamandır hep öne sürüldüğü gibi önce yerleşik hayata geçip ondan sonra inançlarını sembolize eden yapılar inşa etmediklerini, sürecin tersinden işlediğini buradaki kalıntılardan anlıyoruz."

Göbeklitepe'nin insanların inançlarının peşinden giderek yerleşik hayata geçtiklerinin de ipuçlarını verdiğini anlatan Erdoğan, "Yani buradaki bulgular insanın dünyada asıl varlık gayesinin ne olduğuna çok güçlü bilimsel delillerle ışık tutuyor. Bu bilgi insanlığın bizim inancımızla, medeniyet ve kültür çerçevemizle uyumlu bir geçmişe sahip olduğunu da gösteriyor. Dolayısıyla bu kazılardan elde edilen sonuçlar arkeoloji ve antropoloji yanında dinler tarihi başta olmak üzere diğer pek çok bilim disiplini için de çok önemli bir değere sahip." diye konuştu.

Erdoğan, Göbeklitepe'deki çalışmaların yürütülmesinde emeği geçenleri tebrik etti.

Göbeklitepe'nin Şanlıurfa'ya ve Türkiye'ye kazandırılmasının uzun soluklu, her adımı sabırla örülen ince bir çalışmanın ürünü olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"2011'de UNESCO dünya mirası geçici listesine giren Göbeklitepe, ilgili kurumlarımızın takibi sonucunda nihayet geçtiğimiz yıl kalıcı listeye ilave edilmiştir. Böylece biraz geç de olsa ülkemizin bir değeri, önemli bir kültür varlığı tescillenmiş oldu. Daha önce Türkiye'nin 2'si karma, 15'i kültürel olmak üzere 17 miras alanı bu listedeydi. Göbeklitepe'nin dahil edilmesiyle bu sayı 18'e yükselmiş oldu. Dünya kültür mirası geçici listesindeki varlık ve alan sayımız ise 77'ye yükseldi. Elbette Türkiye gibi her karış toprağı insanlık tarihinin aynası olan bir ülkenin UNESCO dünya mirasında 18 tane geçici listede 77 tane eserinin olması bizim için yeterli değildir, kafi değildir."

Bu sayıların her geçen yıl daha da artacağına inandığına vurgu yapan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Üzerinde yaşadığımız bu toprakların eşi bulunmaz bir tarih, kültür ve medeniyetler beşiği olduğu zamanla çok daha iyi anlaşılacaktır. Ben şuna inanıyorum, bizim ülkemiz bir defa bir açık hava müzesidir. Onun için de çok yoğun bir çalışmanın ortaya konulması lazım. Çünkü bizim gibi kadim yerleşim yerlerindeki tarihi eserlerin bulunması, ortaya çıkarılması biraz da nasiple oluyor."

İstanbul, Hatay, Mardin, Şanlıurfa ve birçok ilde farklı amaçlarla yürütülen faaliyetler sırasında çok önemli tarihi eserlere rastlandığını söyleyen Erdoğan, bunun en somut örneğinin de Göbeklitepe olduğunu ifade etti.

Göbeklitepe'de ilk kez 1963 yılında iki üniversitenin yaptığı araştırmalarda gerekli derinliğe inilmemesi ve yüzey araştırmaları düzeyinde kalındığı için sonuç alınamadığını hatırlatan Erdoğan, 1986'ya kadar da burada tam olarak ne olduğunun meçhul kaldığını bildirdi.

Bir çiftçinin 1986'da tarlasını sürerken bulduğu bir heykeli sergilenmek üzere müzeye teslim ettiğini anlatan Erdoğan, heykeli 5 yıl önce vefat eden Alman Arkeolog Prof. Dr. Klaus Schmidt'in görmesiyle Göbeklitepe'nin öneminin ortaya çıktığını bildirdi.

Schmidt'i saygıyla yad eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanlığının yeni bilgiler ışığında harekete geçtiğini ve Göbeklitepe'de arkeolojik kazı faaliyetlerini başlattığını anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bütün bu gayretlerin sonucunda da işte böyle bir hazine gün yüzüne çıkmıştır. Bu süreçte ülkemizin önde gelen kuruluşlarından Doğuş Grubu'nun projeye verdiği destek çok ama çok önemlidir. Doğuş Grubu'na bu vesileyle bir kez daha yine şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Türkiye'nin diğer firmalarından da benzer projelere destek vermelerini, sosyal sorumluluklarını yerine getirmelerini bekliyoruz." dedi.