ayrı pencerelerden bakıyorsunuz dünyaya
yeni gelen, hayat türküleri getirirken ağzında
yankısız/yansımasız /senin çağrın, avazın

sana dönmeyen gün
ufukta yanan, kızıl bir akşamdır şimdi

güz çıkmazı sokağında
farkını bilirken konukluğunun
bir küçük yeşil görme ihtimâlinde kalır içindeki bakışın
yarına bırakacak zerre zamanın yok artık
ki / pat diye vurulabilir kapı tokmağın

ve sonbahar kokusundan hüzün topluyor gözlerin
ayrılık acısı çöküyor yaşanmamışların üzerine
dudağında / kuşkulu, iğreti bir gülümseyiş/yama gibi

yaşamın giydirilmişliği örtmüyor gerçeği
ölüm çıplak / çıplak ölüm
sabâ inliyor neyin nefesi
üşüyorsun /üşüyorum / üşüyorlar…