Koca bir kırk yılı birlikte geçirmiştik Mustafa Kemal Paşa ile... O buyurdu ben yaptım. Gölgesi gibi yanı basındaydım hep. Kırk yıl bu, dile kolay... Azarladığı da oldu, koltukladığı da. Ama -Allah şahit- hiçbir gün kalbimi kırmadı. Gizlisi saklısı bendedir; bütün sırları, mektupları, gizlenmiş öfkeleri, yaşanmış sevinçleri bendedir. O da bana inanıyordu; "Al Salih, bunu da koy bir kenara... Gün gelir lâzım olur..." diye verirdi bu mektupları bana. Ben de onları ta Selanik günlerinden bugüne kadar üzerlerine titreyerek sakladım.

Bugün, 1941 yılının ilk günü...

60 yaşındayım... Dünyadan ne umuyorsam, ne bekliyorsam bunların hepsini -katmer katmer fazlasıyla- elde ettim. Mustafa Kemal Paşa sayesinde yaşadım ve her şeye kavuştum. Şimdi samimiyetle söyleyeyim ki artık yaşamaktan, Mustafa Kemal'in olmadığı bir dünyada yaşamaktan, hiç mi hiç zevk almıyorum. Bana "ölenle ölünmez" diyorlar. Ben ölenle ölmüyorum ki...


Yaşayamadığım için ölüyorum! Siz, oksijensiz bir dünyada yaşayabilir misiniz?.. İşte Mustafa Kemal Paşa benim hayatım için bir oksijendi!... Bugüne kadar geçen hayatımı nasıl Mustafa Kemal Paşa'ya adamışsam, bundan böyle geçecek hayatımı da Mustafa Kemal Paşa'nın buyruğunda geçirmeliyim!.. Biliyorum, o öldü; artık buyruk veremez. Ama, bana eliyle verdiği mektupları, sımsıcak anıları var; yalnız benim bildiğim tutumları, davranışları var...

İşte ben bundan böyle bu anıları yazacağım, bu olayları anlatacağım -gidişi ile sevimli hale koyduğu "öbür dünya"nın kapısını çalana kadar böylece yine onun buyruğunda, onun güveninde yaşayacağım...

Salih Bozok



tarih ....